HDP’nin kendileriyle resmi ittifak kurmayan partilerle görüşmeme kararı, yerel seçimlere nasıl yansır? Al Ain Türkçe Özel
HDP’nin kararına göre, yerel seçimlerde partileri ile resmi ittifak görüşmesi yapmayan ve mutabakat metni ile anlaşmaları yazıya dökmeyen partilerle görüşme gerçekleşmeyecek. Bu durumda siyasal açıdan muhalefetin seçimlerdeki seyri nasıl ilerleyecek?
HDP'nin, yerel seçimlerde kendileri ile resmi ittifak görüşmesi yapmayan ve anlaşmaları mutabakat metni ile yazıya dökmeyen partilerle görüşme yapmayacağı kararı alındığı belirtiliyor. Bu durumun açığa çıkarabileceği olasılıklar ve yerel seçimlere etkileri neler olacak merak ediliyor.
Siyaset Bilimci Doç. Dr. Ali Fuat Gökçe konuya ilişkin HDP’nin tutumunu Al Ain Türkçe’den Merve Öney’e değerlendirerek, HDP’nin almış olduğu kararın altında yatan stratejiye ilişkin, geçtiğimiz cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki CHP ile HDP görüşmelerinin resmiyete dökülmemesinin yattığını söyledi.
CHP’nin, Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ ile yazılı bir metinle mutabık olması halinin, HDP tarafından hoş karşılanmadığını belirten Gökçe, aynı zamanda yerel seçimlere HDP’nin kendi adaylarıyla girdiği takdirde, CHP’nin büyükşehirleri kaybetme riskinin yüksek olduğunu söyledi.
Gökçe, ‘’Özellikle İstanbul, Ankara, Mersin, Adana’da dahil olmak üzere ve Hatay’ da CHP’nin kaybetme riski var.’’ değerlendirmesinde bulundu.
CHP ile HDP’nin bir mutabakat metni oluşturması durumunda Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’nun seçmen tabanının vereceği tepkiyi değerlendirirken, İYİ Parti’nin de yerel seçimlerdeki tavrının öneminin altını çizen Gökçe, ‘’Bu üç partinin bir arada olmaması durumunda seçimlerin kazanılmasının zor olacağını biliyoruz. Dolayısıyla üçünün bir mutabakat metni olsun ya da olmasın sadece ve sadece belediye başkanlığını kazanmak için birlikte hareket edebileceklerini düşünmek gerekiyor. Daha önce de aynısını yaptılar seçmende bir sorun yaratmadı.’’ İfadelerini kullandı.
Ali Fuat Gökçe sorularımızı şöyle yanıtladı:
HDP’nin bu strateji değişikliğinin altında yatan sebepler nedir?
HDP’nin strateji değişikliğinin altında cumhurbaşkanlığı seçiminde yaşanan gelişmeler yer alıyor. Cumhurbaşkanlığı seçiminde bir mutabakat metni yazıya dökülmedi, partiler dışarıdan destekledi. Bu durum da HDP’nin PKK ile olan iş birliğinden dolayı bir karşı propagandanın önüne geçebilmek için bunu yaptılar. Bu da yazılı bir metne dökülmeyince Cumhuriyet Halk Partisi de burada farklı bir arayış içine girdi ve tam da HDP ile taban tabana zıt olan Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ ile yazılı bir metne imza atarak ikinci tur için ittifaka gitmesi, HDP açısından hoş karşılanmadı.
Burada hem taraflarını net belirtmek istemeleri aynı zamanda da strateji değişikliği altında HDP’nin özellikle doğu illerinde belediye başkanlıklarına risk ettiği yerlerde CHP’nin az da olsa oyuyla birlikte bu bölgelerdeki belediye başkanlıklarını garanti altına alma ihtiyacı olabilir.
HDP'nin yerel seçimlere kendi adayları ile girdiği takdirde CHP'nin büyükşehirleri kaybetme riski ne düzeydedir?
HDP’nin yerel seçimlere kendi adaylarıyla girdiği taktirde CHP’nin büyük yerleri kaybetme riski bulunmaktadır. Özellikle İstanbul, Ankara, Mersin, Adana’da dahil olmak üzere ve Hatay’ da CHP’nin kaybetme riski var.
Çünkü buralarda daha önceki seçimlerde HDP’nin CHP’ye destek verdiği aşikar. Bu azımsanacak bir oy da değil.
CHP ile HDP arasında mutabakat metni oluşturulması durumunda, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ın milliyetçi tabanı bu duruma nasıl bir refleks gösterir?
Ekrem İmamoğlu’nun bundan olumsuz etkileneceğini sanmıyorum. Çünkü Ekrem İmamoğlu’nun daha önce HDP seçmeni tarafından kabul edildiğini biliyoruz. Ekrem İmamoğlu’nun daha önce İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne alınan bazı kişilerin terör örgütü mensubu çıkmaları HDP’nin İmamoğlu’na sıcak baktığını söyleyebiliriz. Ankara içinse aynı şeyi söyleyemeyebiliriz. Mansur Yavaş’ın tabanının tamamen milliyetçi olduğunu ve bu tabanın az da olsa tepki verebileceğini belirtmek gerekiyor.
Ancak burada bir belediye başkanlığını kazanma adına seçmenini konsolide edilebileceğini söylemek gerekiyor. Ancak burada İYİ Parti’nin durumu da söz konusu. Böyle bir mutabakat metnine nasıl tavır alabileceği söz konusu. Cumhuriyet Halk Partisi’nin, HDP ile olabilecek bir anlaşması, İYİ Parti desteklemediği takdirde kendi içinde zor. İYİ Parti’nin kendi adayının da kazanamayacağını biliyoruz.
Yani bu üç partinin bir arada olmaması durumunda seçimlerin kazanılmasının zor olacağını biliyoruz. Dolayısıyla üçünün bir mutabakat metni olsun ya da olmasın sadece ve sadece belediye başkanlığını kazanmak için birlikte hareket edebileceklerini düşünmek gerekiyor. Daha önce de aynısını yaptılar seçmende bir sorun yaratmadı.
Mansur Yavaş açısından da yaratacağını pek sanmıyorum İmamoğlu açısından da. Dolayısıyla bir ittifak söz konusu olabilir açık ya da gizli. Ben bir ortak aday bekliyorum. Fakat İstanbul’da değişiklik söz konusu olmasa da Ankara’da Yavaş’ın seçmen tabanı unsuru dolayısıyla az da olsa kaçak olabilir diye düşünüyorum.