Erdal Sağlam’dan Katar ile iş birliği yorumu: Hükümetin önceliği yabancı sermaye bulmak Al Ain Türkçe Özel
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Katar ziyareti sonrası sanayi ve enerji alanlarında iş birliğine dair ilişkilerin ilerleneceği sinyalini verdi. Türkiye ile Katar arasındaki iş birliklerinin, ekonomiye yansımaları merak konusu oldu.
Katar'ı ziyaret eden Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, sanayi ve enerji alanlarında iş birliğini derinleştirmenin hedeflendiğini ifade etti. İki ülke arasında enerji ve savunma sanayi konusunda bir dizi iş birlikleri gündeme geldi.
Türkiye ile Katar’ın enerji ve savunma öncelikli iş birliklerinin ilerleyen süreçlerde hangi sektörel alanlarda etkin olacağı da merak ediliyor.
Ekonomi Gazetecisi Erdal Sağlam, konuya dair Al Ain Türkçe’den Merve Öney’e konuşarak Katar ile ilişkilerin daha önceden kurulduğunu ve tepki çektiğini belirtti.
Katar ile yeni bir iletişimden ziyade hali hazırda Türkiye ile Katar arasında kurulu bir sıcak ilişkinin varlığının altını çizen Sağlam, Katar’ın acil durumlarda yardım ettiğini ancak artık yatırım odaklı ve cazip yatırıma yönelerek bir yaklaşımı olabileceğini söyledi.
Gazeteci Sağlam, ekonomik iş birliğinde Türkiye’nin önceliğinin döviz girişi sağlamaya yönelik adımlarla, kısa dönem sermaye akımı olduğunu, ‘’Katar emiri ile Cumhurbaşkanı arasında sıcak bir ilişki var fakat demokrasi yönünü ne kadar öne çıkarıyorlar bilemiyorum. Katar, acil durumlarda yardım etti ama artık sadece yatırım ve cazip yatırım ile gelebilir gibi.’’ sözleriyle değerlendirdi.
Erdal Sağlam sorularımızı şu şekilde yanıtladı:
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ve Hazine ve Maliye Başkanı Mehmet Şimşek'in Katar ziyareti ve bu ziyarette özellikle savunma sanayi ve enerji alanlarında iş birliğinin derinleştirilmesi hedeflendiği ifade edildi. Bu durum, Türkiye'nin ekonomi ve enerji politikaları açısından ne tür etkileri olabilir?
Katar ile daha önce bir ilişki kurulmuştu ve kamuoyunda tepki çekmişti. Savunma gibi enerji gibi bir ilkeye bağlı bir iş birliği lazım ama tabii ki bu ilkeye bağımlılığı fazla artırmamak lazım. Ancak bunu söyleyebilirim çünkü hangi alanda nasıl bir iş birliği yapılacak bütün bunlar meçhul çünkü.
İkili ve heyetler arası görüşmelerde Türkiye ile Katar'ın ekonomik işbirliği imkanları ele alındı. Türkiye ve Katar'ın ekonomik işbirliği ile hangi sektörler öncelikli olarak etkilenebilir ve bu işbirliği Türkiye'nin ekonomik hedefleri açısından ne ifade ediyor?
Hükümetin önceliği yabancı sermaye bulmak. Bunu bence kamu varlıklarının satışı olarak da yapabilirler veya Türkiye’de yeni projelerin yapımı olarak da gündeme getirebilirler. Ama bizimkilerin acil ihtiyacı bu dönemi bir şekilde döviz yaratarak geçirmek, en azından seçimlere kadar döviz kitlesini artırmak istiyorlar, rezervleri artırmak istiyorlar, kurlar üzerindeki baskının azalmasını istiyorlar. Bir döviz girişi istiyorlar.
Gördüğüm kadarıyla, Orta Doğu basınını izleyen gazetecilerden de edindiğim izlenimler şu ki Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Katar gibi ülkeler de artık dışarıdaki yatırımı artıracaklar ama hukuki olarak Batı’nın istediği hukuk kurallarının etkin olmasını istiyorlar. Ama bunu ne kadar öne çıkardıklarını bilmiyorum.
Katar emiri ile Cumhurbaşkanı arasında sıcak bir ilişki var fakat demokrasi yönünü ne kadar öne çıkarıyorlar bilemiyorum. Katar, acil durumlarda yardım etti ama artık sadece yatırım ve cazip yatırım ile gelebilir gibi.
Kurlar yatırım için cazip hale geliyor. Yüzde 30 son dönemdeki devalüasyonla birlikte. Ama nasıl bir ilişki kurulacak o kadarı bilinmiyor şimdilik.
Yılmaz'ın "Katar ile Türkiye arasındaki stratejik iş birliği, bölgesel istikrar ve ekonomik kalkınmaya katkı sağlamaya devam edecek" ifadesi ışığında, Türkiye-Katar ilişkilerinin bölgesel politikalar ve stratejiler açısından nasıl bir önemi bulunmaktadır? Bu iş birliği, Türkiye'nin Orta Doğu'daki politik ve ekonomik duruşunu nasıl etkileyebilir?
Çok fazla etkileyeceğini sanmıyorum yani Katar ile zaten belli bir ilişki var. Katar her ne kadar sermayesi güçlü bir ülke olsa da yani sonuçta ne olabilir, Türkiye bir yandan Cumhurbaşkanı’nın NATO toplantısına gitmeden önce söylediği gibi Avrupa Birliği üyeliğini yeniden canlandırmak istiyor. Ama diğer yandan da bölgeyle yeni ilişki kurmak istiyor.
İkisini nasıl meç ederek, nasıl birbiriyle uyumlandıracak oralarda çelişki olabilir. Yani menfaat çatışması olabilir. Oportünik bir politika izlendiği kesin. Katar’dan daha çok kısa dönem sermaye akımı için kullanılmak isteniyor. Ama Avrupa Birliği’nde ne kadar samimi bilemiyoruz. Zaman zaman böyle şeyler yapabiliyor.
Fırsatçı bir dış politika; yönü, ekseni çok fazla belli olmayan bir politika konusunda devam ediyorlar gibi geliyor bana. Uzmanı değilim tabii dış politikanın ama ekonomik olarak ihtiyaçlara yönelik hareket edildiğini söyleyebilirim.