Kılıçdaroğlu CHP’nin merakla beklenen vizyon belgesini açıkladı! İşte detaylar
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu CHP’nin merakla beklenen vizyon belgesini açıkladı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu 3 Aralık’ı işaret ederek vizyon belgesini açıklayacağız dediği “İkinci Yüzyıla Çağrı” belgesinin detaylarını ve yol haritasını açıkladı. Kılıçdaroğlu ,Türkiye’yi ekonomik krizden çıkaracak istikrarlı büyüme modeli ve para politikaları ile ilgili nasıl bir yol haritası izleyeceklerini madde madde anlattı.
Kılıçdaroğlu şu açıklamaları yaptı:
“MESELE MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ÜN O BÜYÜK HAYALİNE SAHİP ÇIKMAKTIR”
“Bugün bizden bambaşka bir sistemin alt yapısını dinleyeceksiniz Türkiye Cumhuriyeti’ni ikinci yüzyılında bir daha artık böyle acımasız, adaletsiz ve kutuplaşmış dönemler yaşamayacak.”
“Partimizin ikinci yüzyıla çağrı beyannamesinde ilan ettiğimiz gibi, ülkemizin üzerine çöken kara bulutları dağıtıp Türkiye’yi çağdaş uygarlığa ulaştırma ve onu aşma kararlılığını bugün bir adım daha ileriye taşıyoruz.”
“Türkiye’yi, kurumları yeniden inşa edilmiş, sistemi yasal çerçeveye oturtulmuş, toplumsal güven ve huzurun hakim olduğu, bölgesinde barışın ve refahın merkezi haline geldiği bir Türkiye'yi inşa edeceğiz.”
“Dolayısıyla meselemiz, sadece hükümeti devralma meselesi değildir. Mesele Mustafa Kemal Atatürk'ün o büyük hayaline sahip çıkmaktır.
"İnşallah bize nasip olacak. Bugün yepyeni bir güç birli ile tanışacaksınız. 70 kişiden oluşan büyük bir güç birliğinden söz ediyorum.”
“BAY KEMAL ASLA GERİ ADIM ATMAZ”
“Ne derlerse desinler inandığım vizyon yolculuğundan asla geri adım atmayacağım. Çünkü ne istediğimi ve bu yolun nereye varacağını daha başlarken biliyordum. Hepiniz şuna inanın Bay Kemal çıktığı yoldan asla geri adım atmaz.”
“Kısa bir süre sonra da Almanya’ya gideceğim. Seyahatlerimde ve sonrasında bahsettiğim bu 70 değerli isimle tek tek görüştüm.”
“Onları siyaset üstü güç birliğine katılmaları için davet ettim. Elimizde üç büyük güç var, bize inanan halkımız, siyasi gücümüz ve dostlarımızla kurduğumuz siyaset üst güç birliğimiz.”
“Bizler siyasi ve siyaset üstü, rozetli veya rozetsiz unutmayın hepimiz ülke için vatan için birlikteyiz.”
“VATANLARI İÇİN ÇALIŞACAKLAR”
“Bahsettiğim bu sistemi hangi mantıkla oluşturdum? Bu değerli 70 kişi Türkiye için 24 saat çalışan bir güç birliği olacak. Bir daha ifade edeyim. 24 saat çalışan bir güç birliği olacak.”
“Bir kısmı günü bitip uyumaya hazırlanırken dünyanın diğer yanındaki vatanseverlerimiz ve dostlarımız güne merhaba diyecekler. Devlet 7 gün 24 saat çalışacak.”
“Zamanın, mekanın, enlemlerin, boylarım ötesinde kesintisiz üreten Türkiye’yi şimdiden inşa etmeye başlıyorum. Bakınız, bu 70 değerli isim ne bir kişi için, ne bir parti için, ne de iktidar için çalışacaklar. Onlar vatanları için çalışacaklar vatanları.”
“Çünkü Bay Kemal olmak böyle bir şey. Çünkü benim işim birleştirmektir. Çünkü benim işim sistemi kurmaktır. Çünkü benim işim sistemi çalıştırmaktır. Benim işim o sistemi ayrıca kalıcı kılmaktır.”
“Bugün bizimle ülkeyi birlikte dönüştürmeye cesaret edenlerin bazılarını huzurlarınıza çağıracağım.”
“Önce onlar anlatsınlar. Sonra ben çıkıp adım adım yapacaklarımızı özetleyeceğim. Buradan dinleyeceğiniz değerli konuşmacılar, tüm karanlığa rağmen ışığa çok yakın olduğumuzu size anlatacaklar.”
TEK TEK TANITTI
*”Sayın Jeremy Rifkin ile tanışacaksınız. Kendisi Almanya'da Merkel’in endüstri ve sanayi teknolojileri danışmanıydı. Çin Devlet Başkanı’nın da danışmanlığını yaptı.”
