İlber Ortaylı: Lozan'ın gizli maddeleri diye bir şey yok
Prof. Dr. İlber Ortaylı, Lozan Antlaşması'nın gizli maddeleri olduğuna ilişkin iddaları, “okumuyorlar” ifadeleri ile eleştirdi.
Şişli Belediyesi, Lozan Antlaşması’nın 100. yılına özel 'Barış Yüzyılı' konulu panele ev sahipliği yaptı. T24 Dış Politika Analisti Barçın Yinanç'ın moderatörlüğünde Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin, Prof. Dr. İlber Ortaylı, Emekli Büyükelçi Mustafa Oğuz Demiralp, İsviçre’nin Ankara Büyükelçisi Jean Daniel Ruch ve İnönü Vakfı’ndan Zeynep Bilgehan’ın katıldığı panelde, antlaşma 100. yılında yeniden ele alındı, toplumda yayılan hurafelere ilişkin ifadeler de değerlendirildi.
Prof. Dr. İlber Ortaylı Lozan’a ilişkin, “12 ada meselesi var. Bu adaların verilmesinin Lozan ile alakası yoktur. Bunun dışında Lozan’ın 100 yıllık süresi olduğu söyleniyordu. 100 yıl doldu, bir şey olmadı. Lozan’ı imzalayan devletlerin de sesi soluğu çıkmadığı gibi, itirazları da olmadı. Lozan’ın gizli maddeleri varmış; öyle şey olmaz! İnsanlar okumuyorlar, fikir öne sürüyorlar. Türkiye’de çok iptidai bir tarih ve çağdaş tarih anlayışı var. Bu inanılmaz bir biçimde cereyan ediyor. Yani, bunun hiçbir ölçüsü yok. Lozan da bunun son örneği. Bu anlayıştan kurtulmamız lazım” ifadelerini kullandı.
“İSVİÇRE’Yİ TÜRKİYE TERCİH ETTİ”
İsviçre’nin Ankara Büyükelçisi Jean Daniel Ruch da konuşmasında Paris veya Viyana gibi büyük başkentlerin yerine, Türk tarafının tarafsız bir ülke olan, İsviçre’nin Lozan kentinde buluşma isteğinin; Türkiye’nin o dönemki kazanımları ve çıkarları açısından daha uygun olduğunu belirtti.
Lozan’daki görüşmelerin belgelerini ve o dönem basında çıkan haberlerini incelediğini kaydeden Ruch, Lozan’ın ikinci görüşmelerine eşi İsmet İnönü ile katılan Mevhibe Hanım’dan da bahsetti. Mevhibe hanımın en çok sıcak çikolatayı sevdiğini ve Lozan sokaklarındaki kırmızı yanaklı, sağlıklı çocuklardan çok etkilendiğini yazdığı mektuplar olduğunu belirtti.
Lozan’ın Atatürk’ün Samsun’a çıktığı tarih olan, 19 Mayıs 1919’da başlamış bir maceranın son sahnesi olduğunu vurgulayan emekli Büyükelçi Mustafa Oğuz Demiralp ise, “Aslında bu macera bir efsanedir. Efsanenin son sahnesi ise Lozan’dır. Burada şunu vurgulamak istiyorum; her milletin her devletin kurucu efsaneleri vardır. Bunların çoğu da savaştır; şu zaferi kazandı, bu savaşı kazandı diye anlatırlar. Türkiye için sadece Kurtuluş Savaşı kurucu efsane değildir, aynı zamanda Lozan diplomatik zaferi de kurucu efsanesidir. Bu bakımdan Lozan’daki diplomatik zaferin anlamı evrensel bir boyuttadır. Bizim de buna sahip çıkmamız gerekir” şeklinde açıklamada bulundu.
İSMET PAŞA: YENİ HAYATA BİRLİKTE BAŞLAMAK İÇİN SİZDEN CESARET İSTİYORUM
Panelin son konuşmacısı olan İnönü Vakfı’ndan ve İnönü Ailesi’nin 4. kuşak temsilcisi gazeteci yazar Zeynep Bilgehan ise İsmet İnönü’nün hayatından kesitler sunduğu konuşmasında, Mevhibe İnönü’nün Lozan anılarını da aktardı. Bilgehan’ın aktardığı şu anekdot ise paneli dinleyeme gelen konukları oldukça duygulandırdı:
“İsmet Paşa Lozan’da ikinci tur görüşmeler için eşi Mevhibe Hanım’ın da kendisine eşlik etmesini istemektedir; ancak Mevhibe Hanım, kapalı bir muhitte yetişmiştir. Sokağa geleneksel Osmanlı kıyafetleriyle çıkan bir kadındır. İsmet Paşa kendisini de Lozan’da götürmeyi teklif ettiğinde o zaman 26 yaşında olan Mevhibe Hanım’ın rengi atıyor: ‘Paşacığım, size inanıyorum ve hak veriyorum. Çoğu yöneticilerin ve komutanların hanımları geliyor. Biz de aramızda konuşuyoruz, bu böyle gitmez diye; ancak benim bu yaşa kadar gördüklerimin tersini yapmam çok güç. Eminim yeni kuşaklar, sizin görüşlerinize çok daha iyi uyacaklardır.’ İsmet Paşa eşinin elini bırakıp ayağa kalkıyor: ‘Yeni hayata birlikte başlamak için sizden cesaret istiyorum. Desteğinize muhtacım, Lozan’da beni bundan mahrum bırakmayın, lütfen.’ İsmet Paşa böyle nazik ve ileri görüşlü bir insandı.”