Erdoğan-Putin zirvesinde öne çıkan başlık ve mesajlar / Al Ain Türkçe Özel
Dünyanın gözü Soçi’deki Erdoğan-Putin zirvesindeydi. Uluslararası İlişkiler Uzmanı Deniz Zeynep Altınsoy, zirve sonrası verilen mesajları Al Ain Türkçe’ye değerlendirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la Rusya Devlet Başkanı Putin Soçi’de önemli bir zirve gerçekleştirdi. Zirvede Tahıl Koridoru Anlaşması, Türkiye-Rusya ve Katar’ın başlatacağı yeni tahıl sevkiyatı, Ukrayna-Rusya savaşı ve Türki-Rusya ikili ilişkileri öne çıktı. Zirve sonrası yapılan açıklamaları Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Dr. Öğretim Üyesi ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı Deniz Zeynep Altınsoy’la konuştuk.
Soçi Zirvesi sonrası yapılan açıklamaları göz önüne alarak Tahıl Koridoru Anlaşması konusunda gelinen noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Aslında Rusya-Ukrayna savaşı başladıktan sonra BM’nin yapması gerekenlerin tümünü Türkiye tek başına yaptı. Bu savaşın bitmesi ve sorunların çözülmesi için BM ve Batı’nın hiçbir girişimi olmadı. Tahıl koridoru konusunda Putin en başından itibaren, sevkiyatın yüzde 70’inin batılı zengin ülkeler aktarıldığını vurguluyordu. Fakir ülkelere yüzde 3’ünün ulaştığını söylüyordu. Koridorun insani amaçlara hizmet etmediğini dile getiriyordu. Anlaşma bitmeden 2 ay önceden itibaren bu sorunun çözülmesi gerektiğini iyice öne çıkardı, sonuçta anlaşmadan çekildi.
Rusya’ya yönelik yaptırımlar konusunda Rusya önce Afrika ülkelerine kendisi tahıl göndermeyi gündeme taşıdı. Bu ülkelerin borçlarını da sildi. Bu tabi ki Rusya’nın Afrika’daki etkinliğini yukarı çekmek için stratejik bir hamleydi. Bu hamleler Afrika’da Rusya’yı önemli bir hale getirdi.
Putin basın toplantısında batının kendilerini kandırdığını açıkça ifade etti. “Anlaşmaya dönebiliriz” dedi. Erdoğan ve Putin bir araya geldiğinde sorunlara çözüm üretme adım atmaları çok yüksek oluyor. Ortak zeminde buluşabilen iki lider. Belki de bu konuda tek örnek ilişki. Erdoğan’la dostluğuna ve Türkiye ile ilişkilerini binaen “tahıl koridoruna dönüşü konuşabiliriz” mesajı verdi. Yaptırımların kaldırılması durumunda anlaşmaya döneceklerini ifade etti. Buradaki vurgusu da çözümün bölgedeki aktörlerde olduğuydu... Alternatif güzergahları net bir şekilde reddetti. Bu konuda tek çözüm yolu olarak Tahıl Koridoru’nu gösterdi. Sürdürülebilir tek yol olduğunu vurguladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan Rusya’yı haklı bulduğunu, Ukrayna’nın da esnemesi gerektiğini ifade etti.
Hem Erdoğan’ın hem Putin’in ortak vurgusu şu ki bölgedeki sorunlar karşısında bölge ülkeleri birlikte hareket etmek zorunda, batı menşeli bir çözüm istenmiyor. Bu zaten son 6-7 senedir Türkiye, Rusya ve İran tarafından vurgulanan en önemli nokta. Bunu Putin basın toplantısında bir kez daha dile getirildi. Suriye ve Libya için de bu vurguyu yaptı. “Bölge aktörleri birer paydaş olarak buralarda çözümü bulacaktır” dedi. Bu bölgesel güvenlik konseptinin işaretiydi.
Basın toplantısında Türkiye, Rusya ve Katar’ın yeni bir tahıl sevkiyatı formülü öne çıktı. Bu sevkiyat nasıl yankı bulur, ne getirir?
