Eski Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış: "Mısır ile ilişkilerin anahtarı Türkiye’de"
Eski Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış, Mısır ile ilişkiler konusunda Türkiye’den taviz bekleneceğini söyledi: 'Türkiye Müslüman Kardeşler’e verdiği desteği makul bir seviyeye çekmezse, yumuşama beklemek doğru değildir.'
Bir dönem Kahire Büyükelçiliği de yapan eski Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış, Mısır ile ilişkilerin yumuşama sürecinde anahtarın Türkiye’nin elinde olduğunu söyledi. Yakış, atılacak adımların Doğu Akdeniz’deki gelişmeleri etkileyeceğini vurguladı.
Mısır’ın Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin de haklarını dikkate alarak 18. parsel ile ilgili attığı adım, dikkatleri Ankara-Kahire hattında yoğunlaştırdı. Hükümetten de art arda olumlu açıklamalar geldi.
Öteden beri "Türkiye Mısır’la işbirliği yaparsa bundan Mısır da Türkiye de kazançlı çıkar" görüşünü savunan Yakış, Mısır’ın son adımını şöyle yorumladı: "Mısır, Yunanistan ile yetki alanlarını belirlerken Meis Adası'nın durumunu mahfuz tuttuğunu belirten bir açıklama yaptı. 'Buradaki sınırı kabul etmiyoruz' diyerek jest yaptı. Mısır, Yunanistan’a şu mesajı verdi, 'O Meis, kendi topraklarınızın dört bin misli kadar deniz sahası kazanılması hakkını vermez.' Türkiye şu an bu mesajdan bir mana çıkarmaya çalışıyor."
Aydınlık Tv'ye konuk olan Yaşar Yakış, Türkiye’nin de Mısır’ın taleplerine yanıt vermesi gerektiğini söyledi. Sözü Yakış’a bırakıyoruz:
Ankara’nın Mısır’a yönelik yaptığı açıklamaları nasıl yorumlarsınız?
Türk dış politikası birçok alanda sarpa sarmıştı. Şimdi Türkiye, onu toparlama yoluna girdi. Hem ABD ile ilişkilerde hem Ortadoğu’da hem de Avrupa Birliği ile ilişkilerde.
Mısır’la olan ilişkilerde de zaten Mısır’ın Türkiye ile bir sorunu yoktu. Sorun, Türkiye’nin yarattığı sorunlardı. Şimdi bu alanda da Mısır, zaten yapması gereken doğru bir şeyi yaptı. Bu geçmişi hemen unutturacak mı derseniz, onu belki hemen unutturmaz. İki ülke arasında en büyük sorun Türkiye’nin ‘Müslüman Kardeşler’i desteklemesidir. Bu devam ederse Mısır’ın tereddütleri devam edecektir. Mısır’ın bu şekilde jest yapması ile Türkiye’nin biraz daha yumuşak şeyler söylemesi, hemen sorunu çözmez.
Mısır ve Türkiye Doğu Akdeniz’de iki kilit ülke. İki ülke bir sınırlandırma anlaşması imzalarsa dengeler nasıl etkilenir?
Doğu Akdeniz’deki deniz yetki alanlarının sınırlandırılması için Türkiye’nin vakitlice yola çıkması gerekirdi. Mısır ile ilişkiler büyükelçi düzeyinden maslahatgüzar düzeyine indirilirken, deniz yetki alanlarını sınırlandırma olasılığı düştü. Diplomatik ilişkilerin seviyesi düşmüştü çünkü. Mısır, uzun süre, buna rağmen, "Türkiye ve Yunanistan kendi sınırlarını belirlesin, ben de ona göre belirleyeyim" diye bekledi. Böyle beklediğini de Ankara’da büyükelçilik yapmış olan Sayın Abdurrahman Bey, Türkiye’de bir televizyon programında söyledi. "Biz uzun süre Türkiye ve Yunanistan’ın kendi deniz yetki alanlarını belirlemelerini bekledik. Ama bunu yapamadıklarını görünce ister istemez İsrail, GKRY, Yunanistan ve Mısır, dörtlü bir şekilde yetki alanlarımızı belirlemek zorunda kaldık" dedi.
