Cumhurbaşkanı Erdoğan Al Jazeera'ya yazdı: Açlık Gazze'yi çöküşe sürüklüyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Al Jazeera’deki makalesinde İsrail’in Gazze’ye saldırılarını eleştirerek “Açlık Gazze’yi insani çöküşe sürüklüyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına ilişkin Al Jazeera için kaleme aldığı makalede sert eleştirilerde bulundu. Gazze’de yaşanan trajedinin yalnızca bölgesel bir çatışma olmadığını vurgulayan Erdoğan, bunun insanlığın ortak vicdanını derinden yaralayan ve her geçen gün ağırlaşan bir insani felaket olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kaleme aldığı “İnsanlığın Vicdanı Gazze’de Sınanıyor” başlıklı makalesinde, İsrail’in aylardır süren bombardımanlarının kadınları, çocukları ve yaşlıları hedef aldığını belirterek şehirlerin yaşanmaz hale geldiğini ifade etti. Açlık, susuzluk ve salgın hastalık riskinin Gazze’yi topyekûn bir insani çöküşe sürüklediğini dile getirdi.
“Sistematik yok etme politikası”
Cumhurbaşkanı, İsrail saldırılarında 61 bini aşkın Filistinlinin hayatını kaybettiğini hatırlattı. Bu tablonun yalnızca bir savaş değil, aynı zamanda sistematik bir yok etme politikasının göstergesi olduğunu vurguladı.
"Söz konusu vahim manzara karşısında dünyanın sessizliği ya da cılız tepkileri, yalnızca acıyı derinleştirmekte ve zulmün devamına zemin hazırlamaktadır” diyen Erdoğan, “Batı dünyasının başka krizlerde hızla harekete geçerken Gazze konusunda sergilediği ikircikli tavır, ilke ve kurallara dayalı olduğu iddia edilen uluslararası düzenin inandırıcılığını zedelemektedir. Ukrayna krizine gösterilen hızlı ve kapsamlı hassasiyet, şurası bir gerçek ki Gazze'deki vahşette de sergilenseydi, bugün bambaşka bir manzarayla karşı karşıya olabilirdik” ifadelerini kullandı.
Erdoğan, “İsrail'in herhangi bir yaptırımla karşılaşmadan hareket etmesi, uluslararası hukukun ve insan hakları normlarının erozyona uğramasına yol açmaktadır. Gazze'de yaşanan kriz, uluslararası toplumun temel insani değerleri savunup savunamayacağını gösterecek bir turnusol kağıdı olarak karşımızda durmaktadır” dedi.
Türkiye'nin, başından beri Gazze'deki mezalimin ve ağırlaşan insani felaketin sona erdirilmesi için ısrarlı, tutarlı, kararlı bir duruş sergilediğini bildiren Erdoğan, AFAD, Türk Kızılay ve sivil toplum kuruluşlarının sahada aktif olarak çalıştığını, tüm engellemelere rağmen bölgedeki kardeş ülkelerin de desteğiyle gıda, ilaç ve tıbbi malzemelerin bölgeye ulaştırıldığını kaydetti.
Erdoğan yazısında şu ifadelere yer verdi:
“Barışı hayata geçirmek için elimizden geleni yapıyoruz”
“Krizin derinleşmesi, yeni göç dalgaları, radikalleşme ve enerji güvenliği üzerinde ciddi tehditler oluşturmaktadır. Gazze meselesi, insani bir krizden öte aynı zamanda küresel güvenlik ve barış için de stratejik bir konudur. Çözüm yolları esasında açıktır. Öncelikle derhal ateşkes ilan edilmeli, tüm saldırılar koşulsuz olarak durdurulmalıdır. Gıda, su ve tıbbi yardımın engelsiz ulaştırılacağı insani koridorlar açılmalı, sivillerin korunması için uluslararası mekanizmalar kurulmalıdır. Türkiye bu sürecin tanzim edici aktörü olmaya hazırdır. Savaş suçları ve insan hakları ihlalleri, Uluslararası Ceza Mahkemesi ve Uluslararası Adalet Divanı nezdinde soruşturulmalı, failler hukuk önünde hesap vermelidir. İsrail tarafından kıskaca alınan UNRWA başta olmak üzere yardım kuruluşlarına sürdürülebilir kaynaklar sağlanmalıdır.
Filistin ve Gazze meselesi, sınırların ötesinde, insanlığın ortak sınavıdır. Bosna ve Ruanda'da yaşananlara duyarsız kalındığında, insanlık onurunun hangi ağır bedelleri ödediği hatırımızdan çıkmamalıdır. Bu nedenle Türkiye'nin, Gazze konusundaki kararlı duruşu hem ahlaki bir sorumluluk hem de stratejik bir gerekliliktir. Katar başta olmak üzere insani diplomasiye inanan tüm aktörlerle birlikte kalıcı, adil ve onurlu bir barış için çabalarımızı sürdüreceğiz. Bizler, barışın imkansız değil gecikmiş bir zaruret olduğuna inanıyoruz. Barışı hayata geçirmek için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz, yapmaya devam edeceğiz. Tarih, kimlerin harekete geçtiğini ve kimlerin Gazze'deki zulme yüz çevirdiğini kayıt altına almaktadır. Gazze'nin kaybedecek zamanı yoktur, uluslararası toplum, küresel vicdanın sesine kulak vermek ve harekete geçmek zorundadır. İnsanlığın geleceği, bugün atılacak adımların cesaretiyle şekillenecektir”