“Benim de yeni endüstriyel dönüşüm başdanışmanım. Dünyanın ilk 10 ekonomisi arasında gösterilen Sayın Daren Acemoğlu bizimle birlikte olacak.”
“Ben Sayın Acemoğlu’nun gelecek yıllarda Nobel ödülü alacağından da yüzde yüz eminim. Sayın Öztrak, ülkeye nefes aldıracak makroekonomik çözümleri.”
“Sayın Böke, dijital kalkınma ve yeşil dönüşümü. Sayın Hakan Kara ve Sayın Refet Gürkaynak, para politikalarını. Sayın Ufuk Akçiğit, istihdam politikalarını.”
“Sayın Hacer Foggo ise sosyal politikalarımızı anlatacak. Bu değerli isimlerle kurduğum sistem Türkiye’yi hızlıca karanlıktan çekip aydınlığa çıkaracak. Cumhuriyet kendi özünden güç alarak yeniden şahlanacak. Haydi başlayalım.”
RIFKIN ‘İKLİM KRİZİNİ’ ANLATTI
Kılıçdaroğlu’nun başdanışmanı Jeremy Rifkin, toplantıya video konferansla bağlandı ve şu ifadeleri kullandı:
“Bilimsel, teknik ve ekonomik girdi sağlayacağım. Türkiye’nin kapsamlı bir yön haritası oluşturmasına yardımcı olacağım. Sayın Kılıçdaroğlu ülkesini bir dönüşümden geçirecek.”
“Bu bir sanayi dönüşümü ve sıfır karbon emisyonu içeriyor. Benim ekibim AB’de temel mimari görevlerde yer aldı ve aynı şekilde Çin’de iklim değişikliği gibi konularda da görev aldı. Birleşmiş Milletler'de de önemli görevler üstlendik.”
“AKDENİZ’İN 22 ÜLKESİ DÜNYANIN GERİ KALANINDAN YÜZDE 20 DAHA HIZLI ISINIYOR”
“Sayın Acemoğlu ile birlikte çalışıyor olmak mutluluk verecek bana. Son dönemdeki iklim çalışmaları bize şunu gösteriyor.”
“Akdeniz’in 22 ülkesi, yani 480 milyon kişi, dünyanın geri kalanından yüzde 20 daha hızlı ısınıyor. En hızlı yağmur azalımı da bu bölgede görülüyor.”
“Bu şekilde devam ederse burası yerleşilemez hale gelecek. Her Akdeniz ülkesinin bu konuyu ele alması gerekiyor. Birlikte çalışırsak ancak başarılı olabiliriz.”
“BU YOLCULUKTA BÜTÜN TÜRK HALKININ DAYANIŞMA İÇERİSİNDE OLMASI GEREKİYOR”
“Bu yolculukta bütün Türk halkının dayanışma içerisinde olması gerekiyor. Bunu akılda tutarak bir düşüncemi paylaşmak istiyorum.”
“Türkiye’de Akdeniz Havzası'nda yaşayan insanlara olan biten anlatmak zorunda bile değiliz, çünkü herkes bunun farkında. Çok ciddi seller yaşanıyor.”
“Yaz aylarına geldiğimizde ise kuraklık ve susuzluk kıtlıklar yaşanıyor. Sonbaharda ise fırtınalar, tayfunlar bizi vuruyor. Bunların hepsi bir araya gelerek ekosistemimizi altüst ediyor. Bu yalnızca insan hayatı değil, gezegendeki diğer hayatları da tehdit eden bir gerçek.”
“BEŞ KEZ ÖNEMLİ YOK OLUŞLAR YAŞANDI ŞİMDİ İSE ALTINCISININ BAŞINDAYIZ”
“Z kuşağı başta olmak üzere şunu söylemek istiyorum; İnsanlık için çok önemli bir zaman diliminden geçiyoruz. Daha önce beş kez önemli yok oluşlar yaşandı.”
“Şimdi ise altıncısının başındayız. Bilim insanları bunu bu şekilde söylüyor. Karşımızdaki gerçeği olduğu gibi görmemiz ve bir anlamda uyanmamız gerekiyor. İklim değişiyor çünkü küresel ısınmaya yol açan gazlar salınıyor.”
“Bu gazlar, güneşten gelen ışığın dünyadan yansımasını engelliyor. Her bir derecelik artış için atmosfer yüzde 7 daha fazla ısı emiyor.”
FAİK ÖZTRAK: İSRAFA SON VERECEĞİZ
Rifkin’in ardından kürsüye CHP sözcüsü Faik Öztrak sahneye çıktı. Öztrak’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Bu yeni dönemi devletler, iyi hazırlık yapan milletler yeni dönemin kazananı olacak. CHP olarak Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında ülkemizi 4. endüstri devriminin takipçisi ve tüketicisi değil; geliştiricisi ve üreticisi yapmaya kararlıyız.”
