Hande Fırat: Ankara'nın önceliği ateşkes ilan edilmesi
Hürriyet yazarı Hande Fırat, İsrail-Filistin çatışmalarına karşı Türkiye’nin ateşkesten yana olduğunu belirterek “Nihai hedef ise 1967 sınırları çerçevesinde Filistin Devleti’nin de kurulması” dedi.
Hürriyet yazarı Hande Fırat, “Türkiye’nin Ortadoğu politikasında değişiklik yok ilk hedef ‘hemen ateşkes’” başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Fırat yazısında 7 Ekim’de başlayan İsrail-Filistin çatışmalarına karşı Türkiye’nin takındığı tutuma değindi.
Türkiye’nin ateşkesten yana olduğunu belirten Fırat, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın AK Parti grup toplantısında yaptığı konuşma sırasında kullandığı “Gerekirse askeri önlemleri hayata sokmaya devam edeceğiz” ifadesine de dikkat çekti.
Fırat şunları söyledi:
“Önce şunu söyleyelim; Türkiye her zamanki gibi her türlü olasılığa karşı diğer devletler gibi hazırlıklarını yapıyor, ancak Türkiye’nin ana politikasında bir değişiklik yok. Ankara’nın önceliği ve temel hedefi sivil ölümlerin durması, ateşkes ilan edilmesi. Diğer yandan HAMAS’a terör örgütü denilmemesine de uluslararası çerçevede bakılması gerektiğine dikkat çekerim. Birleşmiş Milletler’in terör örgütü listesinde HAMAS bulunmuyor. Netice olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasına bir bütün olarak bakılmalı.
Bu tespiti yaptıktan sonra; Ankara’da konuşulan Türkiye’nin yol haritasının çerçevesini çizelim:
“TÜRKİYE SİVİL ÖLÜMLERE KARŞI”
◊ Türkiye ilk günden itibaren hangi taraftan olursa sivil kayıplara karşı çıkan, karşı duran bir tavır sergiledi.
◊ Mesele masum sivillerin ölümünün engellenmesi. Hangi taraftan olursa olsun sivil ölümler kabul edilemez.
◊ Ancak 7 Ekim sonrası İsrail yöneticilerinden gelen ilk sözler intikam oldu. İntikam gözleri kör edebilir. İsrail sivil ayrımı yapmadan toplu bir cezalandırma yöntemi seçti.
◊ Türkiye konuya insancıl yaklaşıyor.
‘BİRİNCİL ÖNCELİK ATEŞKES’
◊ Ankara’nın birinci önceliği ateşkes ve bunun hemen sağlanması. 18 saatlik, 48 saatlik bir ateşkes... Bu sağlandıktan sonra da bunun üzerine bina edilecek süreci uzatmak.
◊ Ateşkesin sağlanması ile müzakere sistemine geçebilmek önemli.
◊ Bu durumda Türkiye’nin garantörlük formülünün de gündeme getirilmesi ve hayata geçirilmesi planlanıyor.
◊ Nihai hedef ise 1967 sınırları çerçevesinde Filistin Devleti’nin de kurulması.
BATI’NIN İSRAİL BAGAJI VAR AMA TÜRKİYE’NİN YOK
Ankara’nın temel politikası bu. İsrail yönetimi şu an için tavrını silahtan ve saldırıdan yana koymuş durumda. Ancak İsrail Devleti içinde de tartışmalar olduğuna dikkati çekmek lazım. Gelelim Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Ey İsrail Batı’nın sana borcu çok ama Türkiye’nin yok” sözlerine... Ankara’da şu tespitler yapılıyor:
◊ Tarihe bakıldığında Avrupa’nın Yahudilere yaptıkları ortada. Yani onların bir bagajı var.
◊ Avrupa bir anlamda kendini insani anlamda İsrail’e borçlu hissediyor. Bu yüzden de insani zulme dur diyemiyor.
◊ İsrail’e sadece kapalı kapılar ardında uyarıda bulunuyorlar. Açıktan söyleyemedikleri için de kamuoyu baskısı oluşmuyor.
◊ Tarihe baktığınızda Türkiye’nin İsrail ile ilgili bir bagajı bulunmuyor. Tarihimiz nedeniyle de açık açık konuşuyoruz”