Avukatlardan iki bakana tutuklama talebi! ÇHD üyesi Av. Ekiz: Tutuklama talep edilen kişiler, bu madenden sorumlu
Çağdaş Hukukçular Derneği, Amasra’da maden ocağındaki patlamada 41 işçinin yaşamını yitirmesiyle ilgili içlerinde iki bakanın da olduğu 11 kişinin tutuklanması talebiyle suç duyurusunda bulundu. ÇHD'den Av. Ali Ekiz, AL-AIN Türkçe’den Alev Olgay’a konuştu
Suç duyurusunun şüpheli listesinde Enerji ve Çalışma Bakanı da yer alıyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürü Cevat Genç başta olmak üzere 11 kişinin tutuklanması talep edildi.
Türkiye Taşkömürü Kurumu Amasra Müessesesi’nde 14 Ekim’de meydana gelen patlamada şu ana kadar 41 işçi yaşamını yitirdi. İlk tespitlere göre facianın sebebi grizu. Patlamanın ardından işçileri kurtarma çalışmaları devam ederken, Sayıştay’ın Amasra’daki maden ocağındaki grizu patlaması riskine karşı 2017 ve 2019’da olmak üzere iki kere uyarıda bulunduğu ortaya çıkmıştı.
Ayrıca Sayıştay Başkanlığı Enerji Grup Başkanı İbrahim Özkarcı başkanlığında, alanındaki uzman denetçiler 5 Ekim 2022’de, yani patlamadan yalnızca 9 gün önce, TTK Genel Müdürü Kazım Eroğlu ve beraberindeki ekip Amasra Taşkömürü Müessesesi’nde -300/-350 kotları arasını incelemiş.
Söz konusu bilgi TTK’nın sitesinde 5 Ekim’de yayımlanan açıklamada da yer alıyor. Açıklamada özellikle inceleme yapıldığı belirtilerek şu ifadelere yer veriliyor: “T.C. Sayıştay Başkanlığı Enerji Grup Başkanı Sn. İbrahim ÖZKARCI başkanlığında Uzman Denetçiler ile Kurumumuz Genel Müdürü ve beraberindeki ekip Amasra TİM’de yeraltına inerek -300/-350 kotları arasında, hâlihazırda ayak boyu 150 m. pano boyu 350 m. olan Yarı Mekanize Güney Tavan Damar ayakta incelemelerde bulundular.”
BİR SONRAKİ ADIM TTK’DAN YALANLAMA
Çıkan haberlerden sonra açıklama yapan Türkiye Taşkömürü Kurumu, bunların ‘dezenformasyon’ olduğunu ileri sürdü. Bu açıklamada ‘inceleme‘ yapıldığı vurgulansa da kurum yeni açıklamasında Sayıştay yetkilisinin madene ‘nezaket ziyareti’ için geldiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, buradaki konuşmasında ‘kader’ vurgusu yapsa da ÇGD’li avukatlar, suç duyurusunda bulunarak 2 bakan ve kurum müdürü başta olmak üzere 11 kişinin tutuklanmasını talep etti.
“TUTUKLAMA GAYET ÖLÇÜLÜ BİR TEDBİR”
ÇHD üyesi Avukat Ali Ekiz, AL-AIN Türkçe’den Alev Olgay’a konuştu.
“Katliamın meydana geldiği maden ocağı bakanlıkların sorumluluğunda. Tutuklama talep edilen kişiler, bu madenden sorumlu olan kişilerdir. Yürütülen soruşturmada henüz tüm deliller toplanmamış olmasına rağmen bu kişilerin sorumluluk taşıdıkları görülmektedir. Katliamın yaşandığı andan hemen sonra, suç duyurumuzda şüpheli listemizde yer alan kişilerin, maden ocağına ilişkin talimat vermeye, hiçbir şey olmamış gibi görevini yapmaya devam ettiğini biliyoruz. Bu kişilerin kamu görevlisi sıfatlarını kullanarak madene girip çıkmaları durumunda delilleri karartma riskleri bulunmaktadır. Keza daha önce Somada, Çorluda ve Hendekte sorumlu kişilerin delilleri kaçırma yada kamu görevlisi sıfatıyla delilleri kendi lehlerine olacak şekilde değiştirdiklerine tanık olundu. Delil karartma şüphesi de başlı başına bir tutuklama nedenidir. Bakanlar ile birlikte tutuklama talep ettiğimiz bu kişiler hakkında tutuklama şartları mevcuttur. Suçlamanın olası kastla insan öldürme olması gerektiğini düşünüyoruz, 41 madencinin yaşamını yitirdiği bir davada verilecek ceza düşünüldüğünde tutuklama gayet ölçülü bir tedbir.”
Suç duyurusunda şu ifadelere yer verildi:
“Katliamın meydana geldiği ocak hala şüphelilerin etkin bir şekilde tasarrufta bulundukları bir alandır. Bu alan 14 Ekim 2022 saat 18:15 itibarı ile artık suç mahallidir. Bu nedenle derhal şüpheli sıfatını taşıyacak kişilerin buraya müdahalesi engellenmelidir”
Ayrıca suç duyurusunda, madenin müessese müdürü, yöneticileri ve diğer tespit edilecek sorumlular hakkında da soruşturma başlatılması talep edildi.
DELİLLERİN KARARTILMA ŞÜPHESİ
Avukatların Bartın başsavcılığına sunduğu dilekçede, şüpheli sıfatı taşıyan kişilerin halen kamu gücünü kullanabilen kişiler olduğu, idari ve diğer yetkilerini kullanarak delil karartma ihtimallerinin yüksek olması, çok sayıda madencinin ölmesinin toplumda infial yaratmasını nedeniyle tutuklanmaları da talep edildi.
Dilekçede, 26 maddeden oluşan delil listesine de yer aldı, vakit kaybetmeden bu delillerin toplanması ve koruma altına alınması gerektiği vurgulandı.
Toplanması ve el konması istenen bazı deliller şöyle:
Madendeki yönetim ve sorumlulukları gösterir yönetim şeması, madendeki acil durum eylem planı, madenin acil durum yönetim şeması, madende kullanılan veya kullanılmak üzere hazır bulundurulan metan, karbon monoksit ve oksijen maskelerine ilişkin faturalar ile bakımlarının yapıldığını gösterir kayıtlar.
Çağdaş Hukukçular Derneği üyesi Avukat Ali Ekiz delillerin karartılma şüphesiyle ilgili, “Maden ocağı soruşturma mercilerine devredilmediği yürütülecek soruşturma kapsamında sorumlu çıkma ihtimali olan kamu görevlilerinin maden ocağına girişleri engellenmediği ve bu kişilerin kamu görevlisi vasfını kullanarak ailelere baskı kurma ihtimalleri yok edilmediği sürece delillerin mevzuat çerçevesinde toplanması mümkün değil.“ açıklamasında bulundu.
BUNDAN SONRAKİ SÜREÇ NASIL DEVAM EDECEK?
ÇHD üyesi Avukat Ali Ekiz:
“Bundan sonraki sürecin nasıl ilerlemesi gerektiğini söylememiz daha uygun olabilir, Amasra Tim organizasyon şemasında bulunan tüm yetkililer açığa alınmalı ve maden sahasından uzaklaştırılmalıdır. Bizler dernek olarak ölen madencilerin aileleri ile ve yaralılarla iletişime geçip, ihmalleri ortaya çıkarmak ve tüm sorumluların yargılanmasını sağlamak amacıyla dosya üzerinden ve diğer kanallarla mücadeleyi sürdüreceğiz.”