Cumhurbaşkanı Erdoğan: Barışın peşini bırakmayacağız
Cumhurbaşkanı Erdoğan COP28 Zirvesi’ne katıldığı Dubai’den dönüşünde uçakta soruları cevapladı. Gazze savaşından yerel seçime, asgari ücretten sosyal medya fenomenlerine kadar birçok konuda açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dubai’de düzenlenen COP28 Dünya İklim Eylemi Zirvesi dönüşü uçakta habercilerin sorularını cevapladı.
Sorulan sorular ve Erdoğan’ın verdiği cevaplar şöyle;
İsrail'le Hamas arasında geçici ateşkes sağlandı. Ancak ateşkesin sona ermesiyle birlikte maalesef İsrail saldırıları yeniden başladı. Bölgede kalıcı ateşkesin sağlanması umudu var mıdır?
Şu ana kadar Gazze’deki İsrail saldırılarının sona ermesi ve kalıcı ateşkesin sağlanması için nasıl her mahfilde çabamızı gösterdiysek, bundan sonra da yine aynı istikamette bu gayretleri göstermeye devam edeceğiz. Biz baştan itibaren çatışmalara insani aradan ziyade ateşkesin kalıcı olarak ilanından yana olduğumuzu hep vurguladık. İsrail'in hukuk tanımaz yaklaşımı neticesinde gelinen durum, endişelerimizde haklı olduğumuzu bir kez daha gösterdi. Burada bir barış fırsatı yakalanmıştı ve bu fırsatı maalesef İsrail'in bu uzlaşmaz yaklaşımıyla şimdilik kaybettik. Ancak “bundan sonrası da böyle olacak, barış fırsatları heba edilecek” yaklaşımı içerisinde değiliz, umudumuzu yitirmeyelim. İnşallah tekrar beklediğimiz kalıcı barış fırsatını yakalarız. Barışın peşini bırakmayacağız.
Gazze'yle ilgili ortaya konulan bu grubun faydası, İslam İşbirliği Teşkilatı üyelerini ortak politika etrafında birleştirmesi oldu. Bir yandan Gazze'deki ateşkesin sağlanması için çalışırken bunun paralelinde iki devletli çözüme yönelik de çalışılmaların sürmesi gerekiyor. Bunu ilk önce kendi aramızda bir başlangıç noktası olarak kabul ettik, daha sonra muhataplarımıza aktarmaya başladık. İkinci nokta; Gazze'yi iki devletli çözümün olmadığı bir ortamda tartışmama konusunda muhataplarımızı bir noktaya getirdik. Ortak baskımız neticesinde Avrupa ülkelerinin bir kısmının hem bizim konumumuzu anladığını, hem de bizim savunduğumuz tezleri sahiplenmeye başladıklarını gördük.
2002 yılında savaş suçları ve insanlığa karşı işlenen suçları önlemek amacıyla kurulan Lahey Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne Filistinlilerin bir başvurusu olduğunu biliyoruz. Bu başvuru süreci hangi aşamada?
3 bine yakın avukat Lahey’de Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne gerekli başvuruyu yaptı. İstanbul Milletvekilimiz Cüneyt Yüksel, bu heyetin içerisindeydi. Lahey’deki süreci de takip edecekler. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin bu soykırıma ceza vermesi için elimizden geleni yapacağız.
TÜRKİYE YUNANİSTAN İLİŞKİLERİ
Türkiye ve Yunanistan arasında Beşinci Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi toplantısı için 7 Aralık’ta Yunanistan'a bir ziyaretiniz olacak. Atina yönetiminin Türkiye'ye yönelik zaman zaman ihtilafa neden olan tutumları, açıklamaları iki ülke arasında bir süredir kırılmalara neden olmuştu. Özellikle Yunanistan'ın tutumu konusunda ne düşünüyorsunuz? Yunanistan Başbakanı Miçotakis'in bir açıklaması oldu son günlerde. ‘Türkiye'yle işbirliği şart.’ dedi. Miçotakis'in bu açıklaması ne anlama geliyor sizce? Özellikle Yüksek Düzeyli İşbirliği Konsey toplantısı sonrası iki ülke arasında yeni bir dönem başlar mı?
