Kemal Kılıçdaroğlu: “Yeni Ekonomik Programı nimet değil külfet getirecek, elektrik zammı da bunun kanıtı”
YEP nimet değil külfet getirecek, elektrik zammı da bunun kanıtı”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak tarafından açıklanan Yeni Ekonomik Programı’na ilişkin eleştirilerde bulundu. YEP’te Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik buhranın nasıl aşılacağına ilişkin elle tutulur hiçbir adım yok” diyen CHP lideri, “YEP nimet değil külfet getirecek, elektrik zammı da bunun kanıtı” ifadesini kullandı. Kılıçdaroğlu, AKP ve MHP koalisyonunun 2 yıl 2 aylık karnesini, “Tek adam rejimi bir felaket tablosu getirmiştir. AK Parti-MHP ittifakı her alanda tam bir felaket tablosu ortaya çıkardı. 10 üzerinden sıfır puan bile yüksek. Çünkü her şey negatife gidiyor” diye değerlendirdi.
Yeniçağ gazetesinin sorularını yanıtlayan CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun yanıtları şöyle:
Soru: TBMM’nin yeni yasama döneminde Meclis vatandaşın beklentilerini karşılayabilecek mi?
Kılıçdaroğlu: “Tek adam rejiminde ne yazık ki, TBMM’deki AK Parti-MHP çoğunluğu, gözünü ve kulağını Saray’a çevirmiş durumda. Meclis, milletin değil sarayın önceliklerine göre gündemini oluşturuyor.
Ucube başkanlık sisteminde TBMM etkinleşecek ve kanun tekliflerini milletvekilleri hazırlayacaktı. 27’inci dönemde TBMM’de kabul edilen kanun tekliflerinin hemen hemen hepsi TBMM dışında hazırlandı ve milletvekilleri de sadece bunları imzaladı. Böyle olunca da milletin dertleri TBMM’ye yansımadı. Esnafın, çiftçinin, emeklinin, emeklilikte yaşa takılanların, 3600 ek gösterge bekleyen öğretmen, polis, sağlık personeli ve din görevlilerinin beklentileri gerçekleşmedi. Yeni yasama yılında 5 müteahhit yerine 83 milyon için çalışmaya devam edeceğiz.”
Soru: Yeni yasama döneminde Cumhurbaşkanlığı hükümetinin ele alması gereken öncelikli sorunları sıralar mısınız?
Kılıçdaroğlu: “Ekonomide bir buhran var. Ekonomik krizin boyutlarını fazlasıyla aşan bir ekonomik buhranın içinde Türkiye… Sosyete damadın açıkladığı Yeni Ekonomik Program’da da bu buhranın nasıl aşılacağına ilişkin elle tutulur hiçbir adım yok. Ekonominin temel unsuru güvendir. Sürekli “V” diyerek bu güveni oluşturamazsınız. Adalet yoksa demokrasi yoksa orada güven olur mu?
İkinci konu sağlık ve sağlık çalışanları olmalıdır. Salgın sürecinin de iyi yönetilmediği, gerçek rakamların perdelenmeye çalışıldığı bir tablo var karşımızda. Doktorlarımız aslında çok önceden uyardı. Hasta sayıları çok arttı, “ölüyoruz” dediler. Önlem alması gerekenler doktorları suçladı. ‘Gerçekleri nasıl açıklarsınız’ diye Türk Tabipleri Birliği’nin kapatılmasını savundular. Salgınla mücadele aklı ve bilimi önceleyen bir mücadele programı oluşturulmasına ihtiyaç var.