Hamas saldırısının perde arkası: Saldırıya yeşil ışığı kim yaktı?
7 Ekim sabahı Hamas sınırı geçerek İsrail'e birçok cepheden saldırdı, sivilleri ve askerleri öldürüp kaçırdı ve binlerce roket fırlattı.
Akşama gelindiğinde yüzlerce İsrailli ve Filistinli hayatını kaybetmişti ve onlarca İsrailli Gazze'de rehin alınmıştı. Başbakan Benyamin Netanyahu ise savaş ilan etti.
İsrail için 1973'teki Yom Kippur Savaşı'ndan bu yana en önemli saldırı olarak görülüyor ve büyük bir istihbarat başarısızlığı olarak kabul ediliyor. Peki, saldırının arkasında kim var?
İRAN İŞİN İÇİNDE Mİ?
Dış Politika dergisi ve Amerikan gazetesi The Wall Street Journal, üst üste üçüncü gün devam eden saldırıda İran'ın rolünü ortaya çıkardı.
ABD Başkanı Joe Biden yönetiminin şu aşamada İran'ın son Hamas saldırısında doğrudan yer aldığına dair herhangi bir kanıtı olmamasına rağmen, Dışişleri Bakanı Anthony Blinken "Tahran ve Hamas’ın derin bir ilişkisi olduğunu" belirtti.
Al Ain News'in Dış Politika dergisinde incelediği habere göre, İsrail, uzun süredir Hamas ve Hizbullah gibi Tel Aviv'e karşı silahlı grupları destekleyen İran'ın böyle bir şeyi bir yıldan fazla bir süredir planladığını fark etmedi.
Amerikan dergisi yaptığı analizde, "Hamas, İran'dan uzun yıllar aldığı destek olmasaydı Hamas olmazdı" ifadesine yer verdi.
Pazar günü bir Hamas sözcüsü BBC'ye, hareketin Tahran'ın kamuoyu önünde övdüğü saldırıyı gerçekleştirmek için İran'ın yanı sıra ismini belirtmek istemediği kaynaklardan destek aldığını açıkladı.
"Wall Street Journal" gazetesi, Hamas ve Hizbullah'ın üst düzey üyelerine dayandırarak, İran Devrim Muhafızları'nın subaylarının, Ağustos ayından bu yana saldırıları planlamak için Hamas ile çalıştığını belirtti.
Aynı kaynaklar, İran güvenlik yetkililerinin "saldırıya yeşil ışık yakmak için geçen pazartesi günü Beyrut'ta bir toplantıda bulunduklarını" söyledi.
BEYRUT TOPLANTILARI
Gazete, kaynaklarına dayandırarak, Operasyonun ayrıntılarının, Beyrut'ta İran Devrim Muhafızları subaylarının ve aralarında Gazze'deki gücü kontrol eden Hamas ve Hizbullah'ın da bulunduğu İran destekli dört silahlı grubun temsilcilerinin katıldığı çeşitli toplantılarda geliştirildiğini öne sürdü.
Ancak ABD'li yetkililer Tahran'ın olaya karıştığına dair hiçbir kanıt görmediklerini söylüyor. Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Pazar günü CNN ile yaptığı röportajda, "İran'ın bu saldırının arkasında olduğunu veya doğrudan bu saldırıyı düzenlediğini gösteren herhangi bir kanıt görmediklerini, ancak iki taraf arasında uzun süredir devam eden bir ilişki olduğunu" söyledi.
Toplantılar hakkında "şu anda bu hikayeyi doğrulayacak herhangi bir bilgiye sahip olmadığını" belirtti.
Bununla birlikte, bir Avrupalı yetkili, İran'ın saldırıdan önce Hamas ve Hizbullah'ın ana üyeleri gibi gruplara destek verdiği dönemi de içeren bir senaryoyu doğruladı.
Toplantılar hakkındaki sorulara yanıt verirken, Hamas'ın üst düzey bir yetkilisi olan Mahmoud Mirdawi, "Bu, Filistin'in kararı... Hamas'ın kararıdır." dedi.
İRAN’DAN TEPKİ
İran, İsrail'e saldırının arkasında oldukları yönündeki iddialara tepki gösterdi.
