Galip Ensarioğlu'ndan 'olası çözüm sürecine' ilişkin açıklama: PKK ile şiddet konuşulur
AK Parti’den Diyarbakır Milletvekili seçilen Galip Ensarioğlu, olası çözüm sürecine ilişkin yaptığı açıklamada Kürt sorununun yüzde 95 oranında çözüldüğünü öne sürerek PKK’nın yalnızca şiddet konusunda muhatap alınabileceğini söyledi.
AK Parti’den Diyarbakır Milletvekili seçilerek 5 yıllık aradan sonra Meclis’e dönen Galip Ensarioğlu, çözüm sürecine ilişkin açıklamalarda bulundu.
Gazete Duvar’dan Can Bursalı’ya konuşan Ensarioğlu, olası bir çözüm sürecinde PKK’nın sadece şiddet konusunda muhatap alınabileceğini söyledi.
Çözüm sürecindeki en büyük hatalarının PKK’yı muhatap almaları olduğunu ifade eden Ensarioğlu, olası çözüm sürecinin bittiği yerden başlamayacağını belirtti. PKK lideri Abdullah Öcalan’ı samimi bulduğunu söyleyen Ensarioğlu, “Süreci Kandil yönetimi ve Selahattin Demirtaş bitirdi” ifadelerini kullandı.
Kürt sorununun yüzde 95 oranında çözüldüğünü öne süren Ensarioğlu, kalan yüzde 5 üzerinde bütün Kürtlerin ortaklaşmadığını iddia etti.
Ensarioğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
Sürecin muhatabı kim olur? PKK sürece dahil edilir mi?
Öyle şey olur mu? Zaten yanlışlarımızdan biri de oydu. PKK şiddetin muhatabıdır. Ama Kürt sorununun veya demokratikleşmenin muhatabı bu ülkede yaşayan herkestir.
Size göre Kürt sorunu çözüldü mü?
Yüzde 95 çözülmüştür
“KÜRT SORUNUNUN MUHATABI HERKESTİR”
Kalan yüzde 5 neyi içeriyor? Bir de bu oranlar sizin vicdani kanaatiniz mi siyasi kanaatiniz mi?
Bu benim vicdani kanaatimdir. Ben bu konulara kafa yormuş, içinden gelen biriyim. Biz, farklı düşünen farklı siyasi partilerde veya ideolojilerde yer almış Kürtlerin, yıllarca birlikte yaptığı bütün çalıştaylarda, konferanslarda, sohbetlerimizde dile getirdiğimiz, ortaklaştığımız taleplerin yüzde 95’i gerçeklemiştir. Bugün bazı siyasi partilerin ve farklı ideolojik görüşlerin talepleri olabilir. Onlar ideolojik taleplerdir, bütün Kürtlerin ortaklaştığı talepler değildir.
"PKK’yi muhatap alarak yanlış yaptık” dediniz. Doğru olan neydi?
Şiddetin muhatabı PKK’dır. Kürt sorununun muhatabı herkestir. Çözüm Süreci’nde belki sadece şiddeti PKK ile konuşmanız gereklidir. Farklı çözümleri tüm kesimlerle konuşmanız gerekir. Bunu da Akil Adamlar toplantılarıyla kısmen yaptık. Çözüm yöntemleri konusunda dünyadaki örneklerine bakarak yol aldık. Fakat benzer dünya örneklerinin hiçbirindeki örgüt PKK’ya benzemiyor. Biz bunu atladık.
Fark neydi?
PKK, IRA’ya, ETA’ya benzemez. Mesela İspanya’da, İrlanda’da bu işin siyasetini yapanlar silahlı örgüte yön verebiliyordu. Türkiye’de bu siyaseti yapanlar, PKK’nin vesayeti altındadır. Buradaki siyasetçiler, örgüt üzerinde belirleyici olamazlar. Ama diğer dünya örneklerinde siyaset yapanların örgüt üzerinde belirleyici rolleri vardır. Burada örgütün yüzde 100 hâkimiyeti vardır. Siyaset alanını, kiminle neyi ne kadar yapacağını, adaylarını belirleyen örgütün kendisidir.
“DEMİRTAŞ KANDİL’LE DOĞRU ORANTILI İLERLİYORDU, ÖCALAN’LA DEĞİL”
Selahattin Demirtaş’ın bazı söylemleri PKK ve HDP’yle ayrışıyordu…
Buna katılmıyorum. Demirtaş geçmişte Kandil ile doğru orantılı ilerliyordu. Abdullah Öcalan’la değil.
Öcalan ile Kandil arasında bir fark var olduğunu mu düşünüyorsunuz?
Var elbette. Bu fark Çözüm Süreci’nde çok bariz bir şekilde ortaya çıktı. Öcalan daha samimiydi.
Çözüm Süreci’ni bitiren kimdi, Kandil’deki örgüt yöneticileri miydi?
Kandil’in ve Selahattin Demirtaş’ın sürecin bitmesinde günahı var. Kandil’e isteyerek veya istemeyerek boyun eğdi. Öcalan’ı ve Çözüm Süreci’ni boşa çıkarmada irade ortaya koyamadı…”