Hakan Fidan'dan ticari rekabet ve sıcak savaş uyarısı
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, küresel ölçekte artan ticari rekabetin, özellikle bazı ülkeler arasında sıcak savaşa dönüşme riski taşıdığı uyarısında bulundu.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 2025’in Türk dış politikası açısından yoğun geçtiğini belirterek, Rusya-Ukrayna Savaşı ve İsrail-Filistin geriliminin yanında, "ticari rekabetin bir noktadan sonra sıcak savaş getirme riski" taşıdığına dikkat çekti ve 2026’nın da riskler ve fırsatlarla dolu olacağını söyledi.
“Ticari rekabet sıcak savaşa dönüşme riski taşıyor”
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, TVNET canlı yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı. 2025 yılının Türk dış politikası açısından son derece yoğun geçtiğini vurgulayan Fidan, "Özellikle mücavir bölgemiz büyük krizlerle yüzleşiyordu. Bu krizler tabii savaş merkezli krizler. Ukrayna'da olan savaş sadece Rusya-Ukrayna arasındaki konuları değil, bütün bölgeye, Karadeniz dahil, küresel bir yayılma riski olan bir savaştan bahsediyoruz ve etkileri de var açıkçası." diye konuştu.
2026’ya ilişkin öngörülerini de paylaşan Fidan, yılın heyecanlı, yoğun ve risklere açık olacağını ancak aynı zamanda fırsatlar da barındıracağını ifade etti. Rusya-Ukrayna Savaşı, İsrail-Filistin meselesi ve İsrail'in Suriye'yi de kapsayan politikalarının 2025’ten 2026’ya devredeceğini belirtti.
“Yeni, sıfırdan ne krizler çıkabilir, onlara bakmak gerekiyor”
Fidan, yeni yılda Akdeniz, Kuzey Afrika, Sahel ve Balkanlar'daki dosyaların yakından izleneceğini vurgulayarak, "Yeni, sıfırdan ne krizler çıkabilir, onlara bakmak gerekiyor. Öteden beri işaretlerini aldığımız bir konu, ticari rekabetin bir noktadan sonra sıcak savaş getirme riskini taşıyor olması, özellikle belli ülkeler arasında." dedi.
Ülkelerin sistemlerinin birbiriyle uyumlu olmamasının, ticari yapılarda ciddi bir rekabet doğurduğunu söyleyen Fidan, bu tabloya rağmen çözümün diyalogdan geçtiğini vurguladı: "Bizim dileğimiz, temennimiz o ki yani bunu oturarak konuşup çözmeleri. Çünkü savaşın hiç kimseye faydası yok. Özellikle nükleer güce sahip büyük güçlerin, yani karşılıklı birbirlerine tehdit savurmaları ve güç kullanma arayışlarında olmaları tabii ki geri kalan ülkeler için de büyük bir sıkıntı alanı." diye konuştu.
Küçük ülkelere etkiler ve Türkiye’nin duruşu
Fidan, büyük güçler arasındaki rekabetin özellikle küçük ülkelere ağır sonuçlar doğurduğunu dile getirdi. Söz konusu çekişmenin yarattığı sorunların, ölçü bakımından küçük görülen ülkeler üzerinde bile derin etkiler bıraktığını belirtti. Moral sorunlara da değinen Fidan, insanlığın teknoloji alanında ilerlese de bazı kronik problemlerle yüzleşmeye devam ettiğini kaydetti.
Türkiye’nin bu çalkantılı ortamda sahip olduğu kapasite ve ilkelere işaret eden Fidan, ülkenin hem çok çalışmanın ürünü olan bir yetenek ve kapasiteye hem de ahlaki bir duruşa sahip olduğunu vurguladı: "Biz iyi olmak istediğimiz için iyi davranıyoruz. Bunun iyi olduğuna inandığımız için iyi davranmak istiyoruz diye bölgemizde verdiğimiz mesaj var." dedi.
“Temel maharet, kontrol dışı gelişen olaylara verilen refleks”
Konuşmasında uluslararası krizlerin çoğu zaman öngörülemeyen şekilde ortaya çıktığını aktaran Fidan, bu noktada devletlerin kriz yönetim becerisine dikkat çekti. Birçok olayın kontrol dışı geliştiğine işaret eden Fidan, "Zaten temel maharet kontrolünüz dışında gelişen olaylara karşı göstereceğiniz refleks." şeklinde konuştu.