Kızı Ayşe Önbilgin devlet korumasına alınan Deniz Akkaya'dan açıklama
Deniz Akkaya, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın 16 yaşındaki kızı Ayşe Önbilgin’i koruma altına almasının ardından açıklama yaptı. Akkaya, “Kendi rızamla gönderdim Çocuk Esirgeme’ye. Burnu sürtsün diye” ifadelerini kullandı.
Ünlü manken Deniz Akkaya, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından koruma altına alınan 16 yaşındaki kızı Ayşe Önbilgin ile ilgili yeni bir açıklama yaptı. Akkaya, Ayşe Önbilgin’i kendi rızasıyla Çocuk Esirgeme Kurumu’na verdiğini belirterek “Burnu sürtsün diye yaptım” dedi.
Akkaya, “Polisi çağırmak zorunda kaldım 1 saat 45 dakika burada ben savaş verdim. Gecenin bir yarısı. Salak salak yorumlar yazmayın. Evet, kendi rızamla ben gönderdim Çocuk Esirgeme'ye. Burnu sürtsün diye. Bunu böyle haber yapamazsınız kendinize gelin. Özür dilerim bu arada. Ben bunu paylaşmasaydım böyle paylaşacaktınız. İyi ki paylaşmışım. Ben biliyorum malımı” dedi.
DENİZ AKKAYA VE KIZI AYŞE ÖNBİLGİN NEDEN GÜNDEMDE?
Deniz Akkaya, geçtiğimiz saatlerde Twitter (X) hesabından yaptığı uzun bir açıklamayla gündeme geldi. Akkaya, 16 yaşında olan kızı Ayşe'nin kendisinden sakladığı telefonuna el koyduğunu söyledi. Ardından kızının fiziken kendisine saldırdığını vurgulayan Akkaya, “1997 senesinde başlayan kariyerin ve çok mutlu bir hayatın akabinde son derece yanlış bir baba seçimiyle hamile kaldım ve hayatım resmen kabusa döndü” diyerek başladı.
"SÜREKLİ AYŞE'NİN DERTLERİYLE UĞRAŞIYORUM"
Deniz Akkaya, kızı için verdiği velayet savaşının bir ömür sürdüğünü ifade etti ve mesajının devamında “Daha önce de bu aramızda oldu. Bilip bilmeden konuşmayın. Acayip derecede toleranslı bir anneyim. Benim annem, babam işgalci tipler olduğu için kızımın cüzdanını, telefonunu karıştırmayı kendime zül kabul ederim. Bir hata yaptığımı düşünmüyorum. Daha önce de benzer şeyler olduğunda ceza olarak 'Bir süre telefon kullanmayacaksın' dedim ve aynı şekilde saldırdı. Beni yaralayan şey 16 sene bir telefona feda edildi. Bunu daha önce de yaşadım, akıl almaz bir cinnet geçirerek telefonu istemişti. Yaklaşık 3 hafta önce bir arkadaşının kredi kartını patlattı, 16 bin TL ödedim, üstüne bir de defalarca özür diledim aileden. Bugün okuldan beni aradı, 'Param yok dedi'. Çıldırdım çünkü daha 2-3 gün önce para vermiştim. Yanlış anlaşılmasın verdiğim para nereye gidiyor bilmek zorundayım. Sürekli Ayşe'nin bitmeyen dertleriyle uğraşıyorum. İşlerim var, yapamıyorum. Hemen ağlamaya başladı. Bıktım! Artık bana herkesin bir şeyleri ağlayarak yaptırmasından bıktım. İş büyüdü büyüdü ve tekrar tartışma çıktı. Kaşla göz arasında telefonunu aldım. Haberim olmadan arkadaşıyla uçaklı program yapılmış Belçika'ya. Bunlardan hiç haberim yok” ifadelerini kullandı.