Dört saatlik nükleer zirvesi: İran ve AB heyetleri İstanbul'da görüştü

İran ve Avrupa Birliği'nin nükleer müzakerelerinin adresi İstanbul'du. İran Konsolosluğu'nda dört saat süren tarihi zirvede neler konuşuldu?
İran ile Avrupa Birliği üçlüsü (Fransa, Almanya ve İngiltere), uzun bir aradan sonra ilk kez yüz yüze masaya oturdu. Görüşmenin perde arkası, Tahran'ın nükleer programı etrafında örülen diplomatik labirenti yeniden alevlendirdi. Kritik toplantı, İstanbul'da İran Konsolosluğu’nda gerçekleşti ve dört saat sürdü. Görüşmeler, İsrail ve ABD'nin geçen ay İran’a düzenlediği hava saldırılarının ardından ilk doğrudan temas olması açısından da dikkat çekici.
Müzakereye İran'ı temsilen dışişleri bakan yardımcıları Mecid Tahtrevançi ile Kazım Garibabadi katıldı. Dışişleri bakan yardımcıları düzeyinde yapılan görüşmeler, basına kapalı gerçekleştirildi. Görüşmelere yerli ve yabancı basın mensupları yoğun ilgi gösterdi.
Görüşmelerin arka planında hızla yaklaşan bir takvim baskısı var: 18 Ekim 2025. Bu tarih, 2015 yılında imzalanan Kapsamlı Ortak Eylem Planı’nın (KOEP) Birleşmiş Milletler tarafından desteklenen bazı hükümlerinin süresinin sona ereceği gün.
Eğer bu tarihe kadar anlaşmayı sürdüren taraflar (İran hariç) BM’ye yaptırımların devamı için resmi bir “geri tepme mekanizması” başlatmazsa, İran üzerindeki tüm BM yaptırımları otomatik olarak kalkacak. Bu durum, özellikle enerji, finans ve savunma sanayi gibi stratejik alanlarda İran’a ciddi bir nefes alma alanı sağlayacak. Avrupa, bu senaryonun önüne geçmek için İran’ı masada tutmak ve yeni güvenlik taahhütleri almak istiyor.
İRAN İLE MÜZAKEREYE DEVAM KARARI
İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Kazım Garibabadi, görüşmelerin ardından yaptığı açıklamada toplantının “ciddi, açık sözlü ve detaylı” geçtiğini belirtti. İran tarafının, halkına yönelik son saldırılara sert şekilde tepki verdiğini vurgulayan Garibabadi, aynı zamanda nükleer program konusunda da kendi ilkeli pozisyonlarını net biçimde ortaya koyduklarını söyledi.
İki tarafın yaptırımların kaldırılması ve nükleer denetim süreçleri hakkında çeşitli öneriler sunduğu belirtilirken, bu istişarelerin “devam etmesi” yönünde karşılıklı mutabakat sağlandı.
AVRUPA İRAN’DAN NE İSTİYOR?
E3 ülkeleri (Fransa, Almanya ve İngiltere), İran’dan üç temel konuda net adımlar atmasını istiyor:
1. Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) ile tam iş birliği,
2. Yüksek derecede zenginleştirilmiş 400 kg uranyumun akıbetinin açıklanması,
3. Washington ile kapsamlı görüşmelere açık olunması.
Bu başlıklar, yalnızca nükleer şeffaflık için değil, aynı zamanda İran’ın diplomatik izolasyondan çıkması ve bölgesel güvenliği yeniden inşa etmesi için kritik görülüyor. UAEA Başkanı Rafael Grossi de görüşmelere dair yaptığı açıklamada, yıl sonuna kadar İran'da denetimlerin yeniden başlayabileceğine dair umutlu olduğunu belirtti. "Artık teknik detayları netleştirme zamanı" diyen Grossi, İran’ın neyi nasıl yapmayı planladığı konusunda netlik sağlaması gerektiğini ifade etti.
