Gazze’de Ateşkes Geriliyor: Hamas’ın Silahları Barışı Tehdit Ediyor

Gazze’de ateşkesin ardından yeniden çatışmalar başladı. Hamas’ın güvenlik güçleri, rakip gruplarla silahlı mücadeleye girerken ABD Başkanı Donald Trump’ın arabuluculuğunda sağlanan ateşkes anlaşmasının geleceği tehlikeye girdi.
Gazze sokaklarında yeniden silah sesleri yankılanıyor. Hamas’ın güvenlik güçleri, ateşkesin ardından rakip gruplarla çatışırken, ABD Başkanı Donald Trump’ın arabuluculuğunda sağlanan anlaşmanın geleceği risk altına girdi.
Silahların Gölgesinde Bir Ateşkes
“Kurşun ve ölüm istikrar getirebilir mi?” sorusu, savaşın yorgunluğunu hâlâ taşıyan Gazze’nin dar sokaklarında yankılanıyor. Ateşkesin devam ettiği bölgede, Hamas’a bağlı güvenlik unsurları yeniden sokaklara döndü. Bu güçler, bazı silahlı gruplarla çatıştı ve Hamas’ın iddiasına göre “çetelerle bağlantılı” ya da “İsrail’le işbirliği yapan” kişileri öldürdü.
İki yıldır süren savaşta hem içerde hem dışarıda birçok üst düzey liderini kaybeden Hamas, bu gelişmeleri “İsrail ordusunun çekildiği bölgelerde kanun ve düzeni yeniden tesis etme çabası” olarak niteliyor.
Ancak Associated Press’in haberine göre, Hamas’ın bu “güç gösterisi” ABD Başkanı Donald Trump’ın girişimiyle sağlanan ateşkes planını tehlikeye atabilir. Trump’ın planı, tüm rehinelerin serbest bırakılmasını, ölenlerin naaşlarının teslim edilmesini ve karşılığında yaklaşık iki bin Filistinli tutuklunun salıverilmesini içeriyor.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, savaşın ancak Hamas’ın tamamen silahsızlandırılmasıyla sona ereceğini defalarca vurguladı. Netanyahu ayrıca Hamas’ın silah bırakmaması halinde İsrail ordusunun operasyonları yeniden başlatabileceğini açık bir dille ifade etti.
Trump’ın planı, Hamas’ın silahlarını teslim edip yönetimi uluslararası denetime açık geçici bir yapıya devretmesini öngörüyor. Ancak Hamas bu şartları tamamen kabul etmediğini, müzakerelerin devam etmesi gerektiğini belirtiyor. Hareket, yönetimi diğer Filistinlilere devretmeye hazır olduğunu, fakat “geçiş sürecinde kaosa izin vermeyeceklerini” vurguladı.
İsrail tarafı ise Hamas silahlı kaldığı sürece Gazze’de yeniden etkinlik kazanmasından ve askeri kapasitesini toparlamasından endişe ediyor.
Trump’tan Sert Uyarı
Reuters’ın geçtiği bilgilere göre, ABD Başkanı Donald Trump dün Beyaz Saray’da gazetecilerin sorularını yanıtlarken Hamas’a yönelik dikkat çekici ifadeler kullandı. Trump, “Burada oyun oynamıyoruz” diyerek Hamas’ın silah bırakmaması halinde “ABD’nin bölgedeki müttefikleriyle birlikte gerekirse silahlandırma dâhil yeni adımlar atabileceğini” söyledi.
CNN International’ın aktardığına göre, Trump ayrıca “Hamas iki tehlikeli çeteyi ortadan kaldırdı. Açık konuşmak gerekirse bu beni çok da rahatsız etmedi.” dedi. Ancak hemen ardından Hamas’ın mutlaka silahsızlanması gerektiğini vurguladı:
“Silahlarını bırakacaklar. Bırakmazlarsa biz bıraktıracağız — hem de hızlı ve gerekirse sert biçimde.”
Bu açıklamalar, Gazze’deki ateşkesin geleceğine dair uluslararası endişeleri artırırken, diplomatik çabaların da yönünü etkileyebilecek nitelikte yorumlandı.
