Emine Erdoğan'ın özel kalem müdürü ve gerçekler... Böyle bir makam yok!
"Cumhurbaşkanı eşi makam sahibi değildir, özel kalem müdürü kullanıyorsa eğer bu yasal değildir. Büyük bir olasılıkla kendisine özel kalem müdürü tahsis edilmemiştir.
SOL haber portalı’nın yayımladığı makaleye göre, "Cumhurbaşkanı eşi makam sahibi değildir, özel kalem müdürü kullanıyorsa eğer bu yasal değildir. Büyük bir olasılıkla kendisine özel kalem müdürü tahsis edilmemiştir. Ancak, 'yardımcı olmak üzere görevlendirilen' kişi için Emine Erdoğan’ın özel kalem müdürü denmesinden anlaşılıyor ki fiilen öyle bir görev unvanı oluşturulmuştur."
Dün TÜİK Başkanlığı görevine getirilen ismin eşinin "Emine Erdoğan'ın özel kalem müdürü" olduğu bilgisi gündeme gelirken, bu bilgi Emine Erdoğan'ın emrinde ne gibi kadrolar bulunduğu ve böyle bir görevlendirmenin yasal dayanağı olup olmadığı sorusunu gündeme getirdi.
"Cumhurbaşkanı eşinin bir özel kalem müdürü olduğunu ilk kez duyuyoruz. Özel kalem müdürlüğü kadrosu üst düzey kamu görevlilerinin hizmetlerini yürütmek amacıyla oluşturulur. Cumhurbaşkanı eşi üst düzey bir kamu görevlisi mi sayılıyor? Neyi yönetiyor?" sorumuzu yanıtlayan eski Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu üyesi ve emekli Sayıştay Denetçisi yazarımız Kadir Sev, “Özel kalem müdürlüğü kadrosu, makam sahipleri için öngörülmüştür. Anayasa ve yasalarda Cumhurbaşkanlarının eşlerine, eş olma özelliklerinden ötürü kamusal bir görev ve yetki verilmemiştir. Kamusal bir güç kullanamazlar” değerlendirmesinde bulundu.
Bürokraside Cumhurbaşkanlığı eşi diye tanımlanmış bir makam olmadığını, makam sahibi sayılamayacağını belirten Sev, şöyle konuştu:
Bildiğimiz kadarıyla Emine Erdoğan, herhangi bir kamu kurumunu yönetmek üzere atanmış da değildir.
Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında 1 sayılı CB Kararnamesinin ikinci maddesinde Özel Kalem Müdürlüğü kadrosu yalnızca Cumhurbaşkanı için öngörülmüştür. Bütün bu nedenlerle eğer “özel kalem müdürü” unvanı taşıyan bir kamu görevlisi çalıştırılıyorsa, yasal değildir. Cumhurbaşkanı eşlerinin kamusal yetkileri yoktur. Ancak “eşi” olmalarından kaynaklanan prestijleri vardır ve toplumsal projelere katkı vermeleri önemsenir.
Katkı verdikleri projelerde yardımcı olmak amacıyla kişiler görevlendirilebilir. Ama bunların kamusal güce sahip olduğu kamusal bir yetki kullandığı düşünülmemelidir: Görevlendirilenler yalnızca “yardımcı” olurlar. Bunun dışında bir statüleri olamaz.
Cumhurbaşkanlığı internet sitesinde; “Sayın Emine Erdoğan’ın himaye ettiği projeler” sayfasına bakıldığında “insani yardımlar…gönül elçileri…geleneksel ve tamamlayıcı tıp kongresi…” gibi on adet proje sıralanmaktadır.
İnsani yardımlar başlığı altında, kadın ve çocukların karşı karşıya kaldığı insani dramlar konusunda öncü kampanyalar düzenlediği; Gazze, Pakistan, Myanmar, Afrika kıtasının çeşitli bölgelerinde, Suriyeli göçmenlerin eğitimi, sağlık alanlarındaki gereksinmelerini karşılamak amacıyla etkinlikler yaptığı belirtiliyor. İnsani yardımlar konusunda yaptığı liderlikleri nedeniyle 2018 yılında Chicago merkezli Dünya Hayırseverler Kongresi’nce düzenlenen kongrede “İnsani Hizmet Takdir Ödülü” aynı yıl ABD Merkezli Küresel Ümit Koalisyonu'nca düzenlenen forumda “İnsani Yardım Liderliği Özel ödülü” takdim edilmiş.
Gönül Elçileri başlığı altında Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bünyesinde 2012 yılından beri sürdürülen “Toplum Kalkınmasında Gönül Elçileri Projesi” ne verdiği katkılardan söz ediliyor.
Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Kongresi başlığı altında; “Anadolu tıbbının yaygınlaştırılması ve bilimsel platformda geliştirilmesi…toplumun farklı kesimlerinin erişebilmesi…sağlık sistemine entegre edilmesi…uygulayıcıların ve uygulamaların standardize edilmesi…dünyadaki gelişmelerin takip edilerek ülkemizde yaygınlaştırılması…” gibi amaçlar sıralanmış.
Sonuç olarak şunu söyleyelim: Cumhurbaşkanı eşi makam sahibi değildir, özel kalem müdürü kullanıyorsa eğer bu yasal değildir. Büyük bir olasılıkla kendisine özel kalem müdürü tahsis edilmemiştir. Ancak, “yardımcı olmak üzere görevlendirilen” kişi için Emine Erdoğan’ın özel kalem müdürü denmesinden anlaşılıyor ki fiilen öyle bir görev unvanı oluşturulmuştur. Elbette bu da yasaların tanımlamadığı bir durumdur.