İRAN ISRARCI
Tahran cephesi ise, BM Güvenlik Konseyi'nin 2231 sayılı kararının süresinin uzatılması yönündeki talepleri “temelsiz ve anlamsız” bulduğunu açıkça ortaya koydu. İran, KOEP kapsamında kendisine verilen sözlerin yerine getirilmediğini savunuyor ve özellikle ABD’nin 2018’de anlaşmadan tek taraflı çekilmesini bir dönüm noktası olarak görüyor.
Hatırlanacağı üzere, ABD Başkanı Donald Trump, 2018’de KOEP'ten çekilmiş, Haziran 2025’te ise İran’daki üç nükleer hedefe yönelik hava saldırıları gerçekleştirmişti. Her ne kadar Beyaz Saray saldırıların “nükleer bomba üretimini durdurmaya yönelik” olduğunu savunsa da, Amerikan medyasına göre yalnızca bir tesis ciddi şekilde hasar görmüştü. İran ise nükleer silah üretme niyetini kesin bir dille reddediyor ve programının yalnızca sivil amaçlı olduğunu savunuyor.
Avrupalı diplomatlar, İran’a ciddi bir uyarı verdi: Ağustos sonuna kadar somut adımlar atılmazsa, diplomatik diyalog yerini yeni yaptırım kararlarına bırakabilir. Bu, bölgedeki kırılgan istikrar açısından yeni bir dönemin kapısını aralayabilir. Tahran, yeni yaptırımların yalnızca Batı'yla olan mesafeyi artıracağını savunuyor. Ancak AB cephesi, eğer İran elindeki uranyumu şeffaf biçimde muhasebeleştirmezse ve UAEA ile iş birliğine yanaşmazsa, 2015’teki kazanımların tamamen çöpe gideceğini vurguluyor.
İSRAİL SALDIRILARI MÜZAKERELERİ DONDURMUŞTU
İran ile ABD müzakere süreci devam ederken İsrail, 13 Haziran'da İran'a saldırı başlatmış ve hem ABD hem de Avrupa ile müzakere süreci kesilmişti.
İran, 2015'te imzalanan nükleer anlaşmayla kaldırılan Birleşmiş Milletler (BM) yaptırımlarının geri getirilmesini sağlayabilecek "tetik mekanizması (snapback)" adı verilen maddenin, Avrupa ülkeleri tarafından işletilmesinden endişe ediyor. Söz konusu mekanizmanın süresi 18 Ekim'de sona eriyor. İran'ın nükleer programıyla ilgili çözüm üretilemezse Avrupa ülkelerinin bu tarihten önce mekanizmayı işletebileceği öngörülüyor.
İran ile BM Güvenlik Konseyinin 5 daimi üyesi ve Almanya arasında 14 Temmuz 2015'te yaptırımların kaldırılması karşılığında İran'ın nükleer faaliyetlerinin sınırlandırıldığı bir anlaşma imzalanmıştı. ABD, 2018'de anlaşmadan tek taraflı çekilmiş ve İran'a yaptırımları geri getirmişti. İran, Avrupa ülkelerinden ABD'nin yaptırımlarını telafi edecek önlemler almasını istemiş ancak Avrupalılar, ABD'nin eylemine karşı çıksa da bu konuda adım atamamıştı.
İran, bunun üzerine bir yıl sonra anlaşmadaki taahhütlerini kademeli olarak durdurmaya başlamış ve daha sonraki süreçte yüksek düzeyli uranyum zenginleştirme faaliyetlerine yönelmişti.
İngiltere, Fransa ve Almanya ise ABD'nin tek taraflı çekilmesinden sonra uygulanmayan nükleer anlaşmada yer verilen ve "snapback" olarak adlandırılan, İran'a anlaşmayı ihlal ettiği gerekçesiyle BM yaptırımlarını yeniden getirme imkanına sahip maddeyi işletme tehdidinde bulunuyor.
İran Dışişleri Bakanı Abbas Erakçi ise Avrupalı tarafların, "anlaşmanın temellerini ihlal ettikleri" ve "anlaşmadaki katılımcı rollerini kaybettikleri" için mekanizmayı harekete geçirebilecek hukuki dayanağa sahip olmadığını ifade etmişti.