Temennimiz odur ki yeni bir dönem başlamış olsun. Çünkü her zaman bir ifadem var “Biz dostları artırmaya, düşmanları azaltmaya çalışıyoruz.” diyorum. Bunları ikili görüşmemizde de kendisine çok açık net, bundan önce söylediğim gibi yine söylemekte fayda olduğuna inanıyorum. Çünkü Türkiye’den seslendiğiniz zaman Kos Adası’ndan o ses duyuluyor. Arasındaki mesafe bu kadar yakın, bu kadar geçmişi itibariyle iç içe olan iki ülkenin hala düşmanlığı körükleyen seslerle yürümesi doğru değil. Bir diğer taraftan da bizi kızıştıran kim? Bu noktada baktığımız zaman Başta Amerika Birleşik devletleri olmak üzere birileri bizi birbirimize düşürmenin gayreti içerisinde. Parasını ödediğimiz halde bize F-16’larımız verilmezken Yunanistan'a hala F-16'ları gönderiyor, mühimmatını gönderiyor. Amerika böyle yapıyor diye bizim de herhalde geri çekilecek bir halimiz yok. Yanı başımızdaki komşumuza ziyaretimizi yaparız, oturur konuşuruz. Eğer birbirimizin çıkarlarına zarar verecek tutumlar içerisine girmiyorsak mesele yok. Yolumuza aynen devam ederiz. Tabii ki görüş ayrılıklarımız var ve çözümü bir çırpıda mümkün olmayan derin meseleler bulunuyor. Fakat hemen çözebileceğimiz ve iş birliği zeminini genişletecek başlıklar da yok değil. Yeni bir dönem başlatır, verilen sözleri tutar ve dış etkilerden arındırılmış bir düzlemde bu ilişkileri geliştirebilirsek eminim ki kazançlı çıkarız. Bizim dış politika anlayışımız “hep ben kazanayım karşıdaki kaybetsin” değildir. Biz “kazan-kazan” anlayışı ile Atina’ya gideceğiz. Orada yeni dönemin ruhuna yakışır kararlar almak için hem ikili ilişkilerimizi hem Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerini ele alacağız.
YEREL SEÇİM GÜNDEMİ
İYİ Parti Genel Başkanı yerel seçimlere 81 ilde tek başlarına girebileceklerini söylüyordu. Ancak son dönemdeki gelişmeler ve İYİ Parti Genel Başkanı ile CHP Genel Başkanı arasındaki görüşmeden sonra süreç biraz değişti. İttifaka açık kapı bırakıldı. Genel İdare Kurulu’nda alınacak karar doğrultusunda karar açıklayacaklarını söylediler. Bu süreç sizin aday belirleme takviminizi etkiliyor mu? Bu süreci nasıl yorumlarsınız?
Biz politikalarımızı muhalefete göre değil, tamamıyla Cumhur İttifakı'nın çerçevesiyle belirliyoruz. Bu konularda da öncelikle önümüzde Büyükşehirler ile ilgili analizler var. Büyükşehirlerle ilgili arkadaşlarımız şu anda yoğun bir çalışmanın içerisindeler. 30 büyük şehirin dışında da 51 normal il belediyesi ile ilgili değerlendirmeleri yine Cumhur İttifakı olarak yapacağız. Buradaki değerlendirmelerle birlikte de yola çıkacağız. Şu anda seçim işleri başkanlarımız, MHP'den üç arkadaşımız ve Ak Parti Genel Başkan Vekilimiz Efkan Ala ile görüşmeleri yapıyorlar. 6 kişilik komisyon bu çalışmaları tamamlayıp birkaç gün içinde de bizim üst kurulumuza getirecekler, orda da çalışmalarımızı sürdüreceğiz. CHP ile İYİ Parti veya HEDEP ne yapar? Bizim bunlarla uğraşmak gibi bir derdimiz yok. Biz kendi işimize bakacağız. Bizim altılı masa, on altılı masa vesaire gibi masalarımız yok. Sadece Cumhur İttifakımız var. Bu Cumhur İttifakımızı da en uygun şekilde çalıştırmanın gayreti içerisinde olacağız. Biz yolumuza bakarız. Kimin kiminle görüştüğüne, kimin kimi nerede aday gösterdiğine bakmayız. Karşımıza kim çıkarsa en son seçimde olduğu gibi milletimizin desteğiyle dersini verir ve kendi iç buhranları ile onları baş başa bırakırız. Yeniden masa kurma çabaları varsa kurabilirler. Milletimiz zaten masadan kalkanları, sonra tekrar oturanları, birbirlerini hançerleyenleri, Cumhurbaşkanlığına layık gördüklerini kısa süre sonra Genel Başkanlık koltuğuna layık görmeyenleri çok iyi biliyor. Biz uzun zamandır bu partilerin ne dediğiyle söylemleri birbirini tutmadığı için ilgilenmiyoruz. Ne yaptıkları da bizi ilgilendirmiyor. Biz millete hakkıyla hizmet etmenin, ülkemizi güçlendirmenin, şehirlerimizi kalkındırmanın derdindeyiz. Biz şehirlerimizi en iyi şekilde yönetecek adaylarımızı oluşturmakla, projelerimize son halini vermekle meşgulüz. Onların atacağı ya da atmayacağı hiçbir adım bizi etkilemez.
AK PARTİ’NİN İSTANBUL ADAYI KİM OLACAK?
Son grup konuşmanızda ‘Yeniden İstanbul’ sloganıyla İstanbul'a özel bir önem atfettiniz. Şimdi İstanbul'u yeniden kazanacak aday konusunda kafanızda herhangi bir profil şekillendi mi? Kabinenizden herhangi bir feragat söz konusu olur mu?
