Erdoğan'dan çocuk ‘evliliği’ açıklaması: Hassasiyetimizi kimseye sorgulatmayız
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan başkanlığındaki Cumhurbaşkanlığı Kabine toplantısı sona erdi.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki toplantı yaklaşık 3 saat sürdü.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları şöyle:
Sel felaketinin yaşandığı Antalya'da devletimiz tüm kurumları ile çalışmalarını sürdürüyor.(Başörtüsüne ilişkin Anayasa değişikliği teklifi) Demokrasi, hak ve özgürlük kavramlarını samimiyetle savunan herkesi bu teklifi desteklemeye çağırıyoruz.
Malı veya hizmeti, akıl ve vicdan sınırlarının ötesinde ekonomik işleyişe zarar verecek şekilde fiyatlandıranlar, kendilerine kaybettirdiklerini unutmamalı.
Çalışanların refah seviyesindeki gerilemeyi telafi gayretimizin, enflasyon maskesi ardına sığınan haramzadelerce akamete uğratılmasına rıza gösteremeyiz.
Açıkça söylüyorum herkes hesabını 2023'te yüzde 20'ler seviyesinde enflasyona göre yapsın
Ülkenize güvenin, sahip çıkın, destek verin. Kısa vadeli endişeler ve kazanç kaygılarıyla ülkenin geleceğine zarar verecek her türlü tasarruftan uzak durun.
6 yaşındaki çocuğa istismar tam bir faciadır, kabul edilemez. Süreç titizlikle takip edildi, ediliyor.
13 yaşında nişan, 14 yaşında evlilik gibi durumu kabul edebilmemiz asla mümkün değildir. Hele hele daha küçük yaşlardaki istismar iddiaları tam bir faciadır.
Reşit yaşa ulaşmadan evlilik gibi hususlardaki hassasiyetimizi kimseye sorgulatmayız
Bay Kemal sen bunlardan anlamazsın, senin böyle hassasiyetin yok. Söyleyeceklerimden sonra kendine çeki düzen ver, kendini ona göre ayarla.
Bu tartışmalarda gördüğümüz riyakarlıktan duyduğumuz rahatsızlığı ifade etmek istiyorum. Böyle bir meseleyi milletimizin inancı ve kurumlarıyla irtibatlandırmak ahlaki olmayan çarpıtmadır.
“MAĞDURUN HAKKINI SAVUNUYORUZ”
Diyanet İşleri Başkanlığımızın en üst düzeyde dillendirdiği bu meseleyi dinimizle ilişkilendirmek art niyettir. Niyet mağdurun hakkını savunmaksa bunu zaten yapıyoruz.
Mesela PKK’nın annelerin kucağından kaçırıp dağa götürdüğü, eline silah verdiği, liderlerin istismarına maruz bıraktığı kızlarımız için de aynı tepkiyi bekliyoruz.
Cumhuriyetimizin 100. yılını yaşamak lafla, şarkıyla, şiirle olmaz. Bizim için istiklalimize, istikbalimize yakışır eser ve hizmetlerle milletimizin karşısına çıkmak demektir. Dünyanın siyasi ve ekonomik olarak tarihi dönüşüm içine girdiği dönemde Türkiye Yüzyılı vizyonu çok daha hayati önem kazanmıştır. Kendi içimizde mutlaka hayata geçirmemiz gereken hususlar bulunuyor. Cumhuriyetimizin ilk yüzyılında vaktimizi ve enerjimizi boşa tüketen tartışmaları artık geride bırakmalıyız.
“SÜREKLİ AYNI ŞEYLERİ YAPARAK FARKLI SONUÇLAR UMMAK SAĞLIKLI BİR ZİHNİN BAKIŞ TARZI OLAMAZ”
Sürekli aynı şeyleri yaparak farklı sonuçları ummak sağlıklı zihnin hayata ve siyasete bakış tarzı olamaz. Yönetim sistemi tartışmalarından, büyük projelere yaklaşıma kadar sağlıksız bakış açısının örneklerini görmek bizi üzüyor.
