Kerem Alkin yazdı: Küresel büyümede neler etkili?
Sabah yazarı Kerem Alkin, küresel ekonominin büyümesindeki ölçütlere ilişkin kaleme aldığı yazısında “Seçim atmosferinde olan ülkelerin çoğunda bütçe disiplinine yönelik önemli zorluklar da yaşanıyor” dedi.
Sabah yazarı Kerem Alkin, “Küresel büyümede ‘Yükselenler’ ve ABD başat” başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Bu yıl dünya nüfusunun yüzde 65’inden fazlasının seçime gittiğine dikkat çeken Alkin, “Türkiye gibi önde gelen 40 ülke arasında mali disiplin ve kamu borç stokunun GSYH'ya oranında hayli iyi durumda olan ülkeler dışında, seçim atmosferinde olan ülkelerin çoğunda bütçe disiplinine yönelik önemli zorluklar da yaşanıyor. Bu nedenle, 1990'lı yılların moda tabiri ile, 40 önde gelen ekonomide bir 'seçim ekonomisi' yürütmek ihtimal dahilinde bile değil. Eğer olsa idi, modern tarihin en geniş coğrafyaya yayılmış seçim yılında, son 10 yılın en yüksek küresel büyüme oranını konuşuyor olurduk” dedi.
“MERKEZ BANKALARI PARA POLİTİKASINI HIZLI GEVŞETMEK KONUSUNDA İSTEKSİZ”
Küresel tedarik zinciriyle ilgili artan lojistik sorunları, dalgalanan enerji fiyatları, yüksek finansman maliyetleri, önde gelen ekonomilerde maliyet yönetimi adına basıncın artması gibi sebeplerden ötürü merkez bankalarının para politikasını hızlı gevşetmek konusunda isteksiz olduğunu kaydeden Alkin, “Bu nedenle, 2024 yılı için küresel büyümede ağırlığın 'yükselen' gelişmekte olan ekonomilerde (Hindistan, Endonezya, Çin, Türkiye) ve ABD'de olacağı beklentisi OECD'nin değerlendirmelerine de yansıyor. Buna karşılık, Latin Amerika için ılımlı, Euro Bölgesi için keyifsiz bir büyüme beklentisi öne çıkmakta” ifadelerine yer verdi.
Alkin şunları kaydetti:
“İki siyah kuğu, küresel virüs salgını ve Rusya-Ukrayna Savaşı'nın olumsuz etkilerini atlatan küresel hizmetler ve imalat sanayi, 2023'ün ilk 6 ayında toparlanmış olsalar da, 2023'ün ikinci yarısında küresel imalat sanayi satın alma yöneticileri endeksi (PMI) 7 aylık bir negatif dönemden sonra, ilk kez 2024 başı tekrar pozitife geçti. Küresel hizmetler sektörü PMI ise geçtiğimiz sonbaharda ivme kaybetmiş olsa da, yeniden yükselişe geçti. Küresel tüketici güven endeksi açısından ise, iki siyah kuğu dönemini OECD ülkeleri tüketici endeksi hep negatif geçirdi. Halen de negatif alanda. Buna karşılık, Rusya-Ukrayna Savaşı'na kadar göreceli olarak pozitif alanda olan G20 ülkeleri tüketici güven endeksi ise, 2022 başından bu yana halen negatif alanda ve OECD ülkeleri ile dip noktayı 2022 yaz sonu birlikte gördükten sonra, halen negatif alanda OECD'den daha düşük bir performansla toparlanmaya çalışıyor.
Tüketici güven endeksinde hem G20, hem de OECD'deki tablonun gerekçesi küresel istihdam piyasalarındaki toparlanmanın yerini yeniden kısmi bozulmaya bırakmış olması. Bu durum, ücretlerdeki iyileşmeye de olumsuz yönde yansımış durumda. G7 ülkeleri arasında 2022 başından beri ücretleri göreceli olarak düzeltebilen tek ülke ise Japonya. Küresel ihracat siparişleri ise dalgalı seyrediyor olmakla birlikte, küresel büyümeden farklı olarak, küresel ticaret dünya genelinde trendi korumayı sürdürüyor. OECD cephesinde risk unsuru olarak işaret edilen alan ise konut sektörü. Önde gelen merkez bankalarının sıkılaştırılmış para politikası tercihleri konut sektöründe sıkıntıları derinleştirmiş durumda. Üzerinde durulan en kritik konu ise, Çin'in gayrimenkul sektöründe yaşanan sorunların Çin'in büyümesini olumsuz yönde etkileyip etkilemeyeceği. Küresel ölçekte reel sektörce kredilerinin ve konut kredilerinin faiz oranlarındaki göreceli yumuşamanın devam edip etmeyeceğini ise önde gelen merkez bankalarının tutumları netleştirecek”