“Temiz enerjiyle, temiz fonlarla, temiz bir toplumla tertemiz bir ülkeyi inşa edeceğiz. Ülkemizin potansiyelini gayet iyi biliyoruz.”
“Önce Merkez Bankası’nın başına tüm dünyanın saygı duyduğu birisini atayacağız. Merkez Bankası’nın araç bağımsızlığını güvence altına alacak yasal düzenlemeleri hemen yapacağız.”
“Ekonomik ihtiyaç ve öncelikleri gözeterek 2023 bütçesini yeniden yapacağız. Şatafata ve israfa son vereceğiz. Cumhurbaşkanlığı makamını ait olduğu yere, Çankaya Köşkü’ne taşıyacağız.”
“İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’Nİ YÜRÜRLÜĞE SOKACAĞIZ”
*Hızla atacağımız adımlarla kısa sürede ekonomide öngörülebilirliği artıracak, risk primimizi düşürecek, makro ekonomik istikrarı sağlayacağız.”
“Feraha kavuşmak için iki önemli çapamız var: Güçlü Türkiye, Güçlü Avrupa’dır. Türkiye’nin geleceği, demokratik kurallı dünyadadır. AB üyelik müzakerelerini canlandıracağız.”
“23. Yargı ve Temel Haklar faslının gerekliliklerini tamamlayacağız. Bu fasıldaki siyasi blokajın kaldırılmasını
“İkinci çapamız ise, hızla hayata geçireceğimiz yeni nesil kalkınma stratejimiz olacak. Bu, hem ülkemizi ferahlatacak, hem de kalıcı refaha ulaşmamızın önünü açacak.”
“2030 gündemi sürdürülebilir kalkınma amaçları ve Paris İklim Anlaşması, stratejimizin en önemli küresel referanslarıdır.”
“Biz stratejimizi 4 sütun üzerine inşa ettik. Demokrasisi güçlü; kurumları ve kuralları güçlü Türkiye. Üreterek zenginleşen rekabetçi Türkiye.”
“Zenginliği adil paylaşan Türkiye. Temiz ve yeşil Türkiye. Ülkemizde hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek.
*Sendikalaşmanın, örgütlü toplumun önünü açacağız. Cinsiyet eşitsizlikleriyle etkin şekilde mücadele edeceğiz. İstanbul Sözleşmesi’ni yeniden yürürlüğe sokacağız.”
FOGGO: SOSYAL DEVLET DÖNEMİ BAŞLIYOR
CHP Yoksulluk ve Dayanışma Ofisi Koordinatörü Hacer Foggo açıklamalarda bulundu.
Hacer Foggo’nun açıklamalarının satırbaşları şöyle:
“Bugün burada ilan edilen vizyon ile güçlü sosyal devlet ile fırsat eşitliği dönemi başlıyor. Bu kalkınma vizyonunun en önemli boyutlarından biri sosyal devlettir.”
“Çünkü sosyal devlet, bir çocuğun beslenme hakkı ile eğitime erişme hakkı arasında bir fark görmez.”
“CHP iktidarının ilk 6 ayında Aile Destekleri Sigortası Kurumu kurulacak. Tüm sosyal yardımlar tek bir çatı altında toplanacak.”
“Hiç kimse sosyal yardım almak için kapı kapı dolaşmak zorunda kalmayacak. Devlet, zorda olanın ayağına gidecek.”
Prof. Dr. Kara: Kalkınmayı destekleyecek politikaya ihtiyaç var
Merkez Bankası'nın eski Başekonomisti ve Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Kara, video konferans yoluyla toplantıda konuştu.
Kara'nın satırbaşları şöyle oldu:
Yoksullukla mücadele için kaynak gerekiyor. Sürdürülebilir bir büyüme, gelir artışı lazım. Ayağı yere basan bir makro çerçeve oraya koymak gerekiyor. Önümüzdeki dönemde bir makro istikrar programının ana bileşenleri, özellikle makro finansal taraftan bakılınca nasıl olmalı, teknik görüşlerimi dile getireceğim.
Geçmişten ders alıp, geleceğe yönelik politikaları tasarlamak gerekiyor. Türkiye'nin önemli bir deneyimi var. 2001 krizi sonrası uygulanan politikalar. Bu politikalardan alınabilecek dersleri anlatıp, Türkiye'ye özgü, makro finansal tasarım nasıl oluşturulabilir, buna ilişkin görüşlerimi açıklamak istiyorum. 21. yüzyılda ekonomi politikası deneyimi deyince, arka planda MB'nin de başrolde olduğu bir kronoloji de benim aklıma geliyor.
2001 sonrası bir enflasyon hedeflemesi uygulandı. Bağımsız para politikası ve MB'nin kısa vadeli faizleri temel araç olarak kullandığı, buna da sıkı bütçe politikasının, faiz için fazla ile eşlik ettiği bir program vardı. Küresel kriz sonrasında yaklaşım değişmeye başladı. Finansal istikrar vurgusu öne çıkmaya başladı. Ama arka planda MB'nin faiz politikası üzerindeki kısıtlar o dönemde başlamıştı. Para politikasının önemsizleştirilmesi diye tanımladığım dönem var sonrasında.
