Her iki çalışandan birinin psikolojik desteğe ihtiyacı var
HiDoctor ve Deloitte’un yaptığı araştırma, her iki çalışandan birinin psikolojik sağlamlığının düşük olduğuna işaret ediyor. Araştırmaya göre en mutsuz kesim de sanayi, mavi yaka, Z kuşağı ve çalışmak zorunda kalan emekliler.
Online danışmanlık platformu HiDoctor ve uluslararası yönetim danışmanlık şirketi Deloitte’un “Akıl Sağlığını Destekleyici Kurumsal Uygulamalar, Türkiye’de Farkındalık Seviyesi ve İhtiyaçları” araştırmasının sonuçları açıklandı.
Araştırmaya göre anksiyete ve depresyon gibi en yaygın akıl sağlığı problemleri sebebiyle her yıl ortalama 12 milyar iş günü kaybediliyor. Küresel ekonomiye tahmini kaybı ise her yıl 1 trilyon doları buluyor.
Türkiye’de durum ne?
Türkiye’de çalışanların akıl sağlığı konusundaki farkındalık seviyesini ve ihtiyaçlarını tespit etmek üzere yaptığı araştırma çarpıcı sonuçları ile dikkat çekiyor. Literatür taraması, kurum ve saha araştırması olmak üzere üç başlıkta gerçekleştirilen araştırmada, 16 sektörden kadın-erkek ve beyaz-mavi yaka eşit dağılımlı bin kişi ile görüşme yapıldı.
2 çalışandan birinin psikolojik sağlamlığı düşük
Araştırmanın dikkat çeken sonuçlarından biri, her iki çalışandan birinin psikolojik sağlamlığının düşük olması. Buna karşılık bugüne kadar psikolojik destek almadığını belirtenlerin oranı ise yüzde 88 gibi çok yüksek düzeyde. Psikolojik destek almanın önündeki en önemli bariyerlerden biri ise, psikolojik desteğin rahatlıkla ulaşılamayacak kadar yüksek bütçeli olması. Diğeriyse damgalanma endişesi. Psikolojik destek ihtiyacının iş yerinde bilinmesi pek çok kişide damgalanma endişesine neden oluyor.
Hangi sektörlerde sıkıntı daha fazla?
Mutluluk üzerine demografiler incelendiğinde, sanayi sektörü çalışanları, mavi yaka, Z kuşağı ve çalışmak durumunda kalan emekliler, mutsuzluğun daha yüksek olduğu ve daha fazla desteğe ihtiyaç duyuyor. Anket sonuçlarına göre, akıl sağlığına en az yatırım yapan dört sektör gıda, mobilya, perakende ve sanayi olarak gözlemleniyor. Çarpıcı sonuçlardan biri de çalışanların mutluluk bilincinin ciddi anlamda düşük olması. Araştırmada “Kendinizi mutlu hissediyor musunuz?” sorusuna evet cevabı verenlerin oranı yüzde 58 iken, mutluluk ölçeği uygulandığında skor 13,6’ya düşüyor.
Ahmet Bal: Farkındalık yaratmak gerekiyor
HiDoctor CEO’su Ahmet Bal çıkan sonuçları şöyle yorumluyor: “Araştırmada mutluluk bilincinin düşük çıkması, bu konuda toplumsal farkındalık yaratmak gerektiğini ortaya çıkarıyor. Farkındalık yaratmak için kurumların çalışanları nezdinde harekete geçmesi, etki alanını genişletecektir. Yöneticilerin ise, özellikle ekiplerindeki çalışanları psikolojik destek almak konusunda yönlendirmeleri, öz farkındalık için gerekli araçları kullanmaya motive etmeleri hatta rol model olmaları çok önemli. Burada güzel olan gelişme, çalıştığı kurum tarafından psikolojik destek sağlanması durumunda bu desteği değerlendirme oranıırı yüzde 90 seviyesinde tespit edilmiş olması. Yani işverenlerin böyle bir hizmeti sunması karşılıksız kalmayacak.”
Hakan Göl: Mavi yakalılar da unutulmamalı
Deloitte Türkiye Danışmanlık Lideri Hakan Göl, ortaya çıkan tablonun, kurumların esenlik paketlerine akıl sağlığı desteğinin ne kadar ve nasıl dahil ettiği sorusunu gündeme getirdiğini belirtiyor. Göl, “Var olan desteklerin çalışanlara yansımasıyla kurumların uyguladığını düşündükleri arasında farklar var mı? Varsa, nedeni sorgulanmalı. Kurumların esenlik paketi olarak sunduğu içeriklerin daha çok beyaz yaka çalışanlara göre tasarlanmış olduğunu unutmamak lazım. ‘İş hayatının en mutsuz kesimleri sanayi sektörü ve mavi yakalı’ sonucu bu anlamda dikkate alınabilir. Özellikle bu grup için ihtiyacı belirlemek ve önlem almak, kurumların sosyal sorumluluğu haline geldi” şeklinde konuşuyor.