Irak’ın nakit rezervi 90 milyar doları aştı
Irak Merkez Bankası, nakit rezervlerinin 90 milyar doları aştığını açıkladı. Açıklama, Irak'ın bu rezervleri kalkınma hizmetlerinde kullanarak ekonomik toparlanmayı sağlayabileceğine dair umutlarını arttırdı.
Merkez Bankası Danışmanı İhsan Al-Yasiri, döviz rezervlerinin hacminin 90 milyar doları aşarak, Irak devlet tarihinde en yüksek seviyeye ulaştığını açıkladı.
Al-Yasiri, önceki yıllarda sosyal yardımlardan mahrum kalanların tümünün ve emekliler arasında düşük maaşlı olanların sübvansiyona ihtiyacı olduğuna değindi. Bu rezervin, kamu maliyesinin disipline edilmesi ve kamu harcamalarına dağıtılması yerine, gerçek önceliklere yönlendirilmesi gerektiğine vurgu yaptı.
Ekonomistler, Irak'ın dünya genelindeki yaşanan fiyat artışlarına rağmen, petrol satışlarının bir sonucu olarak birikmiş finansal fazlalıkla büyüyen küresel enerji krizinden ekonomik olarak yararlanan birkaç ülkeden biri olduğuna inanıyor. Ekonomistler, vu durum, Irak’ın geçtiğimiz yıllarda Korona salgınıyla şiddetlenen ağır ekonomik krizin üstesinden gelmesine olanak tanıdı değerlendirmesinde bulunuyor.
Analistler, kötü planlama ve yönetimin yanı sıra siyasi, ekonomik ve güvenlik krizleri nedeniyle bu fazlalığın doğru ve verimli bir şekilde kullanılamayacağı yönündeki endişelerini dile getirdi.
EKONOMİSTLER NE DİYOR?
Iraklı araştırmacı ve ekonomist Nabil Jabbar Al-Tamimi, yaptığı açıklamalarda: "Merkezi rezervler, para politikası dengesinin ve gücünün bir göstergesidir. Ayrıca merkezi rezervler, para politikasına daha fazla esneklik sağlar. Ancak rezervler, hükümetlerin finansal fazlalıklarından farklıdır. Yürürlükteki yasalar, merkez bankasının Irak hükümetine borç vermesine veya hibe etmesine izin vermiyor. Ancak devasa rezervler, bu göstergeleri uluslararası ölçen kurumlarla Irak'ın kredi göstergelerinin yükselmesine elbette katkıda bulunuyor." ifadelerini kullandı.
Amsar Stratejik ve Ekonomik Araştırmalar Merkezi Başkanı Raed Al-Azzavi ise konuya ilişkin yaptığı açıklamada: "Irak nakit rezervlerinin 100 milyar dolara yaklaşması çok önemli ve umut verici, ancak Irak ekonomisinin sorunu, nakit rezervlerinin yüzdesiyle bağlantılı değil, artışlar da ekonominin toparlandığı anlamına gelmiyor. Aksine, bu fazlalık petrol fiyatlarındaki artıştan kaynaklanıyor, bunun sonucunda Irak, çok büyük miktarlarda para kazandı.
Bu nedenle, asıl sorun yerli hasılanın zayıflığında yatmaktadır. Krizi şiddetlendiren şey, yüksek enflasyon oranları, yaygın işsizlik ve servetin kötü dağılımıdır. Bütün bunlar, yolsuzluğun yayılması ve siyasi güçlerin yatırımcılar üzerindeki baskısı nedeniyle ulusal ekonomiyi desteklemeye katkıda bulunan güçlü yabancı yatırımların eksikliğine ve devletin milli hasılasından elde ettiği gelirlerin erozyona uğramasına, bundan yararlanılamamasına ve kalkınma projelerinde kullanılamamasına yol açmaktadır.” ifadelerini kullandı.
Al-Azzavi: “Gerekli olan, iç ve dış yatırım oranlarını yükseltmeye, borçlanma ve birikim sorununu çözmeye izin verecek şekilde, devletin kaynaklarını yönetmek ve kullanmak için açık ve rasyonel mekanizmaların devreye sokulmasıdır.
Dış borçlara, ekonomik, siyasi ve idari krizlerin şiddetlenmesi sorunlarına çözüm bulunmadıkça bu büyük mali fazlalık, Irak vatandaşlarının gelirlerinin artırılmasına ve yaşam koşullarının iyileştirilmesine doğrudan yansıyacak atılımların ve olumlu dönüşümlerin gerçekleştirilmesine katkı sağlamayacaktır” dedi.