Prof. Dr. Gürkaynak'dan enflasyon mesajı
Bilkent Üniversitesi İktisat Bölümü Başkanı Prof. Dr. Refet Gürkaynak da video konferansla toplantıya bağlandı. Gürkaynak, şöyle konuştu:
Bazen Türkiye’de olup biten şeyleri dünyanın bize bir tezahürü olarak anlatmaya çalışıyorlar. Bunlar bize enflasyon veyahut fakirlik Türkiye’ye olan şeyler deme yolları. Bu sorumluluğu bizden atıyor, belki biraz içimizi rahatlatıyor ama diğer yandan da bunu değiştirme yetkisini de elimizden alıyor. Halbuki böyle değil. Türkiye her ülke gibi bir ülke.
Enflasyonun bu kadar yüksek olmasının nedeni adının Türkiye olması, şu enlem bu boylamda olmasından kaynaklanmıyor. Etrafımızda olan biten bizi de etkiliyor. Bunlar tabii doğru ama en nihayetinde Rüzgârda savrulan bir yaprak değiliz. Bu ülkede ne olup bittiğine dahil bu ülkenin insanları olarak söz sahibiyiz. Ve bunun sorumluluğunu almak zorundayız. Bu enflasyon bizim yaptığımız bir şey. Dünyanın her yerinde olduğu gibi kötü politikalar kötü, iyi politikalar iyi sonuçlar doğuruyor. Dünyanın hiçbir yerinde işe yaramayacak politikalar Türkiye’de de yaramıyor. Buna da şaşırmamak lazım.
Türkiye’de açık bir ırkçılıkla ‘burası Uganda mı’ cümlesinde geçen Uganda’nın enflasyonun ile Türkiye’nin enflasyonu. Enflasyonu düşürmüşler ve yükselmemiş. Umarım Ugandalı dostlarımız da Türkiye ile alay etmiyordur.
Enflasyona genel bir kötü yönetim göstergesi. Enflasyon bir vergi. Birilerinden alıp veriyor. En adi en aşağılık vergilerden birisi. Zenginden alır fakire verir. Enflasyon ile büyümek isteyenler çuvalladı. Böyle bir şey yok. Hiç olmadı.
Prof. Dr Akçiğit: Çok fazla alanda sıkıntılarımız var
Chicago Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ufuk Akçiğit, video konferansla toplantıda konuşma yaptı.
Akçiğit, şunları söyledi:
Buradan gözlemlediğimiz tabii ki meselelere çok detaylı yaklaşmak gerekiyor. Türkiye'nin son 60 yılında hiçbir şey olmadığı gibi... Türkiye ekonomisini biz nerede bıraktıysak orada kalmış. Çok fazla alanda sıkıntılarımız var. Biz bu problemlerimizi işin uzmanlarıyla tartışırsak düzeltebiliriz.
Böke: Üretimimizi değiştirmeye geliyoruz
CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke, Akçiğit'in konuşmasının ardından sahneye çıktı. Böke, şunları ifade etti:
Türkiye'yi Cumhuriyet'imizin ikinci yüzyılında kalkındıracağız. Toplumun tüm kesimleri hep birlikte zenginleşeceğiz.
Üretimi dönüştüreceğiz. Bugün ekonomi ranta dayanıyor. Dönüştürdüğümüzde üretken yatırımlara dayanacak. Bugün ekonomi ağır bir sömürü düzeni içinde yürüyor, yarın kalkınma olacak. Bugün vergi yükü halkın omzuna, sırtına bırakılmış vaziyette, yarın adaletli bir vergi reformu olacak, daha çok kazananın daha çok vergi ödediği adil bir düzen kurulacak.
Üretimimizi değiştirmeye geliyoruz. Yeşil dönüşümle üretimimizi dönüştürdüğümüzde Avrupa'nın sınırında Avrupalıya vergi ödemeyeceğiz. Her yıl o 3 milyar euro Türkiye'ye kalacak ve üretim, istihdam yaratacak.
Biz yeni bir kamucu anlayışla yönetmeye geliyoruz. Her şeyin önüne kamu yararını koyacağız. Bu esnada piyasa aksaklıkları varsa onları mutlaka gidereceğiz. Verimliliği hedefleyeceğiz. Teknolojinin toplumda eşit erişimini ve yaygın kullanımını hedefleyeceğiz. Yeteneklere, insanına yatırım yapan yeni bir kamucu anlayışla geliyoruz.
Biz geldiğimizde kamuda temiz ihale dönemi başlayacak. "Kaynağımız var" dememiz boşuna değil. Kamu kaynakları Kamu-Özel İşbirliği Projeleri adı altında yandaşa aktarılmayacak. Kamunun kaynakları yolsuzluk içeren ihaleler dağıtılmayacak. Kamunun parası kamuda, halkta kalacak.
