Erdoğan’ın kazanma sırrı: Dinamik ve değişken strateji / Al Ain Türkçe Özel
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, girdiği tüm seçimleri kazanmayı nasıl başarıyor? Erdoğan’ın sırrı ne? Siyaset bilimci ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı Levent Ersin orallı, Al Ain Türkçe’ye değerlendirdi...
Türkiye Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilli Genel Seçimlerini geride bıraktı. Ak Parti, kurulduğu günden bu yana girdiği diğer seçimlerde olduğu gibi bu seçimlerde de birinci parti oldu. Cumhur İttifakı üyeleriyle birlikte Meclis’te çoğunluğu elde etti. İttifakın adayı Recep Tayyip Erdoğan da ikinci tur sonrası yeniden Cumhurbaşkanlığına seçildi. Erdoğan, tüm otoriteler tarafından en zor seçimi olarak nitelenen 2023 seçimlerinden de galibiyetle çıktı. iktidarda 20 yıldan fazla süreyi geride bırakmasına rağmen 28 milyona yakın seçmenin oyunu almayı başardı.
Peki başarının arkasında ne var? Erdoğan girdiği her seçimi kazanmayı nasıl başardı? Seçmenin teveccühünü her seçimde nasıl koruyor? Tüm bu soruları siyaset bilimci ve Uluslararası ilişkiler uzmanı Doç. Dr. Leven Ersin Orallı’ya sorduk.
Recep Tayyip Erdoğan’ı seçmenin gözünde cazip kılan nedir?
Seçmen davranışlarında belirleyici olan iki temel unsur var. Bunlardan bir tanesi iktisadi ve günlük kaygılar üzerinden yürüyen rasyonel bir yaklaşım süreci olarak öne çıkarken, diğer taraftan milli ve manevi değerler üzerinden yürüyen vatanseverlik bağıyla şekillenen subjektif bağıntı ilişkisi öne çıkıyor.
Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim başarılarında öne çıkan temel faktör, kimlik siyaseti tezini kesintisiz olarak sürdürürken; ortaya koyduğu güven unsuru üzerinden var olan mevcut aksaklıkları da kendi siyasi çizgisinin giderebileceğine ilişkin sağladığı güçlü algı...
Erdoğan’ın tüm seçim dönemlerinde dinamik ve söylem bazlı değişken stratejiler izlemesi, muhalefetin taktiksel anlamda süreci okuyamaması ve karşı koyma kabiliyetinin zayıflamasına sebebiyet veriyor.
Seçmenin güven unsuru üzerine bina ettiği, istikrarlı bir yapı arayışında alışkanlıklarından vazgeçme eğilimi, Erdoğan’ın seçmen nezdindeki kredisinin derinliği, Erdoğan’ın hızlı şekilde yenilenebilmesini sağlıyor.
Seçmenle iletişimine bir parantez açar mısınız? Toplumun çeşitli kesimleriyle iletişimini nasıl güçlü tutuyor?
Erdoğan’ın seçmen ile ilişkilerinde öne çıkan iki boyut var. Bir taraftan sahip olduğu kimlik, inanç değerleri ve aidiyet kalıpları üzerinden yürüyen gönül bağı yaklaşımı; diğer taraftan sürekli yenilenen ve dijital dönüşüm sürecine güçlü bir şekilde entegre olmuş dinamik bir ekibi muhafaza etme kabiliyeti...
Uzun yıllar boyunca reel siyasetin içerisinde olması, teşkilat yapısına kuruluşundan itibaren yön vermesi, il ve ilçe başkanları noktasında yarattığı güçlü hiyerarşi Erdoğan’ı parti içi dengeler bağlamında diğer genel başkanlara kıyasla öne çıkarıyor. Bu kabiliyet, enerjisinin büyük bir kısmını toplumla ilişkilere aktarabilmesine ve yerelden aldığı enformasyonu doğru şekilde kullanmasına zemin oluşturuyor.
Erdoğan seçmenden sürekli oy almayı başarıyor. Seçmen üzerinde bu teveccühü nasıl sağlıyor?
Erdoğan’ın söylem-eylem bağıntısı ve seçmenlerin söze sadakat ilkesine dair beslediği inanç, diğer liderlerin önünde bir profil ortaya koyuyor.
Vefa üzerinden oluşturduğu güven duygusu, öncelikle birlikte yola çıktığı ve siyaset yaptığı kişiler nazarında statik bir olumlu intiba uyandırıyor. Bu ilişkinin yansıması doğrudan seçmen nazarında da bir etki doğruyor. Örneğin son seçimde seçmen ekonomik sorunlar ile memleketin uzun vadeli beka meselesi arasında tercih yapma noktasında ibresini “Önce vatan” şiarı üzerine bina etti.
Erdoğan’ın uzun yıllardan beri kullandığı başarılı propaganda tekniği ve halkın kimlik siyasetini günlük kaygılarının önünde tutması, olağan ve karizmatik bir lider profili ile örtüşür niteliğiyle Erdoğan’a yönelik teveccühü beraberinde getiriyor.
Teveccühü sağlamanın yanı sıra muhafaza etmek de çok önemli. Bu konuda nasıl bir yol izliyor? Neler yapıyor da bu ilgiyi canlı tutuyor?
Erdoğan’ın her seçimde belirlediği ve farklılık yaratan güçlü stratejik kabiliyeti seçmen teveccühünü sürekli dinç ve dinamik tutuyor. Kemikleşmiş bir oy kitlesi, Milli Görüş tabanına eklemlediği liberal kitle ve demokrasi söylemi üzerinden geniş kitlelere hitap edebilme yeteneği ilginin canlı kalmasını sağlayan temel karakteristik durum...
Erdoğan’ın en büyük avantajının muhalefet olduğunu iddia edenler de var. Gerçekten öyle mi? Muhalefet Erdoğan’ın karşısına güçlü politikalar çıkaramıyor mu?
Özellikle ekonomik anlamda bu kadar ağır bir kriz yaşadığı, pandeminin yaralarını saramadığı, üstüne üstlük deprem felaketiyle sarsıldığı bir dönemde muhalefetin, güçlü bir aday ve stratejiyle Erdoğan’ın karşısına çıksaydı, Erdoğan’ın iktidarını sonlandırabilirdi. Doğru aday, doğru strateji ve doğru vaatler konusunda güçlü bir seçim kampanyası ortaya konamıyor. Erdoğan, muhalefetin bu yetersizliğini iyi kullanıyor, beka meselesi üzerinden kimlik vurgusunu daha kolay yapıyor.
Özetle muhalefet, yanlış aday, yanlış strateji, parlamenter sisteme geçiş gibi halkın zor anlayacağı söylemler üzerinden gitmek muhalefete kaybettirdi diye düşünüyorum.