Kılıçdaroğlu: Bu ülkeyi rüşvet alandan, uyuşturucu tacirinden temizleyeceğiz, torpil bitecek!
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuşuyor.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partinin grubun fabrikasını seçmesini değerlendiriyor.
Kılıçdaroğlu'nun satırbaşları şöyle:
Bir yıl devirdik 2023'teyiz. Beklentilerimiz çok fazla, en iyi beklentilerimiz de fazla. Yeni şeyler istiyoruz. Daha güzel bir Türkiye, demokrasisi gelişmiş bir ülke, insan haklarına saygı, düşünce özgürlüğü istiyoruz. Bugüne kadar bunlara hep yabancı kaldınız sevgili halkım. Nazik olduğunuzu bilirseniz düşüncenizi. Acaba hepsini bir şey gelir mi diye endişe içinde oldunuz. Evlatlarınız tweet attığı zaman onu uyardınız. Türkiye artık bu zincirlerini koparmak zorunda. Türkiye artık bu tablonun dışına çıkmak zorundadır. Türkiye'yi bu tablonun ortaya çıkardığı herkesin huzurunda söz ifade ediyor.
Altı lider birlikteyiz. Demokrasi için bir araya geldik. Ülkemize huzur gelsin diye bir araya geldik. Toplumda kaynaşma olsun ama kamplaşma olmasın diye bir araya geldik. Kadın-erkek ayrımı olmasın diye bir araya geldik, kucaklaştık. Geçmişin acılarını sarmaya çalıştık. Helalleşme dedik, kucaklaşma, adalet dedik. Dillendirmeye devam edeceğiz. Demokrasi kadar güzel bir şey yok. Demokrasilerde medya özgür olacak. Artık havuz medyası diye bir medya olmayacak. Saray tarafından beslenen bir medya olmayacak ama o medya özgürce bizi eleştirebilecek. Çünkü şuna inanıyoruz, bir politikacının alkıştan çok sağlıklı ve tutarlı eleştiriye ihtiyacı vardır.
“DEVLETİ FELAKETE SÜRÜKLEDİLER”
Her şeyi ben bilirim, her şeyi ben yaparım düşüncesi insanlığı felakete sürükler. Devleti bir adama teslim etmek o ülkeyi, devleti felakete sürükler. Geldiğimiz tablo budur. Bu tablodan Türkiye'yi çekip çıkarmak istiyoruz.
Rüşvet alanlar var. Rüşvetçilerden, uyuşturucu baronlarından, uyuşturucu çetelerinden bu ülkeyi 2023 seçimlerinden sonra temizleyeceğiz. Yeni bir Türkiye'yi birlikte inşa edeceğiz. Altı ayrı partiyiz doğru ama aynı felsefeden hareket ediyoruz demokrasi konusunda. Neyi, nasıl yapacağız biliyoruz. Sadece liderler değil onların altında ekipler çalışıyor, güzel şeyler yapacağız.
Türkiye yeniden, eskiden olduğu gibi bütün mazlum milletlerin örnek aldığı bir Türkiye olacak. Türkiye'yi yöneten kişi asla para için kapı kapı dilenci gibi dolaşmayacak. Kendi gücümüzle, imkanımızla büyüyeceğiz ve kalkınacağız. Rüşvetin olmadığı, torpilin olmadığı, yolsuzluğun olmadığı bir Türkiye'yi inşa edeceğiz. Eğer kul hakkına herkes saygı gösteriyorsa, 'Kul hakkı yiyenleri iktidardan göndereceğiz ve yemeyen insanları dürüst ve namuslu insanları, adaletten yana olan insanları iktidara getireceğiz' demelisiniz.
Terörün olmadığı bir ülke inşa edeceğiz. Masum çocuklarımız, kadınlar, kızlar hayatlarını kaybettiler. Türkiye'yi buradan çıkartacağız. Terörün sıfırlandığı bir Türkiye'yi inşa edeceğiz. Bütün komşularımızla barış içinde yaşayacağız. Türkiye bölgesinin en güçlü ülkesi olacak kısa sürede göreceksiniz. Nasıl Cumhuriyet'i ilan ettikten sonra bütün mazlum milletler Cumhuriyet'i inşa ettilerse demokrasiyi de inşa ettikten demokrasiyi de inşa ettikten sonra göreceksiniz bütün mazlum ülkeler Türkiye'yi örnek alacaklar. Biz yine bütün mazlum milletlere örnek olan bir ülke olmaya devam edeceğiz.
Allah nasip eder halkın oylarıyla iktidar olduğumuzda, halktan toplanan her kuruş verginin hesabını millete vermeyi şerefli ve onurlu bir görev olarak üstleneceğiz. Böyle kabul edeceğiz. Gençlerle sohbetlerimde söylüyorum. Sizler vergi ödüyorsunuz ama hesabını sormuyorsunuz. Sormadığınız için demokrasi gelişmiyor. Demokrasinin gelişmesinin temel sözcüğü, faktörü benden toplanan vergiler nereye harcandı diye sormaktır. Bu sorunun sorulmadığı yerde demokrasi gelişmez.