Güvenlik Çöküşü ve Sokak Ortasında İnfazlar
2007 yılında Filistin yönetim kurumlarını silah zoruyla ele geçiren Hamas, o tarihten bu yana Gazze’yi yönetiyor ve muhaliflerine karşı sıkı bir baskı uyguluyor. Ancak son aylarda İsrail ordusunun geniş alanları kontrol altına almasıyla birlikte Hamas’ın güvenlik gücü zayıflamış durumda. Bu güvenlik boşluğunu, savaş döneminde yardımları kendi çıkarına kullandığı iddia edilen bazı güçlü aileler ve silahlı gruplar doldurdu. Söz konusu aileler ise bu suçlamaları reddediyor.
Hafta sonunda, Hamas’a bağlı savaşçılar Gazze kentinde nüfuzlu Dughmash ailesine mensup bir grupla çatıştı. Bu olay, Hamas üyesi Muhammad Aql’in cuma günü öldürülmesinin ardından patlak verdi. Aql ailesi yaptığı açıklamada, “Muhammad, silahlı grup tarafından kaçırılıp öldürüldü.” dedi.
Associated Press’in sahadaki kaynaklara dayandırdığı haberine göre, Hamas ile Dughmash ailesi arasında yaşanan bu çatışmalarda yirmi kişi öldü. Hayatını kaybedenler arasında grup lideri Hussam Dughmash, yerel bir aktivist ve Gazze dışında yaşayan üst düzey bir Hamas yetkilisinin oğlu da bulunuyor.
Hamas’a yakın Telegram kanallarında, hareketin “İsrail’le işbirliği yapan hainleri hedef aldığı” bilgisi paylaşıldı. Hamas’ın güvenlik gücü Sahm tarafından yayınlanan görüntülerde, sekiz kişinin sokak ortasında infaz edildiği görülüyor. Hareket, öldürülenlerin “çete üyeleri” olduğunu ileri sürdü.
Hamas’ın Rakiplerine Ne Olacak?
Gazze merkezli Al-Mezan İnsan Hakları Merkezi ve Filistin Bağımsız İnsan Hakları Komisyonu, Hamas’ın gerçekleştirdiği infazları sert bir dille kınadı. Dughmash ailesi de benzer bir açıklama yaparak, “Bu kadar vahşete gerek yoktu.” ifadelerini kullandı.
Hamas’ın kontrolündeki Gazze İçişleri Bakanlığı, bir haftalık genel af ilan etti. Bakanlık, “Çetelerin içinde olup kan dökmemiş kişilerin teslim olmaları ve sabıkalarının silineceğini” açıkladı. Aksi takdirde, teslim olmayanların tutuklanarak yargılanacağını belirtti.
Ancak bu çağrıya karşı çıkan Hamas muhalifi Hussam Al-Astal, Facebook hesabında yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı:
“Bütün Hamas farelerine sesleniyorum: Tünelleriniz yıkıldı, haklarınız bitti. Geç olmadan dönün. Artık Hamas diye bir şey kalmadı.”
Bir dönem Hamas tarafından hapsedilen Al-Astal, geçtiğimiz yılın sonunda İsrail kontrolündeki bölgelerde faaliyet gösteren bir silahlı grup kurdu. Görgü tanıklarının ifadesine göre, Al-Astal’ın grubu, Gazze’nin güneyindeki Refah kentinde faaliyet gösteren ve Hamas tarafından yardım hırsızlığıyla suçlanan Yaser Abu Shabab liderliğindeki yapıyla temas halinde.
İsrail kaynakları, Abu Shabab ve diğer Hamas karşıtı gruplarla temas kurduklarını kabul etti ancak yardımların çalınmasıyla ilgileri olduğunu reddetti.
Yeni Tehditler ve Silahsızlanma Süreci
Associated Press’in Arap diplomatik kaynaklarına dayandırdığı bilgilere göre, Hamas karşıtı bu yeni silahlı yapıların ortaya çıkışı, silahsızlanma müzakerelerini daha da karmaşık hale getiriyor. Aynı kaynaklara göre Hamas, roket ve ağır silahlarını bir Filistinli veya Arap otoritesine devretmeye hazır olduğunu, ancak “kendini savunmak için” hafif silahlarını elinde tutmak istediğini belirtiyor. Diplomatlar, bu konunun hâlâ ateşkes sürecinin en hassas başlıklarından biri olduğunu ifade ediyor.