Kazdağlı: Kalıcı ateşkesin gerçekleşme ihtimali yüksek / Al Ain Türkçe Özel
Gazeteci Yazar Celal Kazdağlı, İsrail’le Hamas arasında varılan geçici ateşkesi Al Ain Türkçe’ye değerlendirdi. Kalıcı ateşkesin yakın zamanda gerçekleşme ihtimalinin yüksek olduğunu vurguladı.
İsrail ve Hamas, Katar'ın arabuluculuğunda Mısır ve ABD'nin katılımıyla dört gün sürecek ve uzatma opsiyonlu bir ateşkeste bu sabah anlaşmaya vardı.
Hamas, Gazze'de bulunan rehinelerden 50 kadın ve çocuğu serbest bırakacak, karşılığında İsrail de hapsedilmiş 150 Filistinli kadın ve çocuğu serbest bırakacak.
İsrail Gazze'deki tüm askeri faaliyetlerini durduracak ve bölgeye insani yardım ulaştırılmasına izin verecek. Bugün itibariyle başlayacak ateşkes, Hamas 10 rehine bıraktıkça birer gün uzayacak.
Ateşkes anlaşmasını Gazeteci Yazar Celal Kazdağlı ile konuştuk.
Yapılan ateşkes anlaşmasının detayları neler, taraflara neler sağlayacak?
İsrail’le Hamas arasında varılan anlaşma yeni bir dönemin başladığını gösteriyor. Önümüzdeki sürecin çatışmaların azaldığı, görüşme, uzlaşma ve anlaşmaların arttığı bir süreç olduğunu öngörebiliriz.
Başlangıç olarak 50 kadın ve çocuk rehineye karşılık İsrail 150 kadın ve çocuğu serbest bırakacak. Kimlerin serbest bırakılacağına dair isimler de açıklandı. Ateşkesin bugün başlaması bekleniyor. Tam saat ilan edilmedi ama bugün başlayacak. 4 gün sürecek olan ateşkes sırasında rehine takası dışında Gazze’ye yardım ulaşacak. Gıda ve yakıt sağlanacak.
Anlaşmada çok kritik bir nokta daha var. Her 10 ek rehine bıraktığı zaman Hamas, çatışmasızlık bir gün daha uzatılacak. Bu opsiyon bize önümüzdeki günlerde esir takasının devam edeceğini gösteriyor.
Bu anlaşmanın sağlanması büyük oranda Katar’ın inisiyatifinde Mısır ve ABD’nin arabuluculuğuyla yürüdü. Mısır Hamas adına ABD İsrail adına temaslarda bulundu.
İsrail Hükümeti, gece toplandı ve uzun süren bir toplantı yaptı. Karar bu toplantıda alındı. Ama Hükümet’te yer alan aşırı sağcı bakanlar anlaşmaya karşı çıktı. Dolayısıyla İsrail’de yeni bir sürecin başladığını söyleyebiliriz. Hükümet’in aşırı sağdan uzaklaşarak merkezdeki yeni güçlerle hareket etmeye başladığı yeni bir döneme giriyoruz.
Netanyahu anlaşmayı “Zor ama iyi bir karar” olarak ilan etti. Kamuoyunu tatmin etmek için olsa gerek “Hamas’la savaşımız devam edecek” açıklamasını yapmayı da ihmal etmedi.
Bu anlaşmada dünya kamuoyunun İsrail aleyhine harekete geçmesi etkili oldu. Beklenmedik kalabalıklar İngiltere’de, Almanya’da, Fransa’da dünyanın hemen hemen her yerinde sokağa çıktı. Beklenmedik iş insanları İsrail’i eleştirdi. Önde gelen sanatçılar da buna katıldı. Bunlar İsrail’in bu kararı almasında etkili oldu.
Bu anlaşma İsrail’de kısa süreli yaraların sarılmasını sağlar. Ama orta vadede Netanyahu görevi bırakmak zorunda kalır. İsrail’de yeni bir hükümet ortaya çıkar. İsrail’de yeni oluşacak hükümetle Filistin arasında yeni bir diyalog süreci başlar.
Filistin tarafında da muhtemelen Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) öne çıktığı, Hamas’ın FKÖ’ye tabi olduğu yeni bir dönem başlar. İki devletli çözüm şayet Arap ve İslam ülkeleri tutumlarını aktif bir şekilde devam ettirir, dünya kamuoyundaki İsrail aleyhtarı tutum devam ederse gerçekleşir.
Önümüzdeki süreçte, İsrail’in yanında yer alan liderler, kendi kamuoylarını tatmin etmeye çalışacaktır. Filistin için en büyük tehlike uluslararası medya ve kamuoyunun yeniden sessizliğe bürünmesidir.
Geçici ateşkesin kalıcı ateşkese dönüşmesi konusunda beklentiler neler?
Geçici anlaşmayla yeni bir süreç başladı. Bu kalıcı ateşkese doğru hızlı adımlar atılacağını gösteriyor. Çünkü İsrail’in içinde de büyük bir çoğunluk bu savaşın durdurulmasını istiyor.
Hamas da kendisine destek olan tüm güçlerin talebi doğrultusunda savaşı sürdürmeme yönünde bir eğilim ortaya koyuyor. Dolayısıyla her iki tarafın savaşı sürdürmek için arkasında moral yeterince yok. Bu kalıcı ateşkesin yakın bir zamanda gerçekleşme ihtimalini güçlendiriyor.
Kalıcı ateşkesin üzerine eğer iki devletli bir çözüm inşa edilebilirse, kalıcı bir barışa ulaşılabilirse, Orta Doğu’da yeni bir gelecek açılmış olur. Değilse yaranın üzeri geçici olarak kapatılmış olur. Belirli bir süre sonra bu yara yeniden kanayacaktır.
İsrail’in içerisinde ve Yahudiler arasında ana tartışma konusu “güvenliği nasıl sağlayacağız?” sorusu. Güvenlik karşı tarafı yok ederek mi sağlanacak, yoksa karşılıklı tanımayla mı sağlanacak?. İkinci görüş gerek İsrail içinde, gerekse Yahudi toplumu içerisinde ağırlık kazanıyor. Şayet dünya kamuoyu ve devletler İsrail ve Yahudi toplumu içindeki bu damarla buluşabilirse iki devletli çözüm gerçekleşebilir. Aslında Netanyahu’nun görevden uzaklaşması bu kapıyı açık tutma anlamına gelir. Netanyahu sonrası için bir umut doğabilir.