Bizim iktidarımızda bu soru sorulmasa dahi her harcamanın hesabını vereceğiz.
2023'den başlayarak açtığımız yeni bir sayfayla bu coğrafyada asla ve asla hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. Bu ülkenin hapishanelerinde haksız yere yatanlar var. Osman Kavala, Selahattin Demirtaş, Mücella Yapıcı, Çiğdem Utku, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman haksız yere yatıyorlar. Adaleti savunmazsanız siyaset yapmanın mantığı yoktur. Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytansa hiçbir haksızlığı maruz görmeyeceğiz. Geçen gazetelere bakarken bir annenin kanser olan 6 yaşındaki Yusuf'a sarıldığını gördüm. İçim cız etti. Anne hapiste. Yusuf 6 yaşında kanser, ölümle pençeleşiyor. 'Anne' diye sayıklıyor. Bu adalet midir? Savcı izin vermiş, hastanede görüyor. İl Başkanımızı aradım Canan hanımı. 'Git aileyi bul, ihtiyaçları var mı sor' dedim. Kişi suçlu olabilir ama anne evladının yanında olmak durumundadır. 15 Temmuz'dan sonra yeni doğum yapmış bir öğretmeni karakola almışlardı. Ben çocuğun anne sütüne ihtiyacı var, çocuğun anneye teslim edilmesi gerektiğini söyledim. Kıyamet koptu beni teröristlere destek vermekle suçladılar. O masum çocuğun günahı ne? Bunun kavgasını verdim ve sonunda benim dediğimi yaptılar. Anne evladıyla buluştu ve doyurdu. Hepimiz insanız ya, insanlıktan çıkmak nedir biliyor musunuz? Altı yaşındaki bir çocuğu anneden ayırmak nedir? O anne evladı öldüğü zaman mı gidecek mezarın başında duracak? 85-90 yaşındaki FETÖ'nün sorguladığı insanları hapse attılar. Vicdan, adalet var ya. Halkıma söz veriyorum bütün bu haksızlıklar son bulacak. Bu ülkeye ya adaleti getireceğiz.
85 milyon yurttaşa sesleniyorum. Asla karamsarlığa kapılmayın. Bütün bu haksızlıkları görüyoruz. Asla karamsarlığa kapılmayacağız. Sandık geldiğinde,gideceğiz ve biz zulüm iktidarına son vereceğiz. Az kaldı geliyor gelmekte olan.
"SİNAN ATEŞ CİNAYETİNE İLİŞKİN ÇOK ŞEY BİLİYORUZ"
Bu ülkenin başkentinde bir suikast gerçekleşti. Sinan Ateş. Genç bir babayı öldürdüler. Ülkücü hareketin en değerli isimlerinden birisiydi. Akademisyendi, milliyetçiydi, inançlıydı, Atatürkçüydü. İki kız çocuğunun babasıydı ve değerli bir eşi vardı. Bunu Ankara'nın göbeğinde katlettiler. Ailesi talep etti diye konu siyasallaşmasın diye sabırla susuyoruz. Babayla da eşiyle de konuştum. Sabırla sonucu bekliyoruz. Bize de bilgiler akıyor, çok şey biliyoruz. Bu işten ne kadar pis kokuların geldiğinin de farkındayız. Görevliler işini yapsın diye şimdilik sesimizi çıkarmıyoruz. Saraydan tık yok. Sarayın stepnesi ise sanki en değerli evlatlarından biri öldürülmemiş gibi tek kelime dahi etmiyor. Bu cinayeti görmezden gelemezler, CHP olarak izin vermeyeceğiz. Bay Kemal kafasına bir şeyi koyduysa mutlaka çözecektir.
İMAMOĞLU’NA SİYASİ YASAK!
