Yıldız: İstanbul’da su konusunda acil radikal tedbirler alınmalı / Al Ain Türkçe Özel
İstanbul’un barajları alarm veriyor. Su Politikaları Uzmanı Dursun Yıldız Al Ain Türkçe’ye açıklamalarda bulundu. Su krizinin önlenmesi için acilen radikal tedbirler alınması gerektiğini söyledi.
İstanbul'a su sağlayan barajlardaki doluluk oranı, yağışların azalmasıyla birlikte dün itibari ile yüzde 20'nin altına gerileyerek son 16 yılın aynı dönemine göre en düşük seviyesine indi. Özellikle Büyükçekmece Barajı'nın doluluk oranı yüzde 3,97'ye kadar düşerken, uzmanlar önümüzdeki 10-15 gün için yağış görünmediğini belirtiyor.
İstanbul’un durumunu Türkiye’de kuraklığa karşı alınabilecek önlemleri Su Politikaları Uzmanı ve Su Politikaları Derneği Başkanı Dursun Yıldız’la konuştuk.
İstanbul barajlarının doluluk oranı son 16 yılın en düşük seviyesine inmesi çerçevesinde, İstanbul için su krizini önlemek adına ne tür acil önlemler alınabilir?
Son iki yıldır Trakya'da yaşanan bölgesel kuraklık bu koşulları yarattı. Eylül ve Ekim aylarında yağışlar yine ortalamanın altında. İklim bilimciler uyarılarında sonbahara sıcak hava dalgalarının yerleştiğinden söz ediyor. Bunun sonuçlarını da yaşıyoruz. Meteoroloji ve iklim değişikliği uzmanları önümüzdeki dönemde de kuraklığın süreceğini belirtiyor.
Melen Barajı’nın gövdesindeki çatlaklar nedeniyle işletmeye alınamaması İstanbul’un su temini planını tamamen bozdu. Ayrıca Avrupa yakasına su taşıyan Melen Sistemindeki Cumhuriyet arıtma tesisinin kapasitesinin yetersiz kalması da Avrupa ‘ya gönderilen su miktarını kısıtladı.
Sık sık vurguladığımız gibi su bitince yönetilecek bir şey kalmaz. Bu nedenle daha önce risk analizi yapılarak yağışları beklemek yerine su talebinin yönetilmesi için önlemler alınmalıydı. Riskin ortaya çıktığı dönemden itibaren Acil Su Talebi Yönetimi Planı uygulanarak bu risk azaltılabilirdi. Şimdi ise çözüm, gelmesi beklenen yağışların belirsizliğine kalmış durumda...
Orta vadeli çözüm için öncelikle Melen Barajı inşaatı tamamlanmalı, Cumhuriyet Arıtma tesisinin kapasitesi arttırılmalıdır. Tersine göç teşvik edilmelidir. Bugünkü durumun krize dönüşmemesi için de acilen radikal tedbirler alınmalı. İstanbul’da aşırı su kullanımının kontrol altına alınması ve suyun daha tasarruflu kullanılması için daha etkili bir halkla ilişkiler ve iletişim stratejisi uygulanmalıdır.
İstanbul’da suyun daha verimli kullanılması ve talep yönetimi, sadece kurak dönemler için değil tüm dönemler için bir yönetim politikası haline gelmelidir.
Türkiye genelinde kuraklık tehlikesinin artmasında İklim değişikliğinin bu konuya etkisi ne düzeydedir? Türkiye çapında bu tür iklim sorunlarına karşı ne tür stratejiler geliştirilebilir?
İklim bilimciler ve meteoroloji uzmanları Türkiye’de yaşanan aşırı hava olaylarının iklimsel değişikliklerin sonucu olduğu konusunda hemfikir.
Türkiye büyük bölümü yarı kurak iklim kuşağında yer alan bir bölgesel kuraklık ülkesi. Bu bölgesel kuraklıkları son birkaç yıldır birçok bölgemizde yaşadık.
Türkiye iklim değişikliğine uyum konusunda birçok ulusal ölçekte ve havza ölçeğinde planlar yaptı. Türkiye’nin iklim değişikliğine uyum stratejileri bu planlarda açıkça yer alıyor. Ancak bu planların uygulamaya geçirilmesi konusunda daha hızlı olmalıyız. Bu planların etkili bir şekilde uygulanabilmesi için yasal eksiklikler tamamlamalı ve nehir havzası ölçeğinde kurumsal kapasitemizi geliştirmeliyiz.
Bunun yanı sıra kuraklığın sinsi bir afet olduğu ve yaygın bir şekilde oluşması durumunda çok büyük hasarlar vereceği konusunda toplumsal bilincin de geliştirilmesi lazım.
Suyun modern sulama teknolojileriyle daha verimli kullanılması, kuraklığa dayanıklı tohum geliştirme gibi çabalar bu kurumsal altyapı ve toplumsal bilinç geliştirildikten sonra daha etkili şekilde uygulanacaktır.
Havza ölçeğinde hazırlanan kuraklık ve taşkın eylem planlarının etkili bir şekilde uygulanabilmesi yasal ve kurumsal kapasite eksikliklerimizin tamamlanmasına ve katılımcı ve şeffaf bir yönetim anlayışının uygulanmasına bağlı.