Eryılmaz: Rekabetçi kur dönemi bitti / Al Ain Türkçe Özel
Ekonomist Doç. Dr. Filiz Eryılmaz, Merkez Bankası’nın attığı son adımları Al Ain Türkçe’ye değerlendirdi. İhracatı rekabetçi kur aracılığıyla artırma döneminin sona erdiğini söyledi.
Merkez Bankası Türk Lirasının payını artırmak için sadeleşme adımları kapsamında ihracat kredileri ve firmaların krediye erişimine yönelik uygulama kolaylıkları getirdi. Düzenlemeler Perşembe günü faizi 500 baz puan artırarak yüzde 35’e yükseltmesinin hemen ardından geldi.
Atılan adımları ALB Yatırım Başekonomisti ve Bursa Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Filiz Eryılmaz’la konuştuk.
Menkul kıymet tesis uygulamasının kaldırılması ve fatura şartlarının esnetilmesi, firmaların krediye erişimini ne derece kolaylaştırır? Özellikle ihracat kredilerine olan etkisi nedir?
Faiz karar metninde TL mevduat payının artırılması için ilave adımlar gelecek dendi. Ertesi gün de geldi. Hızlı adım atılması önemli. Merkez Bankası’nın iki temel amacı var.
Birincisi krediye erişimi kolaylaştırmak. Özellikle de ihracatçılara. Bunu bankaların finansmanını artırarak yapacak. Bankaların menkul kıymet tutma şartını azaltıyor. Bankalar bu paraları ihracatçı şirketlere aktaracak. Amaç, özellikle ihracatçıların krediye ulaşımını kolaylaştırmak.
Bu önemli bir döneme denk geldi. Seçim sonrası süreçte rasyonel politikalar uygulanınca faizler mevduat faizlerin üzerine çıktı. Bu bankaların kredi verme isteğini artırır. Fakat ticari kredi faizleri yüzde 60’a ulaştı. Bu noktada destekler devreye sokuluyor.
İkinci ayak TL’ye geçişi özendirmek. Bunun için de KKM üzerinden bir düzenleme var. Burada bankalara diyorlar ki “ne yap yap döviz ve KKM’de olan vatandaşı TL mevduata geçir”. Burada döviz talebinin azaltılması amaçlanıyor, TL güçlü bir para birimi haline getirmeye çalışıyor. Bu olmak zorunda çünkü KKM’den çıkışın tek yolu bu.
Merkez Bankası'nın faiz oranlarını 500 baz puan artırmasının ardından, TL mevduatın toplam mevduat içindeki payının aylık yüzde 3,5'e çıkarılması, enflasyon ve reel faiz üzerinde ne tür etkiler yaratabilir?
Bir kere bu enflasyon adına olumlu. TL'ye talebin artması kurun baskılanması demek. Kurun stabil kalması da enflasyon üzerinde olumlu etki yapması demek.
Faiz açısından bakarsak da TL’nin nominal değerinin artması enflasyonu aşağı çeker. Reel faiz yükseldikçe TL değerlenir, TL değerlendikçe de enflasyon baskılanmış olur.
Sadeleşme adımları kapsamında menkul kıymet tesis uygulamasının sonlandırılması ve TL'ye geçişin hızlandırılması, Türkiye'nin dış ticaret dengesi ve kur riski açısından ne gibi sonuçlar doğurabilir?
Bu TL mevduat payının artması kur üzerinde baskı yapar. TL daha pahalı hale gelir. Bu da ihracatçıların daha az kar etmesi, ihracatta biraz azalma ve dış ticaret açığının artması demek.
Ama yeni ekonomi yönetimi burada bir strateji izliyor. İhracatı artırmada rekabetçi kurdan faydalanma gibi bir amacı yok. “Rekabetçi kur yaratma konusunu bir kenara bıraktık” diyor. Elbette ihracatın daha da artması isteniyor. Ama bunu rekabetçi kurla değil, ihracatçıya ucuz kredi desteği verilerek yapılmak isteniyor. “Rekabetçi kurla pazar bulmak yerine daha rekabetçi ürünler üretsinler biz de destekleyelim” deniyor. İhracatçılar için kuru yukarı çekme dönemi bitti. Yeni dönemde ihracatçının daha ucuz krediyle yeni pazarlar yaratması amaçlanacak. Çünkü rekabetçi kur enflasyonla mücadelede iyi bir yol değil.
Bir başka açıdan bakarsak, kurun baskılanması ihracatçıların zarar etmesi anlamına gelmez, daha yüksek kar etmemesi anlamına gelir.
Konuya kur riski açısından bakarsak da olumlu bir adım olarak görürüz. Bu adımlar kur riskini azaltacaktır. TL daha değerli olunca insanlar döviz talep etmeyecektir. Bu da kuru baskılayarak kur riskini düşürecektir.