Çağlayan'da Gezi tutukluları için Adalet Nöbeti!
Gezi davası tutukluları için bugün Çağlayan Adliyesi’nde adalet nöbeti tutuldu. Nöbette Can Atalay ve Ali Hakan Altınay’ın gönderdikleri mesajlar okundu, yakınları ve İstanbul Baro Başkanı Mehmet Durakoğlu birer konuşma yaptı.
Üçüncü Gezi Parkı davası kapsamında Osman Kavala'ya ağırlaştırılmış müebbet, Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Yiğit Ali Ekmekçi ve Hakan Altınay'a 18'er yıl hapis cezası verildi.
Gezi tutukluları içinse Türkiye’deki demokrasi savunucuları tarafından mücadele devam ediyor.
İstanbul Adliyesi önünde avukatların sürdürdüğü Adalet Nöbeti bu kez Gezi Davası tutukluları için tutuldu. Avukatlar Adliye içinden dışarıya alkışlar eşliğinde yürüdü ve Adliye’nin önünde açıklama yaptı.
Nöbet sırasında Can Atalay ve Ali Hakan Altınay’ın gönderdikleri mesajlar okundu, yakınları ve İstanbul Baro Başkanı Mehmet Durakoğlu da birer konuşma yaptı.
GEZİ TUTUKLULARINDAN MESAJ VAR
Can Atalay: “Herkese ait olan bir parka sahip çıkıyordu bir avuç insan. Ağaca sarılıyor, çadır kuruyor, müştereğimiz olanı savunuyordu. Bu kadar ak bir direnişe yapılan müdahale infiale neden oldu. Ağaca sarılan genç, kendisi için değil müştereğimiz için oradaydı. Tüm memleket bunu gördü. Uygulanan polis şiddeti tüm memleketin damarına bastı. Farklı görüşte milyonlarca insan meydanlara çıktı, omuz omuza durdu.
Olmayan delillerle ağırlaştırılmış müebbet verdi, onlarca yıl cezalara hükmettiler. Neden? Talanlarına ve yağmalarına devam edebilmek için hukukun ve denetimin olmasını istemiyorlar. Demokrasiyi seçimle, sandıkla eşitlemek istiyorlar. 5 yılda bir oyunu ver ve sus konuşma karışma diyorlar. Karşı çıkış, itiraz istemiyorlar. Demokrasi olmasın istiyorlar. Mümkün mü? Elbette değil. Çünkü bugün direnenler var, Geziciler var. Cezaevinde onlar adına dimdik duranlar var.”
Ali Hakan Altınay: “Yapılan her kamuoyu araştırması toplumun çoğunluğunun bu karara itiraz ettiğini gösteriyor. 2 eski Cumhurbaşkanı, 3 eski Anayasa Mahkemesi'nden 2'si bu kararı eleştirdi. İstanbul Barosu Başkanı, ‘Son 40 yılın en berbat davası' dedi. 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde davaya bakan 6 yargıçtan 4'ü burada hiçbir suç yok dedi. Ama biz Silivri'deyiz ve Bakırköy'deyiz. Yargının saygınlığı gerçekten çok önemli… Peki, bunun yolu, toplumun çoğunluğu tarafından kınanan kararları düzeltmekten geçmez mi?”
DURAKOĞLU: CAN SADECE AVUKATLIK YAPTIĞI İÇİN İÇERİDE
İstanbul Baro Başkanı Mehmet Durakoğlu ise şunları kaydetti:
“Biz biliyoruz, sevgili Can sadece ve yalnız avukatlık yaptığı için şimdi içeride. O bizim adımıza yatıyor orada. Onun acısını biz yüreğimizde duyuyoruz. Göreceksiniz, İstanbul Barosu genel kurulunu. Can'ı orada nasıl yaşattığımızı, nasıl yaşatacağımızı da göreceksiniz. Tayfun da Mücella da hepsi öyleydi.
İlk yapılan yargılamalarda beraat kararı verilmişti. Biraz vicdanı olanın bu yargılama sonunda ne yapacağını hepimiz görüyorduk. Hukukçu olarak görüyorduk. Herkes bilmeli, onları yaşatacağız. Onlar ne kadar içeride bizim adımıza yaşıyor olurlarsa olsunlar bu ülkenin hukuk tarihine, demokrasi tarihine onurla geçecekler. Bu biline. Hukukçular olarak söylüyorum.”