İstanbul seçimleri yapıldı. Seçimleri sayın İmamoğlu kazandı. İtirazlar geldi ama kendileri bir şey yapamıyorlar YSK üzerinden bir kumpas çevirdiler. YSK üyeleri toplandı aynı zarfın içine konulan dört oydan üçü doğrudur biri yanlıştır dediler. Dünya tarihinde, yargı tarihinde görülmemiş bir şey. Ben bunlara çete dedim. Bir namuslu yargıç muhalefet şerhi koydu. İkinci seçim yapıldı. 13 binlik fark 800 bine çıktı. İstanbul'u vermemek için direndiler. Yeni bir komplonun peşindeler. Birinci kumpas, Ekrem bey birisine hakaret etmiş diye iddianame hazırlandı. Aslında söylenen YSK değil, açıkça söylendi zaten. Muhatabı bizim fotoroman dediğimiz kişi. Yani Süleyman. YSK, 'Bize söylendi' dedi. Arkasından dosya namuslu bir hakimin önüne gitti. Fakat bu hakimi değiştirdiler, Samsun'a sürdüler. Bu hakimin söylediği bazı şeyler var. Hukuk kökenli vekillerimiz Adalet Bakanlığı'na gidecekler. Samsun'a sürülen hakimin iddiaları konusunda soruşturma açılmasını istiyoruz. Soruşturma açılmazsa Adalet Bakanı da bu kumpasın içindedir. Gerçekleri bilmeye 85 milyonun hakkı var. 'Biz İstinafı da ayarladık' diye hakime kim söyledi? Sarayın sofrasına oturan hakimin kararına itibar edilmez. Bir hakim iradesini saraya ipotek etmişse ona hakim denilmez. Bu davada savcı duruşma salonunda olmadan hakim kararını açıklıyor. İddia makamı yok, kararını açıklayamaz. Cumhuriyet tarihinde bir ilk. Böyle bir rezalet yaşanmadı. Talimat gelmiş. Buradan bütün hakim ve savcılara sesleniyorum. Görevinizi anayasanın öngördüğü, hukukun üstünlüğü ve vicdani kanaatinize göre yapıyorsanız saygım var ama saraydan talimat alıyorsanız bunun hesabını vereceksiniz. Ayarını bozduğunuz kantarın sizi de tartacağını unutmayacaksınız. İkinci kumpas, İBB'de teröristler ve iltisaklı kişiler çalışıyormuş. 9 Aralık 2021'de söylüyor sonra bu rakamı fotoroman söylüyor. Bu rakamı sonra 1668'e çıkarıyor. Bunun üzerine İBB yazı yazıyor. 'Bize bildirin, gereğini yapalım' diyorlar. Cevap vermiyorlar. Hem suçlayacaksın hem bildir deyince 'bildirmiyorum' diyeceksin. İtham ediyorsun, isimleri bildir diyorlar, bildirilmiyor. 'Siz işlem yapın' diyorlar. 'Sonra yapacağım' diyor.
Niçin güvenlik soruşturması yapamıyorlar? Çünkü AYM ilgili yasayı iptal etmiş. İptal edince böyle bir soruşturma olmaz.
Sen terörist arıyorsan ya da birini suçlayacaksan; o kişilere iyi hal kağıdı veren savcıyı suçla! Ekrem Bey’den önce Mevlüt Uysal İBB Başkanı idi. Vali de kısa bir süre yaptı iki seçim arasında. 4 bin 116 kişi göreve başlamış. 1800’ü için ne güvenlik ne arşiv soruşturması yapılmış! Ama bunlarla ilgili hiçbir şey yok.
Birinci kumpasta dedim ya hâkimi değiştirdiler, burada da müfettişi değiştirdiler. Sağlık nedeniyle müfettiş ayrıldı, yerine AK Parti’den vekil adayı olan birisini getirdiler. Tam bir kumpas! Akıl ve mantık var. Bir şey yapıyorsanız kuralına göre yapın.
Ahlak denen, yasa denen, erdem denen bir şey var. Biz belediyeler denetlenmesin demiyoruz, hiçbir kurum denetimden istisna değildir. Ama önyargısız denetlenir ve yasalara uygun denetlenir. Varsa başka olay getirirsin, yargıya verirsin. Kumpas kurarsanız belediye başkanlarımızla ilgili, kumpasa karşı çıkmak bizim görevimizdir.
Numan Kurtulmuş bir TV programında ‘Terör örgütleriyle bağlantılı isimlerin bulunabileceğini’ söylüyor, ‘buradan belediye başkanına sorumluluk çıkartılamaz’ diyor.
’Çıkarmaya kalkarsak, TSK’da, yargıda, emniyette ve pek çok kurumda sayıları binlerle ölçülen teröristler yakalandı.
TSK’da bir terör örgütü ile ilişkili binlerce insan bulunduğu için genel kurmay başkanını mı suçladık ki belediye başkanını suçladık? Böyle yaparsak kendimizi inkar etmiş olmaz mıyız? Haklı, bunu saraya anlatmalı.
Üçüncü kumpas da ‘Siz neden Fatih Sultan Mehmet tablosunu aldınız, Türkiye’ye getirdiniz?’ Allah akıl fikir versin…
Önümüzde önemli meseleler var. Muhalefetin kazandığı İBB’yi kumpaslarla ele geçirmek istiyorlar.
“DAHA FAZLA BAY KEMAL’DEN SABIR BEKLEMESİN!”
Yeni bir Saray oyunu ile karşı karşıyayız. Yargıyı sopa olarak kullanarak, milli iradeye darbe vurarak İBB’ye çökmek istiyorlar. Amaçları, seçime İstanbul’un kaynaklarını kullanarak girmek. İşi kayyuma kadar götürme hevesindeler.
Ekrem Başkanımıza bu komployu devam ettirirlerse, kayyum atama aptallığına girişirlerse; bunu bir diktatörün halkına uyguladığı terörizm olarak göreceğiz ve öyle göreceğiz.
Bu terörizme karşı olabilecek her türlü mücadeleyi vereceğiz. Bunu yapmaya kalkarlarsa, kimse daha fazla Bay Kemal’den sabır beklemesin.