Güvenlik, enerji, su... Erdoğan’ın Irak ziyareti neleri değiştirecek / Al Ain Türkçe Özel
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Irak ziyareti, güvenlik, enerji ve su konusunda neleri değiştirecek? Al Ain Türkçe ziyareti Haydar Oruç, Oğuzhan Akyener ve Dursun Yıldız’la konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan bugün Irak’a 12 yıl aradan sonra bir ziyaret gerçekleştiriyor. Ziyaret kapsamında iki ülke ilişkilerinde 20’ye yakın anlaşma imzalanması bekleniyor. İlişkilerde yeni bir sıçrama dönemine girileceği konuşuluyor. Gerçekten öyle olacak mı? Hangi alanlarda iş birliği öne çıkacak? Güvenlik, enerji ve su konusunda hangi adımlar atılabilir? Al Ain Türkçe, tüm bu soruları uzmanlara sordu. Orta Doğu Uzmanı Haydar Oruç, TESPAM Başkanı Oğuzhan Akyener ve Su Politikaları Derneği Başkanı Dursun Yıldız, Al Ain Türkçe’ye özel açıklamalarda bulundu.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’IN IRAK ZİYARETİNİN EN KRİTİK AYAĞI GÜVENLİK
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Bağdat ziyaretinin en önemli ayağını güvenlik ve ekonomi oluşturuyor. İki ülkenin güvenlik konusunda ortak hareket etmesi bölge açısından da oldukça kritik.
Ortadoğu Uzmanı Haydar Oruç Al Ain Türkçe’ye Erdoğan’ın Irak ziyaretinin zamanlamasının nedenini ve imzalanacak anlaşmalara dair beklentilerini anlattı. Haydar Oruç’ın Al Ain Türkçe’nin sorularına verdiği cevaplar şöyle;
Ziyaretin 12 yıl aradan sonra gerçekleşmesi dikkate alındığında, ziyaret zamanlaması nasıl okunabilir?
Ziyaretin zamanlamasını etkileyen birbiriyle bağlantılı 3 ana faktör var. Birincisi Kalkınma Yolu Projesi... Bu projenin en kısa zamanda hayata geçirilmesi gerekiyor. Çünkü alternatif projeler ortaya çıktı. Alternatiflerden önce hayata geçirilmesi önemli. Sonraya kalırsa işlerlik açısından zayıf kalabilir.
İkincisi Türkiye’nin güney sınırlarını güvenlik altına alma hedefi. Bu konuda Türkiye uzun zamandır çalışıyor. Ancak son dönemde özellikle de 7 Ekim sonrası bölgede yaşanan kırılmalar bunun aciliyetini artırdı. Türkiye’nin bölgede yaşanacak olası gelişmelerle ilgili ön almak için ziyaretin gecikmemesi gerekiyordu. 7 Ekim sonrası ortaya çıkan yeni projeksiyonlar ziyareti daha da kritik hale getirdi.
Üçüncü bir faktör, ABD’nin bölgeden çekileceği söylentileri. ABD bölgeden çekilirse ortaya çıkan boşluğu kimin dolduracağı önemli. Türkiye bu boşluğu doldurma konusunda elini çabuk tutmalı. Bu boşluğu başka ülkelerin doldurması Türkiye açısından gelecek projeksiyonları için sıkıntılı.
İki ülke arasında imzalanacak anlaşmalar hangi alanlarda yoğunlaşacak ve bu anlaşmaların bölgesel istikrara etkisi ne olacak?
Terörle mücadele konusunda geçen ay geniş bir heyet Irak’a gitti ve görüşmeler sonrası sonuç bildirgesi yayınlandı. Bu bildirgede PKK ilk kez yasaklı örgüt olarak nitelendi. Türkiye’nin taleplerini tam olarak karşılamasa da bu adım önemliydi. Hem kuzey Irak’ta hem Irak yönetiminin kontrol ettiği bölgelerde terör örgütü PKK’nın rahat hareket etmesini engelleyecek.
Bugün iki ülke arasında imzalanması muhtemel anlaşmalara bakacak olursak, günün flaşı Kalkınma Yolu Projesi’ne yönelik anlaşma olacaktır. Bir yıldır projenin altyapı çalışmaları sürüyor, hatta sahada çalışma bile yapıldı. Bugün imza atılırsa ve resmen inşaat başlarsa günün flaşı olur. Yine bu kapsamda Basra Limanı’nın tadilatı konusunda bir anlaşma bekliyorum çünkü ciddi bir kapasite artırımı gerekiyor. Sonuçta 15-20 milyar dolarlık bir anlaşma çerçevesi bekliyorum.