Kılıçdaroğlu: Lamı cimi yok bu zorba gidecek.
İkinci kez kürsüye çıkan Kılıçdaroğlu, konuşmacıları işaret ederek "Önce umutsuz olmamamız gerektiğini bize gösterdiler" dedi. Kılıçdaroğlu "lamı-cimi yok bu zorba gidecek" ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu şunları söyledi:
Yapacaklarımızın bir ön izlemesini gördünüz. Umutsuz olmamamız gerektiğini bize öğrettiler. Bu müthiş isimler, bu güzel isimler, ülkesine destek olmaya, toparlanmaya omuz vermek isteyen isimler inanın çığ gibi büyüyecek. Ben size bir adaya oy vermeye çağırmıyorum derken neyi kast ettiğimi anlamış olduğunuz. Türkiye’yi tek bir kişi değil liyakata dayalı bir sistem yönetecek. Açıkça söylüyorum Türkiye’nin kökten değişime ihtiyacı var. Böyle bir Türkiye mümkün ve emin olun iktidara geliyoruz. Bu ülkede kimse korkuyla uyanmayacak. Vatandaş, çalışan bir sistemin ülke ekonomisini, esnafını, emekçisini koruyacak bunu çok iyi bilecek. Bireyler, yönetenler gelip gidecek ama ülke asla savrulmayacak. Bu benim güzel ülkeme bırakacağım en güzel mirasım olacak. Bugün verdiğimiz verdiğimiz kavga, Türkiye’nin yarın nasıl bir ülke olacağının kavgası. Nasıl bir Türkiye hayal ettiğimizin kavgası. Sanıyorum bu açıklamaların tümü bunu göstermiştir.
Bugün bu sahneden size ana muhalefet partisinin genel başkanı olarak seslenmiyorum, kuracağımız sistemin, bütün güç birliğinin bir parçası olarak sesleniyorum. Söylemiştim, bu siyaset üstü güç birliği sizlerle birlikte çalışınca tamamlanacak.
Bugün bu sahneden size ana muhalefet partisinin genel başkanı olarak seslenmiyorum, kuracağımız sistemin, büyük güç birliğinin bir parçası olarak sesleniyorum. Söylemiştim, bu siyaset üstü güç birliği sizlerle birlikte çalışınca tamamlanacak. Bir de bizim siyasal birlikteliğimiz var tabii. Kalbi Türkiye için 6 vatansever liderin masasıdır o. Bu değerli insanların en büyük motivasyonu aldıkları veya alacakları oylar değil. Ülke söz konusu olunca ideolojik farklılıklar teferruattır dememiz bu masanın en büyük gücüdür. Zorbalığa direnen, her türlü kara propagandaya rağmen kenetlenen 6 lideriz biz.
6’LI MASA ÖVGÜSÜ
Türkiye için kenetlendik. Halkımızın haysiyetli yaşamı için kenetlendik. Biz 6 lider olarak birlikte yürümeye devam edeceğiz. Türkiye’de gerçek bir demokrasiyi inşa edeceğiz. Anayasamız, ekiplerimiz, kadrolarımız gece gündüz ortak bir program için çalışıyorlar. Bizim siyasi, ahlaki ve vicdani birliğimiz, bakın bir kez daha ifade edeyim, ahlaki ve vicdani diyorum.. Meral hanımın partisini kurarken nasıl bir mücadele verdiğini biliyorum. Meral hanım merttir. Temel bey, bu 6’lı masayı kurarken sırtına nasıl bir yük yükleneceğini bilmiyor muydu, biliyordu. Ama Temel bey bilgedir, cesurdur. Ahmet beyle vatan söz konusu olduğunda bir araya gelmekten bir an bile tereddüt etmedik. Onun deneyimi ve entelektüel birikimi bize her türlü katkıyı sağlayacak. Ben Gültekin beyde Menderes ve Demirel’in gençliğini, onların ruhunu görüyorum. Ali Babacan’ın uygulama tecrübesini ve başarısını biliyorum. Bütün dünya da bu gerçeği biliyor. Bu zaferi, iyi, cesur ve yürekli dürüst insanlar kazanacak. Türkiye dahil dünyanın her yerinden işinde en iyi uzmanlar ve siyaset üstü vatanseverlerimizle bu yüzden buluştum. 6’lı masayı oluşturan partilerimizin de çok iyi kadroları var. Bu değerli insanlarla birlikte çalışıyoruz. Tabii ki en iyileri bulmak yetmez, onların elini de güçlendirmek gerekir. Tabii ki en iyileri bulmak yetmez, onların elini de güçlendirmek gerekir. Onların elini güçlendirmek de gerekir. Bu büyük birlikteliğin başarılı olması için kaynağa ihtiyaç var. Açık ve net söylüyorum Bay Kemal o sorunu da çözdü.
