İmamoğlu'nun CHP Genel Başkanlığı'na aday olma isteğindeki siyasi şifre nedir? Al Ain Türkçe Özel!
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanı seçiminin ardından 'değişim' mesajı verdi. Siyasal Analist Suat Özçelebi, İmamoğlu yenilenmenin bir adresi olarak kendini gördüğünü ve bu değişime öncülük edebileceğine inandığını belirtti.
CHP'de kurultay öncesi tartışmalar hız kazandı. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun parti yönetimine adeta bayrak açtığı ifade ediliyor.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, seçim sonuçlarının ardından "değişim" çağrısını yineliyor.
Siyasal Analist Suat Özçelebi, Ekrem İmamoğlu'nun toplumsal ve CHP içinde karşılığı yüksek bir siyasal lider olmasının getirdiği bir avantajı olduğunu dile getirdi.
Siyasal Analist Suat Özçelebi, Al Ain Türkçe'den Tuğba Yıldırım'ın sorularını yanıtladı.
Siyasi yasaklı olma ihtimali bulunan İmamoğlu'nun CHP Genel Başkanlığı'na aday olma istediğindeki siyasi şifre nedir?
Ekrem İmamoğlu, seçim başarısızlığının sonucu oluşan değişim taleplerinin, yenilenmenin bir adresi olarak kendini görmekte ve bu değişime öncülük edebileceğine inanıyor. Toplumsal ve CHP içinde karşılığı yüksek bir siyasal lider olmasının getirdiği bir avantajı var. Seçimde gösterdiği yüksek performans ve katılımlı mitingler de bunu destekliyor. Bu süreç seçim öncesi kamuoyunda CHP’ye genel başkan olma düzeyinde zaten tartışılmaya başlanmıştı. CHP’nin Kurultay süreçlerinde adaylaşma gerçekleşirse göstereceği performansın aynı paralel de olup olmayacağı da önem kazanıyor. İmamoğlu vaat ettiği değişimin doğrultusunu, içeriğini temel de vizyonunu, CHP'nin geleceğini de kapsayacak biçimde programatik bir içerikle dile getirmek zorunda. Süreçte sadece bir isim değişikliğine indirgenmiş izlenimi vermekten özenle kaçınmalı. Özellikle partililerin, delegenin ama en önemlisi seçmenlerin beklentilerini karşılamayan bir söylem ve program ortaya konmazsa destek oluşumunda ciddi güçlükler yaşanabilir. Siyasi yasaklı olma ihtimali üzerinden bir konumlanma ve karar süreci içinde giremez. Bu ihtimal için politik seçenekler ve yol haritaları elbette oluşturulacaktır. Ancak tamamen kendisini bir siyasal aktör olarak siyaset denkleminin dışına düşürmek için planlanmış, hukuk kılıfına sokulmaya çalışılan siyasi bir hamleyi ölçü alarak, kendi kaderi ve CHP Genel Başkanlığı adaylığına karar vermeyecektir. Tarihi sorumluluğunun, partisine ve demokrasiye olası katkısının bilincinde hareket edecektir.
Mevcut Genel Başkan Kılıçdaroğlu, İmamoğlu'nun önünü mü tıkar, yada İmamoğlu'nu destekler mi?
Türkiye'de bir iki dudak demokrasisidir. Kılıçdaroğlu’na rağmen Ekrem İmamoğlu ve Özgür Özel’in adaylıkları da bu gerçeklerden uzak değerlendirilemez. Siyasi partilerin, delege sisteminin, Kurultay süreçlerinin lider sultasıyla biçimlendiği, genel başkan ve ekiplerinin delege seçimlerinin her sürecine müdahil olabildiklerini unutmamak gerekir. Kasım ayında gerçekleşmesi olası genel başkan seçimli Kurultay süreci bunun için artık bir fırsat da sunuyor. Tartışmanın içeriğine Özel de katıldı ancak bu içerik, kişiler düzeyinden gerçek değişim programının ne olacağı, 31 Mart’ın nasıl kazanılacağı ve yeni ittifaklar, bileşenler, formüller aşamasına hızla geçemezse, bedeli CHP için çok daha ağır olabilir. Kılıçdaroğlu aday olacaktır (aday gösterilecektir.) Eğer adaylıklarını netleştirirlerse, büyük olasılıkla 31 Mart seçimine kadar Kılıçdaroğlu’nun Genel Başkanlıkta kalması üzerine bir kurgu herkesin gündemini meşgul edecektir. Görünen o ki Kılıçdaroğlu’nun da partilileri, delegeleri ve seçmeni tatmin edecek net bir yol haritasına ihtiyacı var.
Büyükşehirleri de kaybeden CHP, ciddi bir siyasal çöküş yaşayabilir. İmamoğlu’nun neye (CHP-İBB) aday olacağı her anlamda netleşmeli ve 2024 için de tüm seçenekler masaya yatırılmalıdır. Türkiye'de siyasi partilerin lider değişimi Kurultay'da zor gerçekleşir, ancak CHP’nin kurumsal kültürü, ön seçim konusunda diğer partilere göre daha açık olan yapısı bir olanak sağlayabilir, ‘iki dudak demokrasisi’sinden sıyrılabildikleri ölçüde.