Türkiye yaz aylarında Irak sınırlarını güvenli hale getirmek için büyük bir operasyona hazırlanıyor. Bu konuda görüşmeler olacak. Kalkınma Yolu Projesi hattının güvenliğinin sağlanması konusunda bir anlaşma imzalanabilir. Kalkınma Yolu Projesi hattının güvenliğini sağlayacak özel birlikler kurulabilir. Bu anlaşma hattın güvenliğini sağlarken PKK’nın bölgedeki varlığını sonlandıracak adımlar içerebilir. İki tarafı için de kazan kazan olacak bir anlaşma olur. Türkiye sınır güvenliğini sağlarken, Irak’ın birlik bütünlüğü ve refahı için önemli bir adım olacaktır.
Bugün beklediğim bir başka anlaşma Irak ordusunun Türk ordusu tarafından eğitilmesi. Bu anlaşma sağlanırsa, Türk askeri Irak askerlerini eğitecek. Sonrasında Türk askerinin bulunmadığı yerlerde Irak askerlerinin güvenliğini sağlaması amaçlanacak. Türkiye’nin eğittiği ordu hem Türkiye hem Irak hem de bölge çıkarlarını önceleyecektir. Başka güçlerin çıkarlarını öncelemeyen bir askeri gücün bulunması oldukça önemli.
Tüm bu anlaşmalar hayata geçirilebilirse bölge çok daha güvenli bir hale gelecektir. Bir ticaret hattının ortaya çıkması da refahı getirecektir. Güvenlik ve refahın bir arada ortaya çıkması bölgesel istikrar açısından son derece kritik.
TÜRKİYE VE IRAK ENERJİ KONUSUNDA HANGİ ADIMLARI ATABİLİR?
Ziyaretin enerji alanındaki etkisi nasıl olacak ve özellikle petrol ve doğalgaz projelerinde hangi adımlar atılacak? Bu soruyu Türkiye Enerji Stratejileri ve Politikaları Araştırma Merkezi Başkanı Oğuzhan Akyener’e sorduk. Akyener Al Ain Türkçe’ye şu değerlendirmeleri yaptı;
Öncelikle şunu vurgulayalım, bölgenin toparlanması ve huzura kavuşması için öncelikli anahtar enerji... Güvenliğin en önemli unsuru ise enerji... Güvenlik sağlanır ve enerjiyle pekiştirilebilirse bölgedeki radikalleşmenin, terör oluşumlarının önüne geçilir ve dolayısıyla huzur ve refahın yolu açılır...
Irak demek enerji demek çünkü çok büyük bir enerji potansiyeli var ancak bu potansiyeli güvenlik riskleri ve ekonomik imkansızlıklar nedeniyle kullanmakta sıkıntı yaşıyor. Irak’ın 4 triyon metreküp doğalgaz rezervi var. Ancak şu an yılda kendisinin kullandığı 25 milyar metreküp doğalgazı bile üretemiyor ve İran’dan yılda 10 milyar metreküp doğalgaz ithal ediyor. Gerekli koşulları sağlayabilirse yılda 88 milyar metreküp doğalgaz üretebilir bunun da 58 milyar metreküpünü ihraç edebilir.
Bugünkü ziyarette Türkiye ile Irak arasında bölgede verimli kullanılamayan enerji kaynaklarının geliştirilmesi mutlaka değerlendirilecektir. Kalkınma yolu önemli bir proje. Bu projeyle sağlanacak ticaret akışına sonraki süreçlerde petrol ve doğalgaz hatlarının da dahil edilmesi konuşulacaktır. Irak petrolünün, hatta Basra petrolünün Ceyhan’a bu hatlarla getirilebilmesi oldukça kritik. Çünkü Irak, petrolünün önemli bir kısmını Avrupa’ya satıyor. Bu petrolün Avrupa’ya Ceyhan üzerinden gitmesi Irak’ın maliyetlerini düşürür ve Irak’a büyük katkı sağlar. Diğer güzergahlar sıkıntılı ve uzun.
Türkiye ve Irak bu konularda doğru adımlar atar, işbirliğini geliştirir diğer güçler buna müdahale etmezse iki ülke bu işten çok karlı çıkar. Irak petrol üretimini de doğalgaz üretimini de zirveye çıkarabilir, bunun sonunda gelir gelirini de refahını da artırır. Türkiye bu sayede ticaretini geliştirir, petrol ve doğalgaz konusunda enerji merkezi olması hedefini güçlendirir.