“150 MİLYAR DOLAR YATIRIM GETİRECEĞİZ”
İktidarımızın ilk 6 ayında milletimizin ferahlaması için hızlı çözümlerimiz hazır. İlk adım halkımıza nefes aldırmak, sonra kalıcı refahı sağlayacağız. Gerçekleştirdiğim uluslararası temaslarda toplamda 5 trilyon 461 milyar dolarlık fon yöneten yatırım bankaları ve girişim sermayesi fonlarıyla verimli toplantılar yaptım. Aralarında tefeciler, baronlar, kara para sahipleri, şaibeli kişiler yoktu. Dijital teknoloji, yapay zeka, makina yönelimi, finansal teknolojiler ve yeşil enerji gibi önemli sektörlere büyük yatırımlar yapan kurumlar vardı. İktidarımızın il 3 yılında en az 100 milyar dolar doğrudan yatırım gelecek. Ben bu parayı kesinlikle getireceğim. Peki bu yeter mi hayır, Dünyanın her yerinde bağımsız çok büyük varlık fonları var. İktidarımızın ilk 3 yılında onlardan da en az 75 milyar dolar yatırım alacağız. Ayrıca yeri yurdu kaynağı belli, temiz ve sürdürülebilir fonlardan en az 150 milyar dolar yatırım getireceğiz. Özellikle hedefimiz Avrupa’nın ve Uzak Doğu’nun emekli fonları olacak, Norveç ve Singapur gibi. Sadece bu kadar mı, hayır. Türkiye büyük kaynaklara ve potansiyele sahip bir ülke. Ancak yolsuz yönetim yüzünden halkımız hiçbir şeyden pay alamıyor. Ama Bay Kemal çetelerle ve yolsuzluk yapanlarla mücadele etme sözü verdi. Çünkü ben kirli sermayenin adamı olmam. Kirli sermayenin çaldığı 418 milyar doları, borçları olarak onların defterlerine yazdım. Ben biliyorum, onlar neden sürekli benimle görüşmek istiyorlar, neden aracılarla haber gönderiyorlar, neden arkamdan iş çeviriyorlar, neden anketçileri medya kalemlerini satın alıyorlar, kuruş kuruş, dünyanın neresinde neyiniz varsa hepsini biliyorum. Bu parayı hukuk içinde sizden alacağım kurtulamazsınız.
“VERGİ TARİFESİNİ DÜZENLEYECEĞİZ”
Değerli arkadaşlarım, bu ülkede ücretli çalışanlara hiçbir zaman büyümeden pay verilmedi. Yetmezmiş gibi sahte enflasyon oranlarıyla çalışanların maaşları gasp edildi. Bugün devleti yönetenlerin, bu ülkenin onurlu çalışanlarına borcu var. Bizim yaptığımız hesaplara göre, maaş alanlara yani ücretlileri 300 milyar dolar borcu var. Biz bu borcu ödemeye geliyoruz. Nasıl ödeyeceğiz? Çalışanların, gelir vergisi tarifesini yeniden düzenleyip, sırtlarında yükü alacağız. Para onların cebine yansıyacak ve biz borcumuzu ödemiş olacağız. Gerçek zenginleşme böyle olur sevgili dostlarım, halkın olanı halka vererek. Bunun gereğini yapacağım herkes inanmalı.
1- Güven ortamı yaratarak yatırımı çekeceğiz
2- Temiz yönetimle halktan çalınanları, halka iade edeceğiz
3- Akılcı yönetimle Türkiye’yi krizden çıkaracağız
Halkımızı zenginleştireceğiz, kalıcı refaha ulaşacağız. Vizyonumuz, projelerimiz hazır. Projelerimizi 5 kolona ayırdım. Çok sayıda somut proje üzerine çalıştık. Birkaçını şimdi anlatacağım, geri kalanını ise önümüzdeki günlerde teker teker anlatacağım.
ENDÜSTRİYEL DÖNÜŞÜM
Gelelim başlıca kolonlara; birinci kolon bugün detaylarını Sayın Rifkin ve Sayın Böke’den dinlediğiniz,Endüstiryel dönüşümü gerçekleştirmek. Türkiye’nin uluslararası rekabet gücünü artırarak, topyekûn kalkınmayı böyle sağlayacağız. Tüm Türkiye’yi kapsayacak bir üretim-ticaret-finans ağı kuracağız. 50 ili kapsayan 8 bölgede, özel ekonomi bölgeleri oluşturacağız. Esnek, kendine özel mevzuata tabii, inovasyon odaklı özel ekonomi bölgeleri olacak. Türkiye genelinde bir üretim ve ihracat hareketi başlatacağız. Bahsettiğim modelde limanlar, tersaneler, tarım bölgeleri ve dijital yatırım bölgeleri var. Tüm Türkiye üretecek. Başta İstanbul olmak üzere, metropollere yığılan nüfus, içi boşaltılan Anadolu’da istihdam imkânı bulacak. Böylelikle bu modelde, Marmara ve Ege bölgesinden tersine göç teşvik edilecek.
