Konya ve Bursa ovalarında yılda 10 santime varan zemin çökmesi
Uydu verileriyle yapılan analizler, Konya ve Bursa ovalarında her yıl santimetreler düzeyinde ilerleyen zemin çökmesinin önlem alınmazsa yapı güvenliği ve kent yaşamı için ciddi riskler oluşturabileceğini ortaya koydu.
Avrupa Uzay Ajansı’na ait Sentinel uydularından elde edilen verilerle yapılan çalışmada, Konya ve Bursa’daki zemin hareketleri ayrıntılı biçimde incelendi; Konya Ovası’nda yer yer yılda 10 santimetreyi bulan, Bursa Ovası’nda ise yaklaşık 6 santimetre seviyesinde düşey deformasyon tespit edildi. Uzmanlar, bu hızın sürmesi halinde önümüzdeki yıllarda metreye yaklaşan çökmelerin görülebileceği uyarısını yapıyor.
Uydu verileri Konya ve Bursa’daki zemin hareketlerini ortaya koydu
Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi’nden Prof. Dr. Şenol Hakan Kutoğlu’nun geliştirdiği yazılımla yapılan analizler, Konya ve Bursa ovalarında son yıllarda hızlanan zemin çökmesini net biçimde gösterdi. Sentinel uydularından alınan yüksek hassasiyetli radar verileri kullanılarak hazırlanan raporda, her iki kentte de “ciddi düşey deformasyonlar” saptandığı belirtildi.
Prof. Dr. Kutoğlu, Konya ve Bursa’nın fay hatlarıyla çevrili olmalarının yanı sıra geniş ova alanlarına sahip olduklarına dikkat çekerek, ölçümlere göre Bursa Ovası’nda zeminin yılda yaklaşık 6 santimetre çöktüğünü, Konya Ovası’nda ise bu hızın bazı noktalarda 10 santimetreye kadar ulaştığını vurguladı.
On yıl içinde yarım metreyi aşan çökmeler mümkün
Çalışmada, mevcut hızın devam etmesi halinde önümüzdeki 10 yıl içinde bazı kesimlerde toplam çökme miktarının yarım metreyi aşabileceği değerlendiriliyor. Bursa’da Uludağ’ın yılda ortalama 2 santimetre yükselmesinin, ovadaki zemin alçalmasıyla birleşerek bölgedeki düşey hareketi daha da belirginleştirdiği ifade ediliyor.
Konya’da ise ovadaki çökme hareketine ek olarak batıya doğru yılda yaklaşık 4 santimetrelik tektonik kaymanın ölçülmesi, riskin yalnızca yer altı suyu kullanımından kaynaklanmadığını, tektonik süreçlerin de etkili olduğunu ortaya koyuyor.
“Kent planlaması ve yer altı suyu kullanımı acilen yeniden değerlendirilmeli”
Uzun vadede bu tür zemin hareketlerinin, yerleşim alanlarında çatlaklar, oturma problemleri ve farklı türde yapısal hasarlar doğurabileceğine işaret eden Prof. Dr. Kutoğlu, özellikle hassas zeminli bölgelerde riskin arttığını söyledi. Kutoğlu, “Bu süreç kontrol altına alınmazsa, özellikle zemine hassas bölgelerde ciddi tehditler ortaya çıkabilir. Kent planlaması ve yer altı suyu kullanımı acilen yeniden değerlendirilmelidir” ifadeleriyle uyarıda bulundu.