Kimya Mühendisleri Odası: İçme suyuna petrol karıştığı iddiası var! Al Ain Türkçe Özel
Kahramanmaraş merkezli iki deprem 10 ili etkiledi. Depremde özellikle Hatay ve ilçesi İskenderun ağır bir hasar aldı. Kurtarma ekipleri bölgede çalışmalarını sürdürürken salgın hastalık, Asbest ve kimyasal toksik madde riski ön plana çıktı.
Al Ain Türkçe’den Halit Ziya Alptekin, depremin ardından içme suyu kaynaklı salgın riski, Asbest’in oluşturacağı tehlike ve İskenderun Limanı’ndaki kimyasal toksik madde konusunda Kimya Mühendisleri Odası Genel Başkanı Dr. Engin Çörüşlü ile görüştü.
EN ÖNEMLİ TEHLİKE İÇME SUYU!
Hatay ve İskenderun’da en önemli riskin içme suyu olduğunu vurgulayan, Dr. Engin Çörüşlü, kendilerine içme suyuna petrol karıştığı ihbarlarının geldiğini belirterek, “Bu konuda ciddi duyumlarımız var. Böyle bir olay gerçekleşmişse eğer, acilen önlem alınmalıdır. Depremin oluşmasından sonra bölgede en büyük risk, içme suyudur. İçme suyunda şu an kirlilik var. Kanalizasyon içme suyu şebekesine karışmış mı şu an bilmiyoruz. Bu saatten sonra açıkça ifade etmek isterim ki büyük bir salgın ve hastalık riski var. Acilen içme sularının tetkik edilmesi ve vatandaşların uyarılması gerekiyor. Bana göre en önemli konuların başında bu geliyor. ” dedi.
“ASBEST’İN OLUŞTURDUĞU KANSER TÜRÜ EN TEHLİKELİ OLANIDIR”
Deprem bölgesinde Asbest tehlikesinin büyük risk taşıdığının altını çizen Dr. Çörüşlü, “Depremin ardından binaların çökmesinden kaynaklı büyük bir toz bulutu oluştu ve çevreye yayıldı. Bu toz bulutu bir yere gitmez, eninde sonunda aşağıya iner. Kanserojen bir madde olan asbest, şöyle söyleyeyim, birçok kanser türünü düşünün, olabilecek en kötü kanserin ana sebebi olarak karşımıza çıkıyor. Akciğer kanserini ciddi oranda tetikliyor. “dedi.
Önemli bir izolasyon malzemesi olan asbestin döşeme, duvar, tavan kaplamaları, yalıtım malzemeleri, çatı ve cephe kaplamaları, temiz ve atık su borularında yaygın olduğu ifade eden Engin Çörüşlü, enkazın kaldırılması sürecinde çok dikkatli olunması tavsiyesinde bulundu.
“ENKAZ KALDIRMADA ÇOK DİKKATLİ OLUNMASI GEREKİYOR”
Kimya Mühendisleri Odası olarak enkaz kaldırma sürecince Asbest tehlikesine karşı göreve hazır olduklarını, hatta ilgili mercilere konuya ilişkin başvuruların bulunduğunu söyleyen Çörüşlü, " TMMOB’un (Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği) 700 binden fazla üyesinin yıllardır Asbest konusunda yetkili makamlara rapor veriyor. Kimya Mühendisleri Odası olarak biz de raporlarımızı sunuyoruz. Ancak yeterince iş birliği yapılmıyor. Bu dönem çok hassas bir dönem. Enkaz kaldırma aşamasında hem çalışanlar hem de bölgede yaşayan vatandaşlarımız ciddi bir tehlike ile karşı karşıya kalacaklar. Dolayısı ile enkaz kaldırma işlemi sırasında Asbest tehlikesinin oluşmaması için uzman ekiplerin devreye girmesi gerekiyor. Biz de oda olarak göreve hazırız.” diye konuştu.
ASBEST
İnşaat ve gemi sektörünün önemli araçlarından birisi olan asbest, doğru kullanılmadığı taktirde ciddi hastalıklara yol açabiliyor.
Asbest son derece kanserojen bir maddedir. Solunum yoluyla vücuda girdiğinde başta kanser olmak üzere çeşitli hastalıklara yol açar. Uzmanlar cilde nüfuz etmesinin de mümkün olduğunu düşünmektedirler. Asbestin neden olduğu hastalıkların bazıları, akciğer zarları arasında sıvı toplanması, kireçlenme, akciğer zarı kalınlaşması ve akciğer dokusunda bağ dokusu oluşumu gibi elim hastalıklardır. Ayrıca ciltte yaralara neden olabilir.
“ASBEST TETKİKİNİN YAPILMASI GEREKİYOR”
Dr. Engin Çörüşlü , Mevzuata göre, tozun bastırılarak kontrol alınması gerektiğini, ancak bunun planlı yıkımlar için uygulandığı ifade ederek, "Asbest tetkiki yapılması lazım. Enkazlar kaldırılınca toz yığını olacak ve orada yaşayan insanlar için asbest açısından esas tehlike o zaman doğacak. Bu konu son derece ciddi bir konudur." dedi.
İSKENDERUN LİMANINDA RİSK SÖZ KONUSU DEĞİL!
İskenderun Limanı’ndaki yangının yaratacağı kimyasal toksik madde riskinin en son konuşulacak konu olduğunu ifade eden Engin Çörüşlü, “Ebetteki risk barındırır ancak bu tehlike havadan yere düşünceye etkisini önemli ölçüde kaybeder. Liman yerleşim birimin çok yakında olsaydı, o zaman bunu önemli bir konu olarak değerlendirebilirdik. Ancak şu an böyle bir risk söz konusu değil” dedi.