Yakın tarihte olup bitenlere dair kişisel görüşlerimiz ne olursa olsun hep birlikte ortak geleceğimize odaklanmalı, vaktimizi ve enerjimizi bu doğrultuda seferber etmeliyiz. Tarihimizi bir kavga, ayrışma, öfke alanı olmaktan çıkartıp, Türkiye Yüzyılı’na heyecanla, kararlılıkla bakabildiğimiz ölçüde bu millete olan sorumluluğumuzu hakkıyla yerine getirebiliriz.
Türkiye Yüzyılı ile evlatlarımızı nesillerin özlemi olan güvenlik ve refah seviyesine çıkarmak istiyoruz. Bu mücadeleyi 85 milyon hep birlikte yürüterek, tüm dost, kardeş, mazlum, insanlıkla el ele vererek başarıya ulaştırabileceğimize inanıyorum.
Ülkemizin ve milletimizin üzerinde karanlık hesaplar yapan emperyalist yapılara karşı aynı mücadeleyi tek vücut, tek yürek olarak vermek mecburiyetindeyiz. Hâlâ milli iradenin gücü yerine emperyalistlerin inayetine bel bağlamak tarihten ders almamak demektir.
“HERKESİ BAŞÖRTÜSÜ ANAYASA DEĞİŞİKLİK TEKLİFİNİ DESTEKLEMEYE ÇAĞIRIYORUZ”
Siyaseti halka dayanarak yapmak yerine küresel vesayet araçların ülkemizdeki temsilciliğine sığınarak yürütmeye kalkmak 1 asırlık Cumhuriyet tecrübesinden nasiplenmemiş demektir. Geçtiğimiz günlerde Meclis’e sunulan başörtüsü özgürlüğünü teminat altına almayı, aile kurumunu güçlendirmeyi amaçlayan anayasa değişikliği teklifi ülkemizin sorunlarını milli irade ile çözme kararlılığın son örneğidir. Herkesi bu teklifi desteklemeye çağırıyoruz. Demokrasiyi savunan herkesi başörtüsü anayasa değişiklik teklifini desteklemeye çağırıyoruz.
Türkiye Yüzyılı’na girerken üzerinde önemle durmamız gereken husus milli meselelerde mutlaka birlik, beraberlik, dayanışma içinde hareket etmeyi başarabilmemizdir. Bu ülkenin hiçbir vatandaşının başka vatanı, devleti yoktur, başkalarını bilmeyiz.
Yıkıcı değil, yapıcı rekabetle Türkiye Yüzyılı’nda rol alacağımıza yürekten inanıyorum.
“CİDDİ BEDELLER ÖDEMEMİZE YOL AÇAN SIKINTILARIMIZ OLDU”
Ülkemizle ilgili değerlendirmeleri yaparken küresel krizlerin, fırsatların önümüze çıkardığı fotoğrafı ihmal etmiyoruz. Sağlık ve güvenlik yanında enerjiden gıdaya insanlığın temel ihtiyaçlarını hemen tamamıyla ilgili sorunlar giderek artarken biz Türkiye’yi genel gidişten ayrıştıracak çalışmalara ağırlık verdik.
Bu süreçte bizimle ciddi bedeller ödememize yol açan sıkıntılarımız oldu. Bu sorun bir dönem sınırlarımıza dayanan, şehirlerimizi tehdit eden terör saldırılarıydı. Kararlılık ve cesaretle uygulamaya koyduğumuz yeni güvenlik stratejisiyle tehditleri kaynağında yok ederek bu sürenin üstesinden önemli ölçüde geldik.
“SINIRLARIMIZDAKİ GÜVENLİK HATLARINI TAMAMLAYARAK SİNSİ HESAPLARI BOZACAĞIZ”
Verdiği ağır kayıplara rağmen saldırılarını yeniden artırmaya çalışan terör örgütlerini bu saldırılarını yeniden arttıran sebepleri biliyoruz. Çirkin hesapları bir kez daha bozacağız.
Küresel sorunların tetiklediği bir diğer sorun enflasyon ve hayat pahalılığı. Bu sorunun da iç ve dış sebepleri var. Dış sebeplerin istikrara kavuşmasının biraz vakit alacağı anlaşılıyor. İçeride kimi panikten kimi art niyetten kaynaklanan kurdaki ve maliyetteki artışlarla izah edilemeyen fahiş fiyat artışlarına karşı karşıya kaldığımız bir gerçektir.