İŞGÜCÜ DÖNÜŞÜMÜ
İkinci kolonumuz İşgücü dönüşümü. Çünkü bu kalkınmayı gerçekleştirmek için, eğitimde fırsat eşitliğine, üniversitelerimizin bilgi üretmesine, yüksek yetenek inşasına ve bu köklü dönüşümü gerçekleştirecek nitelikli iş gücüne ihtiyacımız var. Bunu hızla hayata geçireceğiz.
ENERJİ
Üçüncü kolon enerji. Dünyanın içinde bulunduğu enerji krizi derinleşiyor. Bu yüzden enerjide bağımsızlığımızı sağlamak, önceliğimiz olacak. Bunun iki yolu var: Birincisi temiz enerjiye yatırım yapmak. İkincisi ise özellikle Akdeniz havzasındaki avantajlı konumumuzu kullanmak. Türkiye’yi enerjide tek kutuplu konumdan çıkarıp, herkesin güvendiği bir iş ortağına dönüştürmek. Türkiye’yi enerji depolama, işletme ve dağıtım merkezi haline getirmek. Unutmayınız… Yer altı kaynaklarına sahip olup olmamak bizim elimizde değil, ama yüksek teknoloji ile iş yapmak ve refaha ulaşmak bizim elimizdedir! Bir başka anlatımla, petrolün nerede olacağını tayin edemeyiz. Ama çipin nerede üretileceğine biz karar verebiliriz. 21. yüzyılın en önemli yarış alanı çip üretimidir.
GIDA BOLLUĞU BEREKETİ
Tabii enerji krizi, karşı karşıya kaldığımız tek global kriz değil. Önümüzdeki yıllarda daha da artacak olan gıda krizi var. Bu yüzden dördüncü kolonumuz gıda bolluğu bereketi. Çünkü aç çocuklarla, endüstriyel devrimi gerçekleştiremeyiz. Milletimizin en büyük zenginliklerinden biri bereketli topraklarımız. Bu beceriksiz yönetim bizi buğdaya da nohuta da dışa bağımlı hale getirdi. Artık egemenliğimizi kısıtlayan bu düzeni değiştireceğiz. Göreceksiniz, yaşayacaksınız, Türkiye’yi tarım ve hayvancılıkta bölgenin en güçlü ülkesi haline getireceğiz. Çok kısa bir süre içinde de ihracat devi olacağız. Havza bazlı planlama yapacağız, ekilmedik toprak bırakmayacağız. Hiçbir çiftçimiz asla zarar etmeyecek. Süt üreten de kazanacak, et üreten de kazanacak. Hiçbir çocuğumuz bu topraklarda yatağa aç girmeyecek. Nokta!
HIZLI İSTİHDAM ARTIŞI
Beşinci kolonumuz hızlı istihdam artışı. Projelerimiz ile bu bölgelerde, ilk etapta yaklaşık 3.5 milyon kişi istihdam edilecek. Sürdürülebilir iş edinme programları başlatılacak. 5 yıl içinde 13 milyon 500 bin kişi, sürdürülebilir iş edinme programlarına dahil edilecek.
Tüm bunları gerçekleştirdiğimizde halkımız zenginleşecek. Kişi başına düşen milli gelirimizi, 20 bin doların üzerine çıkaracağız. Emeğin değeri artacak. Temiz yönetim ve güçlü sosyal devletle, gelir ve fırsat eşitliği sağlanacak. Ben şimdi vizyonumuzu, kısaca özetlemek istiyorum sizlere…
Sayın Rifkin’in, Almanya ve Çin’de yaptığı çığır açan endüstriyel dönüşümü Türkiye’de de yapacağız. Selin Hanım, üretimi dönüştürürken 3 temel hedefi gözeteceğimizi söyledi. Güvenceli işler yapmak, teknolojik dönüşümü ve yeşil üretimi sağlamak. Daron Acemoğlu dedi ki: ‘Sağlıklı bir Türkiye ekonomisinin olmazsa olmazı demokrasidir’, demokrasiyi inşa edeceğiz. Faik Bey dedi ki: ‘Türkiye Kral değil, kural istiyor”, kurallı ekonomiyi getireceğiz. Hacer Hanım, aileyi nasıl koruyacağımızı ve yoksulluğu nasıl bitireceğimizi anlattı. Ufuk Bey, Türkiye için sanayi ve istihdam alanında yapılması gerekenleri verilerle anlattı. Refet Bey, makroekonominin hangi anlayışla yönetileceğini aktardı. Hakan Bey, para politikalarının Türkiye’yi nasıl hızla zenginleştireceğini konuştu.