Ne olur ne olmaz, şimdi konuşulmaz. İstanbul'da da, Ankara'da da parti teşkilatımın içerisinde görevli olan arkadaşlarım çalışmalarını yürütüyorlar. Çalışmaları belli bir noktaya getirdikten, müracaat süreleri bittikten sonra biz de açıklamamızı yaparız. Şu an itibariyle bu tür açıklamayı yapmamız asla doğru olmaz. Bırakalım çalışmalar devam etsin. Belli bir noktaya gelsin. Açıkladığımız zaman da mesele bitmiştir. Hepiniz zaten bunları gayet güzel bir şekilde öğreneceksiniz. Ama bizleri mahcup edecek isimleri Allah’ın izniyle biz milletimizin önüne koymayız. Bizim belediyecilik anlayışımız dillerde destandır.
SOSYAL MEDYA FENOMENLERİ VE FUTBOLCULARIN DOLANDIRILMASI
Biliyorsunuz sosyal medyada fenomenler var. Bunların çok sayıda takipçileri var. Böyle şatafatlı bir hayat yaşıyorlar ve bunu da biraz görgüsüzce ortaya koyuyorlar. Bu fenomenler kara para aklama, vergi kaçırma gibi suçlamalarla karşı karşıya kaldılar. Bazıları tutuklu, yargılanıyorlar. Bu olayla ilgili sizin görüşünüz nedir? Ayrıca DenizBank'ın bir şube müdürü, saadet zinciri dedikleri yöntemle para toplamış böyle bir iş yaptığı ortaya çıkıyor. Aslında iki tarafı var efendim bu işin. Bir tarafı yani böyle hiç makul olmayan piyasa koşulları açısından verilmesi imkansız olan bir vaatle para toplayan bir tarafta Seçil Erzan var. Bir tarafta da bu imkansız vaade kanan ünlü futbolcular var. Arda var, isim vereyim isterseniz. Emre Belezoğlu var. Bir de bu işin neresinde olduğunu kestiremediğimiz ama tartışmanın da tam göbeğinde olan Fatih Terim var. Bu olayla ilgili yorumunuz nedir?
Türkiye hukuk devletidir ve kim hukuksuzluk yapıyor ise cezasını çeker. Konu yargıdadır ve yargı bununla ilgili gerekli araştırmasını yapmaktadır. Vatandaşlarımızın kolay para vaadiyle, kısa zamanda yüksek kar sunan dolandırıcıların türlü tuzaklarına düşmemelidir. Devlet tabii ki bunların peşindedir ve oyunları bozmaktadır. Ancak bu illegal fon vaatlerine, yasal olmayan yollarla elde edileceği söylenen karlara karşı halkımız çok dikkatli olmalıdır. Bu konularla ilgili kararlar inanıyorum ki yargı tarafından en ideal şekilde verilecektir. Buradan sakınma diye bir şey söz konusu değil. Bu olayda adı geçen şüphelilerle ilgili araştırmalar devam ediyor. Futbolcu arkadaşlarla ilgili de aynı şekilde süreç devam ediyor. Bankanın en üst düzey yöneticileri ile ilgili de şu anda bütün soruşturmalar devam ediyor. Öyle zannediyorum ki kısa zamanda burada da inşallah neticeleri alacağız.
ASGARİ ÜCRETE YAPILACAK ZAM
Sayın Cumhurbaşkanım asgari ücret komisyonu 11 Aralık'ta toplanıyor. 6 aylık enflasyon ortalamasından yola çıkarak, bunu alarak asgari ücrete yüzde 35 oranında zam yapılacağı ve böylece asgari ücretin de 15 bin 393 liraya geleceği yorumları yapılıyor ekonomi çevreleri tarafından. Öncelikle asgari ücret ne kadar olur? Buna ek olarak Çalışma Bakanı Vedat Işıkhan’ın asgari ücretin sadece bir kez zamlanacağı yönünde bir açıklaması olmuştu. Siz ne dersiniz efendim?
Asgari ücretle ilgili Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan şu anda çalışmalarını yapıyor. Bu çalışmalarını olgunlaştırdıktan sonra nihai tabloyu önümüze koyacak. Çünkü burada işçi, işveren temsilcileri ile görüşmelerini bitirdikten sonra bize neticeyi getirecek. Biz de kendisini dinleyeceğiz. Ondan sonra en uygun asgari ücret neyse bunun kararını vereceğiz. Bütün mesele tarafları mağdur etmeden bir neticeye varabilmek.
Asgari ücret artışı zaten biliyorsunuz yıl içinde bir kezdir. Bir kez verilecek zamla bu iş biter. Bunun da sorumlusu birinci derecede Çalışma Bakanımız Vedat Işıkhan’dır. Biz vatandaşımızı bugüne kadar enflasyona ezdirmedik ve ezdirmeyiz. Ekonomi yönetimimiz bir yandan da enflasyonu dizginleyici adımlar attı, bunlar da sürüyor. İşaretler olumlu, yakında enflasyonun kalıcı bir şekilde dizginleneceğini göreceğiz. Enflasyon sorununu da tarihe karıştıracağız.