Bugünkü ziyarette gündeme gelmesini beklediğim bir başka konu Erbil-Ceyhan petrol boru hattının yeniden faaliyete geçmesi... Orada Türkiye’ye yapılan bir haksızlık vardı. Irak Türkiye’yi tahkime verdi. Tahkim tazminata karar verdi. Türkiye bu konuda suçlu değildi çünkü bu hattan hem Erbil hem Irak petrolleri geliyordu. Bu aslında Türkiye’ye karşı yabancı unsurların baskılarıyla ortaya çıkan bir sonuçtu. Kısa sürede çözülmese de bu konunun çözülmesi için adımlar atılması oldukça önemli sonuçlar ortaya çıkaracaktır.
Kısaca toparlamak gerekirse, anlattığım enerji konularında iki ülkenin de çıkarına olan cesur adımlar atılabilirse ve bunlar bazı güçler tarafından engellenmez de hayata geçirilebilirse hem Türkiye hem Irak için orta vadede çok büyük kazanımlar ortaya çıkacaktır.
TÜRKİYE VE IRAK SU KONUSUNDA HANGİ İŞBİRLİKLERİNİ YAPABİLİR?
Türkiye ile Irak arasındaki stratejik konulardan biri de su... Irak için su konusu enerji kadar önemli. Kritik ziyaretin önemli başlıklarından biri de su konusu olacak. Zira Türkiye’den doğan iki nehir, Fırat ve Dicle Irak’ın su açısından can damarları.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Irak ziyareti, su politikaları konusunda neleri değiştirebilir? Türkiye ve Irak arasındaki ilişkilerde stratejik öneme sahip olan su meselesine ziyarette bir çözüm bulunabilir mi, bulunursa bu çözüm bölgesel sulama projelerini nasıl etkiler? Bu soruyu da Su Politikaları Derneği Başkanı Dursun Yıldız’a sorduk. Yıldız Al Ain Türkçe’ye şu değerlendirmeyi yaptı:
Irak, su ihtiyacının büyük bölümünü Türkiye’den doğan ve sınır aşan su özelliğine sahip Dicle ve Fırat nehirlerinden karşılıyor. Irak kurak dönemlerde birçok kez Türkiye’den Dicle nehrinden daha fazla su bırakmasını talep etti. Bu talep Türkiye tarafından sürekli olarak olumlu karşılandı ve yerine getirildi. Hatta Dicle üzerindeki Ilısu Barajında su tutma işlemi Irak’ın talebi üzerine üç kez ertelendi.
Türkiye Bağdat’ta son üç yıldır her yıl düzenlenen Uluslararası Su Konferanslarına üst düzeyde katılım gösteriyor. Bu anlamda Türkiye Irak’ın ilave su taleplerini karşılıyor ancak iklim değişikliği etkisi arttıkça Irak’ta özellikle su kullanımının daha verimli hala getirilmesi gerekiyor. Çünkü Fırat ve Dicle havzasında iklim değişikliği ile ilgili hazırlanan tüm raporlar 2050 yılında bölgede su sıkıntısının çok artacağını ve su yönetiminin çok zorlaşacağını ileri sürüyor.
Bu nedenle bugün yapılacak olan Bağdat Zirvesinde güvenlik ve enerji gibi su konusu da ele alınacak. Türkiye uzun zamandır Irak’ta suyun verimli kullanılması ve su kayıplarının en aza indirgenmesi amacıyla çeşitli projeler geliştirilmesine yardımcı olmaya çalışıyor. Ayrıca özel sektörü su tasarrufu sağlayan sulama sistem ve ekipmanları ile ilgili olarak Irak’a yönlendirmeye hazır olduğunu belirtiyor. Iraklı sulama mühendislerini ve teknisyenlerine eğitim ve uygulama programları düzenliyor.
Bu konudaki toplantıların sonuncusu 20 Haziran 2023 tarihinde Ankara’da DSİ Genel Müdürlüğünde yapıldı. Toplantıya Irak Ulusal Su Kaynakları Yönetimi Merkezi Genel Müdürü Hatem Hameed Hussein başkanlığındaki heyetle katıldı. Bu toplantıda Türkiye’nin 2019 yılında Irak tarafına sunduğu Türkiye – Irak Su Alanında İşbirliği Eylem Planı’nın işbirliği arayışları görüşüldü.
Bugünkü zirvede de buna benzer konuların ele alınacağını ve özellikle Türkiye’nin Irak’taki su yönetimine destek olması ve Güney Irak’taki sulama projelerine teknik proje ve uygulama desteğini arttırması konularında ilerlemeler sağlanacağını düşünüyorum. Su konusunda bu işbirliğinin artması bölgenin geleceği için önemli bir adım olacaktır.