“BU ZORBA GİDECEK”
Lamı cimi yok bu zorba gidecek. Halkın olan yine halkın olacak. Bu ülke küllerinden yeniden doğacak. Ey dünya Türkiye senin ucuz iş gücün, mülteci kampın olmayacak. Sana rakip olmak için geliyorum.
Değerli dostlarım, yol arkadaşlarım; özetle siyasetle, siyaset üstü liyakatli kadrolar bir arada çalışacak. Çalışma prensipleri, asla sıcak siyasetin ajandasına kurban edilemeyecek. Gelen iktidarlar ekonomiyi, sanayiyi, kendi siyasal ajandalarına göre manipüle edemeyecekler. Bağımsız kalması gereken kurumlar, bağımsız kalacak. Çünkü inşa edeceğimiz büyük güç birliği, kalıcı bir sisteme dönüşecek. Ve kuracağımız sistem, devletin rasyonel yönetilmesi gereken can damarlarını koruyacak. Sistem güçlenince, ülke artık sürekli yapısal krizlerle de asla karşı karşıya kalmayacak.
Şu an iktidarın girdiği enflasyonist ve değersiz TL ekonomisiyle, emeği ucuzlatan politikaları, derhal çöp sepetine atacağız. Bunun yolu, endüstriyel dönüşümü sağlamaktır. Burada da ekiplerimiz hazır. Birinci ve ikinci sanayi devrimlerine geç kaldık. Emin olun ki ortaya koyduğumuz bu vizyonla yeni sanayi devriminin tam merkezinde olacağız.
İşte böyle yapacağız… Merak etmeyin, söylediğim gibi, bu dönüşümü gerçekleştirecek parayı da buldum. Altyapıyı kurguladık; planımız, projelerimiz ve insan kaynağımız hazır. Önce teknolojik yatırımları Türkiye’ye davet edeceğiz, endüstriyel altyapıyı dönüştüreceğiz, vizyonumuzu hayata geçireceğiz. Böylece Türkiye kalkınacak ve zenginleşecek. Daha da önemlisi, bu zenginlik tabana yayılacak. Halk zenginleşecek. Refah adil dağıtılacak. Güçlü bir sosyal devlet ile Cumhuriyetin ikinci yüzyılında, halkımızı hak ettiği refaha ulaştıracağız.
Zengini zenginleştiren, fakiri fakirleştiren bu düzenin sonuna geldik artık. Yanımızda en iyi insanlar var. Elimizde olanaklar var. O zaman yapılacak tek bir şey kaldı: Kazanmak! İnanın başaracağız ve inanın kazanacağız! 6’lı masa hem Cumhurbaşkanlığını; hem de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde çoğunluğu alacak.
İzmir İktisat Kongresi’nin açılış konuşmasında, Gazi Mustafa Kemal Atatürk, bize miras olan şu cümleyi söylüyor: “Halkın sesi, Hakk’ın sesidir.” Biz, Cumhuriyet Halk Partisi’yiz, halkın sesiyiz, hakkın mücadelesini veriyoruz. Adalet istiyoruz.
Açık konuşmak zorundayım. Önümüzde, aylar sürecek uzun mücadeleler ve ıstıraplar var. Korkunç kara propagandalar olacak. Çünkü medya ve kamu kaynakları onların elinde. Ama sonunda hak galip gelecek; halk galip gelecek. Bu her zaman böyle olmuştur. Çünkü halkın sesi, hakkın sesidir. Lamı cimi yok; bu zorba gidecek! Halktan çaldıkları her şey, yine halka dönecek. Zafer bizim olacak!
Bunun için; doğrul milletim diyorum, doğrul milletim! Asla başını eğme. Ayağa kalkın gençler! Ayağa kalkın kadınlar! Ayağa kalkın çocuklar! Bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak! Söz veriyorum bu ülkeye hak, hukuk, adalet mutlaka gelecek! Ve söz veriyorum bu ülke yeniden doğacak. Söz veriyorum Atatürk’ün vizyonunu hayata geçireceğiz. Ve söz veriyorum yaşama sevincimizi geri alacağız. Çünkü, ancak biz kazanırsak Türkiye kazanır! Önce kendinizi alkışlayın! İktidara geliyorsunuz… İktidara geliyoruz iktidara! Haydi alkışlayın! Dünyanın gözünün içine bakın. Ve haykırın! Ey dünya! Türkiye senin ucuz iş gücü alanın olmayacak! Türkiye senin mülteci kampın olmayacak! Türkiye senin çöp depolama alanın olmayacak! Ben sana rakip olacağım! Sana rakip olmak için geliyoruz ey dünya, sana rakip olmak için ! Türkiye bir yıldız gibi parlayacak! Yeni Türkiye hayalimiz için yola çıkıyoruz! Hayırlı, uğurlu olsun… Haydi arkadaşlar, başlıyoruz! Başlıyoruz, başlıyoruz…