Putin bu formülü tahıl koridoruna alternatif olmadığını vurguladı. Bu formülle Rusya kendi bölgesindeki aktörlerle yeni bir yol oluşturuyor. Üç ülkenin kendi arasında özellikle insani bağlamda oluşturmaya çalıştığı önemli bir işbirliği.
Rusya’dan çıkan ilk etapta 1 milyon tonluk bir tahıl Türkiye’ye gelecek, un haline dönüştürülüp Katar’ın finansmanında Afrika ülkelerine gönderilecek. Rusya ile açlık sınırındaki Afrika ülkelerine bir köprü kurulacak.
Sevkiyat 6 ülke üzerinden başlayacak. Silolarda bekleyen 50 milyon tondan fazla tahıl var. Bu formül işleyecek olursa hem miktar hem de gönderilen ülke sayısı artabilir. Çünkü bu formül uygulanabilirse, Batı ve ABD’nin Afrika ülkeleri üzerindeki etkisini sarsacak bir etken hale gelecektir. Bu ne kadar genişlerse Rusya’nın çıkarları için o kadar iyi olacaktır.
Ukrayna-Rusya savaşının bitirilmesi konusundaki müzakereler de açıklamalardaki gündem başlıklarından biriydi. Bu konuda nasıl bir intiba edindiniz?
Putin kesinlikle bu konuda da geri adım atmıyor. Çünkü en başından beri Rusya’nın vurguladığı, söylediği mevzu “ben NATO’yu sınırlarıma sokmayacağım, çevrelemesine izin vermeyeceğim” söylemiydi. Bu savaşta Putin geri adım atmadan devam ediyor, bunu devam ettirmekten de geri durmayacak gibi duruyor.
Rusya ve Ukrayna’nın bu konuda ciddi kayıpları var. Bunun tüm Karadeniz’e yayılmasını isteyen ABD, NATO eliyle attığı adımlarla körükleme çabasında. Savaşı kışkırtmak için her yolu deniyor. Ukrayna da savaşın bitmesine dair herhangi bir adım atmamayı tercih ediyor. Batı’nın desteğini almaya çalışıyor. Ukrayna’nın gerçekten biraz daha yelkenleri suya indirmesinin zamanı geldiğini düşünüyorum. Ülkelerini savunmak için verdikleri mücadele önemli. Ancak bölgesel istikrar ve kendi ülkelerinin çıkarlarını düşünmeleri de şart.
Putin müzakerelere ve arabuluculuk çabalarına açık olduklarını bir kez daha dile getirdi. Ukrayna’nın tüm barış çabalarını çöpe attığını söyledi.
Türkiye-Rusya ikili ilişkileri de önemli bir başlıktı. Sizce bu konuda hangi noktalar öne çıktı?
İki ülke arasındaki ticaret hacminin artması konusunda mutabakat sağlanmış görünüyor. 100 milyar dolarda anlaşılmış görünüyor. Turizm konusunda olumlu hava toplantıya yansıdı, bunu iki liderden de duyduk. Ekonomi konusunda ilişkilerin daha da öne çıkacağı görüldü. Ortak para birimi çalışmaları da önemli bir noktaydı.
Putin, Türkiye’nin Rusya ve Ruslar için güvenli bir ülke olduğu vurgusunu yaptı. Bence bu önemliydi.
“Türkiye’ye ucuz yakıt göndermeye devam edeceğiz” dedi. Rus gazının üçüncü ülkelere satışı konusunda kararlılık devam ediyor. Gazprom ve Botaş arasında bundan sonra görüşmeler hızlanacaktır.
İkinci nükleer santral konusunun görüşülmesi de oldukça önemli bir nokta.
Suriye konusunda bundan sonra atılacak adımlar konusunda Rusya’nın Türkiye’ye desteğinin olacağını tahmin ediyorum. Zira Putin, Suriye’de dışardan gelen hiçbir çözümü kabul etmeyeceklerini, bölge ülkelerinin çözümü kendilerini bulacağını vurguladı. Astana sürecini hatırlattı.