Ekim ayı işsizlik rakamları istihdamdaki artışın devam ettiğini devam etmektedir. Döviz rezervlerimizin, istihdamın arttığı dönemde daha kolay konularda kendi ayağımıza kurşun sıkamayız.
Ülkenize güvenin, sahip çıkın. Ülkenize destek verin. Kısa vadeli endişe ve kazanç kaygılarınızla ülkenizin geleceğine zarar verecek her türlü tasarruftan uzak durun. Elbette herkes alın terinin karşılığı olarak kazanacaktır. Ülkenin ve milletin kaybettiği ortamda bireylerin kazancı gibi gözüken hesaplar aldatmacadan ibarettir.
Yıllık enflasyonun birkaç ay içinde yüzde 40’lı rakamlara ineceği ortada iken hâlâ etiketlerin başka hesaplarla belirlenmesi doğru değildir. Asgari ücret, memur ve emekli maaşları başta olmak üzere çalışanların refah seviyelerindeki gerilemeyi telafi etme yönündeki gayretlerimizin enflasyon maskesi arkasına sığınan haramzadeler tarafından akamete uğramasını izleyemeyiz.
Bu ülkenin 85 milyon vatandaşının ortak geleceği, menfaati bizim için her bir ferdin kişisel kazanç hırsından önemlidir. Enflasyonu hedeflediğimiz şekilde 2023 sonunda yüzde 20’ler seviyesine 2024’de tek haneli rakamlara düşürmek için ne gerekiyorsa yapmakta kararlıyız. Herkes hesabını 2023’te yüzde 20’ler seviyesinde yapsın. Aksi yönde hareket edenlerle biz hükümet olarak yetkimizi, milletimiz iradesini kullanarak gereken cevabı verecektir.
Bir kez daha altını çizerek söylüyorum; hiç kimsenin işine, gücüne, alışına, satışına, kazancına, karına karşı değiliz. Karşı olduğumuz, sadece ekonomik kuralların değil akıl ve vicdan sınırlarının dışına taşan niyet ve eylemlerdir. Piyasa denilen insani reflekslerle de çalıştığına inandığım mekanizmanın insanımızın sabrını daha fazla zorlamayacağına inanıyorum.
Unutmayın, en pahalı malın olmayan mal, en pahalı hizmetin erişilemeyen hizmet olduğu gerçeği aklımızdan çıkarmadan girişimcilerimize omuz vereceğiz. Yeter ki ülkenin çıkarına, hükümetin programına göz dikenlere fırsat verilmesin.
Üniversite öğrencilerinin kredi ve burs miktarları lisansta 1250, yüksek lisansta 2500, doktorada 3750 liraya yükseltildi.”
“Son kabine toplantımızın ertesi günü turizmcilerimizle bir araya gelerek ülkemize yaptıkları katkıları için teşekkür ettik. Aralık ayının ilk gününde MGK toplantımızı gerçekleştirdik. Şanlıurfa’da sokaklarından meydana kadar her yerde milletimizle coşkulu ve samimi şekilde kucaklaştık, hasret giderdik. TİSK Genel Kurulu’nda işverenlerimizle dünden bugüne ve yarına ülkemiz ekonomisini değerlendirdik.
Cuma günü TRT World toplantısında dünyada olup bitenlerle ilgili görüşlerimizi katılımcılarla paylaştık. Aynı gün Bulgaristan Cumhurbaşkanı ile gerek ikili gerekse heyetlerarası görüşmelerimizi yaptık. Cumartesi günü Samsun’daydık. Bizleri muhabbetle bağrımıza vatandaşlarımızla bir araya gelerek toplu açılışlarımızı yaptık. Bu sabah İstanbul’da katıldığımız Türkiye İnovasyon Haftası vesilesiyle ülkemizin üreten, düşünen, tasarlayan gücünü bir kez daha görme imkanını bulduk. Ülkemize ve milletimize hizmetle dolu iki haftayı geride bıraktık.
Bu hafta da yurt içi ve yurt dışında planladığımız çok sayıda programla ülkemize eser kazandırmayı, milletimize hizmet etmeyi sürdüreceğiz. Covid-19 salgını sebebiyle milli mücadelenin sembolü, pek çok hadisenin 100. yılını coşkuyla değerlendirememiştik. Milli mücadele adımlarının her biri geçmişten geleceğe bir muhasebe vesilesidir.