İran'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Ali Kerimi Makam, Hamas'ın İsrail'e saldırısında İran'ın parmağı olduğu yönündeki iddianın gerçeği yansıtmadığını söyledi.
Makam, İranlı Öğrenciler Haber Ajansı’na (ISNA) verdiği demeçte, Batı medyasında yer alan İran'ın Hamas'a saldırılar için yardım ettiği iddialarına cevap verdi. Makam, "Her ne kadar Filistin'in cevabında rol oynamasak da Filistinlilerle ortak duyguları paylaşıyor ve onların yanında duruyoruz" ifadelerini kullandı. İranlı yetkili, Hamas'ın eylemi için "meşru müdafaa" nitelemesini yaptı.
Dün The Wall Street Journal (WSJ) gazetesinin haberinde, İran güvenlik yetkililerinin son birkaç haftadır Hamas'a İsrail'e yönelik saldırılar için yardım ettiği iddia edilmişti. Haberde, Devrim Muhafızları Ordusu mensuplarının geçen hafta Beyrut'ta, saldırı için Hamas'a destek sağladığı öne sürülmüştü.
SALDIRININ HEDEFİ
Amerikan gazetesinin Hamas ve Hizbullah'tan iki kaynak ile İranlı bir yetkiliye dayandırdığı haberine göre, İran Devrim Muhafızları'nın genel planı, İsrail'i her taraftan boğabilecek çok cepheli bir tehdit yaratmak.
WSJ'nin görüşmelerle ilgili sorularını yanıtlayan üst düzey Hamas yetkilisi Mahmud Mirdawi de saldırıyı grubun bağımsız olarak planladığını söyledi.
Hamas yetkilisi, saldırıları "Filistin (halkının) ve Hamas'ın kararı olarak nitelendirdi.
Haberde adı geçen İranlı yetkiliye göre ise, İran Devrim Muhafızları'nın geniş kapsamlı stratejisi, İsrail'i çeşitli yönlerden kuşatmayı amaçlayan çok cepheli tehdit yaratmayı içeriyor.
Aynı isme göre bu kuşatma, kuzeyde Hizbullah ve Filistin Halk Kurtuluş Cephesi ile Gazze ve Batı Şeria'da, İslami Cihad ve Hamas'ı kapsıyor.
Bu bağlamda, İsrail'in Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Gilad Erdan, "Suriye ve Lübnan'da, İsrail'i çevreleyen diğer silahlı grupların liderleriyle toplantılar olduğunu biliyoruz ve bu, İran'ın bölgesel temsilcileri tarafından koordine edilmeye çalışıldığı açıktır" dedi.
BEYRUT TOPLANTILARININ DETAYLARI
WSJ'ın haberinde, operasyonun ayrıntıları, Beyrut'ta İran Devrim Muhafızları subaylarının Hamas ve Hizbullah dahil İran destekli dört militan grubun temsilcileriyle bir araya geldiği toplantılar sırasında belirlendiği öne sürüldü.
"İranlı güvenlik yetkilileri, Hamas'ın İsrail'e yönelik saldırısının planlanmasına yardımcı oldu ve Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta yapılan son toplantıda da bu operasyona yeşil ışık yaktı."
İddia, ABD merkezli Wall Street Journal gazetesi tarafından ortaya atıldı.
Gazete haberini, Hamas ve Lübnan merkezli Şii Hizbullah örgütünün üst düzey yetkililerine dayandırdı.
Habere göre, İran Devrim Muhafızları Ordusu, Hamas saldırısının planlanması ve hayata geçirilmesine önemli rol oynadı.
Keza, İran Devrim Muhafızları Ordusu yetkilileri ağustos ayından bu yana Hamas'la iş birliği içerisinde hava, kara ve deniz saldırılarını da kapsayan kompleks bir operasyon tasarladı.
WSJ'ın haberinde, operasyonun ayrıntıları, Beyrut'ta İran Devrim Muhafızları subaylarının Hamas ve Hizbullah dahil İran destekli dört militan grubun temsilcileriyle bir araya geldiği toplantılar sırasında belirlendiği öne sürüldü.