Ama bütün bunların yanında, çarpıcı bir örnek var Doğu Akdeniz’de, o da 10 kilometrekare genişliğinde ufacık Meis Adası'na, 40 bin kilometrekarelik deniz alanı yaratılması. Neden? Meis Yunanistan’a ait olduğu için. Bu çarpıcı bir örnek. Mısır bunu kabul etmedi. Yunanistan ile yetki alanlarını belirlerken, Meis Adası'nın durumunu mahfuz tuttuğunu belirten bir açıklama yaptı. "Buradaki sınırı kabul etmiyoruz" diyerek jest yaptı. Eğer en başında Doğu Akdeniz’deki deniz yetki alanları Mısır ve Türkiye arasında belirlenseydi, Mısır’ın da büyük bir kazancı olacaktı. Ama bu olmadığı için Yunanistan kazanmış oldu. Buna rağmen Meis’le ilgili tutumunu Mısır mahfuz tutuyor. Mısır Yunanistan’a şu mesajı verdi, "O Meis, size kendi topraklarınızın dört bin misli kadar deniz sahası kazanma hakkı vermez." Türkiye şu an bu mesajdan bir mana çıkarmaya çalışıyor. O da Türk- Mısır ilişkilerinin bundan sonra nasıl seyredeceğine bağlı.
Mısır’ın Yunanistan’a verdiği mesaj ABD’ye de mesaj olarak da algılanabilir mi? Kahire, Washington’dan bağımsız, Türkiye ile işbirliğini geliştirir mi?
Mısır dış politikası, oldukça güçlü bir dış politikadır. Ortadoğu’daki üç önemli devleti sayarsak, Mısır, Türkiye ve İran. Mısır, pek farkına varmayız ama, üç önemli kuruluşun lideridir. Birincisi Arap Ligi’nin tartışmasız lideridir. Arap kültürünün merkezidir. İkincisi Afrika Birliği örgütünün en önemli ülkelerindendir. Üçüncüsü, şimdi önemini kaybetmiş olmakla birlikte, Bağlantısızlar Hareketi’nin üç liderinden biriydi. Ben Viyana’da BM nezdindeki Türkiye Daimi Temsilcisi'yken, Arap Birliği adına bir konuşma yapılması gerekiyorsa, Mısır Büyükelçiliği'nden biri konuşuyordu. Afrika Birliği adına bir konuşma yapıyorsa, aynı adam kalkıp konuşuyor, Bağlantısızlar adına konuşuyor bir de Mısır adına konuşuyordu. Yani adam dört şapka ile, BM’nin Viyana Ofisi'nde toplantıya hitap edebiliyor. Bunu kolay kolay başka ülkede göremezsiniz. Bunun sağladığı bir diplomatik ağırlık var. Mısır, ABD öyle istedi diye kendi çıkarlarından vazgeçmez, vazgeçmeyecektir de.
Dolayısıyla bu şimdiki gelişmede, kilit, anahtar Türkiye’nin elindedir. Türkiye Müslüman Kardeşler’e verdiği desteği makul bir seviyeye çekmezse, yumuşama beklemek doğru değildir.
Mısır’da bir askeri darbe oldu, Sisi Müslüman Kardeşler ağırlıklı bir hükümeti devirip, yerine kendisi geçti. Bütün dünya ülkeleri Sisi’yi davet etti. Bütün dünyanın Sisi ile ilişkileri şu veya bu şekilde sürdürmesine rağmen Türkiye buna direnen en son ülke olarak kaldı. Şu anda da hâlâ diplomatik ilişkilerimizin seviyesinin büyükelçi seviyesinin altında olduğunu düşünürsek, bu tutum sürüyor. Şimdiye kadar atılan adımlar henüz söylem düzeyinde. İstihbarat örgütleri görüşüyor dendi ama iki ülkenin dışişleri bakanlıklarının temasına dönüşmedi.