İmamoğlu kararı sonrası Kılıçdaroğlu canlı yayında: Bu milli iradeye darbedir
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, İBB Başkanı İmamoğlu'na, YSK üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla hakkında açılan davada 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası verilmesi ve siyasi yasak getirilmesinin ardından canlı yayında açıklamalarda bulunuyor.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkındaki mahkeme kararının ardından Almanya programını yarıda keserek dün Türkiye’ye döndü.
Kılıçdaroğlu mahkemenin İmamoğlu kararının ardından Halk TV'de İsmail Küçükkaya'nın sunduğu, "Yeni Bir Sabah" programında açıklamalarda bulundu.
Kılıçdaroğlu, "Anadolu'da güzel bir söz vardır. Zalim erken gitsin diye zulmün artsın derler. Saray iktidarının yaptığı açıkça bu. Yasama, yargı kendisine bağlı. Kendisinin önüne çıkacak engelleri, İstanbul'un rantını devşirmek istiyor" ifadelerini kullandı.
CHP lideri açıklamasında, "Bu bir siyasi mücadeledir aynı zamanda. Hapishanelerede hak arayan insanlar var, tutsak şekilde tutuluyorlar. Osman Kavala neden içeride? Selahattin Demirtaş neden içeride? Askeri öğrenciler tutuklu. Askeri öğrenci darbe mi yapar yahu. Türkiye'de bir değişim yapılıyor, demokrasinin nasıl olduğunu herkes görecek. Göstereceğim"dedi.
Kılıçdaroğlu'nun ifadeleri şöyle:
"Yargı Saray'dan gelen talimata göre karar veriyor. Bu milli iradeye darbedir. Bir yargıç aldığı talimatla ona siyasi yasak getirme cüretini gösterebiliyor. Bu tablo demokrasilerde yaşanmaması gereken bir tablo. Bu tablo Türkiye'de aşama aşama hayata geçiriliyor.
*Bir milim geri adım atmayacağız. İnadına inadına demokrasiyi bütün kurallarıyla bu ülkeye getirmek için mücadele edeceğiz. Kimse karamsarlığa kapılmasın. Bu ülkenin halkı demokrasi istiyor, bu ülkenin halkı yargı bağımsızlığı istiyor.
*Bizim üzülmemiz onların keyifli olmasına yol açıyor. Biz üzülmeyeceğiz. Ama demokrasi adına, ülkem adına üzüldüm. Olay milli iradeye saygı olayıdır. Öteden beri gelen bir süreç var. Bunlar kendi iktidarlarını pekiştirmek istiyor.
*16 milyon İstanbullunun hakkı gasp edilmiştir. Bu irade 'Siz kime oy verirseniz ben, ben başkanı yargıç kararıyla alıp siyasi yasaklı hale getiririm' diyor.
*Eğer bir ülkede adalet varsa bu karar istinaftan dönecektir. Adaletin zerreciği kalmış olsa dönecektir.
*Bu işin sağı solu yok. Bu iş bir demokrasi olaydır. O zaman yargıyı da kaldıralım. Bir kişi karar veriyor. Ona göre işlem yapılıyor demektir. Bu mücadele bir kişinin mücadelesi değil. Demokrasi mücadelesidir.
*Kararın onanacağı şeklinde bir düşünceye sahip değilim. Bu ülkenin namuslu yargıçları var. Adaletsizliğe dur diyeceklerdir.
*Yargıç dediğiniz kişi anayasanın 138. Maddesi'nde hukukun üstünlüğü ve vicdanının kanaatine oy verir diyor.
*Seyyar mahkemeler ve seyyar hakimler var. Kararı sen vereceksin diyorlar. Bunun bir kısmının cumhurbaşkanının avukatları yapıyor. Bir kısmı doğrudan Erdoğan'ın talimatıyla veriliyor.
GAZETECİ BARIŞ PEHLİVAN ORTAYA ÇIKARMIŞTI
*Bir partili nasıl olur da hakim koltuğuna oturabilir?
*Bir hakim veya bir savcı seçime girmek isteyebilir. İstifa ediyorum. Seçime giriyorum. Seçimi kazanırsa milletvekili olur. Ama kazanamazsa göreve dönemiyor. Bu madde var. Ama bu maddeye rağmen bir grup hakim ve savcı aldılar. Kendi partilerinde yöneticilik yapmış insanları getirdiler, hakim koltuğuna oturttular. Adalet Bakanlığı'nın, HSK'nın itiraz etmesi lazım. Ama itiraz etmediler.
*Bugün Erdoğan ne dese onlar altına koşulsuz imza atarlar. Kilit noktalarda bunlarda var. Ama onların ardından hukuku adaleti savunan bir adalet ordusu var. Biz onları da gayet iyi biliyoruz.
*Bu davanın bu şekilde sonuçlanacağını tahmin etmiyordum. Yargıcın tutanaklara geçen ifadesi var. Bu ifade Soylu'ya yönelik söylenmiştir diye söylüyor.
*Normalde davaya bakıldığında beraat edilmesi gerekiyor. Bilirkişi rapor var, tanık olan gazeteciler var. Önceki duruşmada tutanağa geçen ifadeler var. Arkadan beklemediğimiz bir olay. Üzülerek ifade edeyim, yaptığım görüşmeleri kesmek zorunda kaldım.
"İSTANBUL'UN RANTINI YE YE DOYMADILAR"
*Orada hukukun ne kadar önemli olduğunu, İstanbul'un ne kadar önemli olduğunu anlatacağız. İstanbul'un rantını ye ye doymadılar. Bunlar nasıl insanlar ya?
*Bu karar siyaseten şudur: 85 milyon yurttaş ve oy kullanacak olan yurttaşlar demokrasinin ayaklarının altından kaydığını görüyorlar. Dolayısıyla altı lideri buluşan aslında demokrasi. Daha sağlıklı ve tutarlı bir anayasa özlemi. Biz o nedenle anayasa değişikliğinden başladık. Çünkü demokrasi gelişmedikçe ekonomi gelişmez. Düşünme, fikir açıklama özgürlüğü olmaz. Bu olay bizim altı liderin daha sıkı sıkıya omuz omuza yürümeleri için ivme kazandırır. Bu olay bize ivme kazandırır. Seçimle gelen seçimle gitmeli. Seçimle gelen darbeyle gitmemeli.
*Bu açıkça bir darbe. 'Sen kim oluyorsun da İstanbullulara hizmet ediyorsun?' Ben ne dersem ona uyacaksın' diyor. 'Uymazsan seni siyasi yasaklı hale getiririm' diyor. Bir kişinin tehdidi var. Bir kişinin tehdidi bize sökmez. Bu kardeşinizi linç girişimiyle karşı karşıya bıraktılar. Sizin feriştahınız gelse bize geri adım attıramazsınız.
*Artık sonları geldi. Onlar da sonlarının geldiğini biliyor."