Enflasyonda önümüzdeki dönemde neler olacak? Al Ain Türkçe Özel
Enflasyonda, eylül ayında temmuz ve ağustosa göre aylık bazda bir yavaşlama görüldü. Peki önümüzdeki dönemde neler olacak? Ekonomist Doç. Dr. Filiz Eryılmaz Al Ain Türkçe’ye değerlendirdi.
Eylül ayı enflasyon rakamları açıklandı. Aylık rakamlar beklentiler doğrultusunda geldi. Yıllık rakam Merkez Bankası’nın yıl sonu beklentisine yaklaştı. Enflasyon rakamlarını ve önümüzdeki döneme ilişkin beklentileri ALB Yatırım Başekonomisti ve Bursa Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Filiz Eryılmaz’la konuştuk.
Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre Tüketici Fiyat Endeksi eylülde yüzde 4,75 artarken, yıllık bazda yüzde 61,53 oldu. Rakamları nasıl değerlendiriyorsunuz? Önümüzdeki döneme ilişkin öngörüleriniz neler?
Genel olarak beklentilerin paralelinde bir rakam geldi. Temmuz ve ağustostaki yüzde 9 bandının yüzde 5’e doğru gerilediğini gördük. Merkez Bankası ücret ve kur artışlarının etkisinin azalacağını söylemişti. Bunun gerçekleşmeye başladığını görüyoruz.
Okulların açılmasıyla eğitimde bir artış görünüyor. Konuttaki artışın sürdüğünü görüyoruz. Petrol fiyatlarındaki artış enflasyonu zorluyor.
Diğer yandan kur artış eğiliminin azalması ve vergi düzenlemelerinin etkisinin azalması aylık enflasyonda ulaştırma ve gıda fiyatlarını rahatlatmış görünüyor.
Aylık enflasyonda bir yavaşlama görüyoruz ama aylık enflasyon geriliyor diye Merkez Bankasında yumuşama beklememek lazım. Merkez Bankası ekimde 500 baz puanlık bir artış yapabilir.
Yıllık enflasyon Merkez Bankası’nın yıl sonu hedefine yaklaştı. Bu şu demek yıl sonu rakam, hedefin üzerinde çıkacak gibi görünüyor. Yüzde 70 gibi görünüyor yıl sonu yıllık enflasyon rakamı.
Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi'nin (Yİ-ÜFE) yıllık enflasyonu yüzde 47,44 seviyesinde. Bu durumun Türkiye'nin üretim kapasitesi ve ihracat performansına ne gibi etkileri olur?
Yurt içi üretici fiyat endeksinde aylık bazda beklentinin altında bir rakam çıktı. Kur kaynaklı olarak çok yükselme olmasa da petrol fiyatları kaynaklı ve sanayideki doğalgaza yapılan zammın etkisi var. Birkaç ay daha bunun etkisini görebiliriz. İmalat verilerinde bir azalma görmüştük. Bunun kaynağı maliyet artışlarıydı. Ücret ve kur etkisi azalırken petrol fiyatları kaynaklı bir artış görebiliriz. Etki zayıflıyor olsa da ÜFE tarafından baskı devam ediyor. Bunun da TÜFE’ye yansımaları oluyor. Üretici maliyetlerindeki artışın sürmesi durumunda bunun üretim ve ihracata yansımaları olacaktır.
Türkiye'nin ekonomik büyüme stratejisi, enflasyon rakamlarıyla birlikte ele alındığında, uzun vadeli yatırımlar ve istihdam açısından neler söylersiniz? Ayrıca, Türkiye’nin genel ekonomik istikrar ve rekabet gücü konusunda önümüzdeki dönemde neler bekliyorsunuz?
Hemen 2024’e odaklanalım. OVP’de 2024’te yüzde 4 büyüme öngörülüyor. Enflasyonda yüzde 35’e doğru bir düşüş bekleniyor. Ama enflasyon hala yüksek. Sene sonunu yüzde 70 gibi kapatacağız. Önümüzdeki haziranda da tepeyi göreceğiz. Önümüzdeki dönemde enflasyon rakamlarını tutturursak enflasyonu tutturamayabiliriz. Büyümeyi tutturursak enflasyonu tutturamayabiliriz. Bu konuda en kritik konu yabancı girişi. Yeterli yabancı girişi olursa enflasyon ve büyüme arasındaki denge sağlanabilir. Burada yabancı girişimi ne kadar güçlü olacak bu önemli.
Ekonomi yönetimi önümüzdeki dönemde daha yüksek yabancı girişi bekliyor. Yabancı girişi ne kadar güçlü olursa, büyümenin içeriği yatırıma ne kadar çekilebilirse sonuçlar da o kadar olumlu olacaktır.
Seçimden bu yana nette 2 milyar dolarlık giriş var. Yabancı bekle ve gör pozisyonunda. ‘Atılan adımlar doğru’ diyorlar. Bu adımların devam edip etmeyeceğini görmek istiyorlar. Politikalar uygulanır kararlılık devam ederse bu girişler artacaktır. Ekonomi yönetimi çok taktire şayan adımlar atıyor. Yabancıların kafalarındaki soru işaretleri giderildikçe para girişi artacaktır. Bu artışın 2024’ün ikinci yarısında hızlanacağını düşünüyorum.
Ekonominin diğer bir önemli gündem maddesi Kur Korumalı Mevduat. Son 5 haftada kur korumalı mevduat hesaplarından 103 milyar lira çıkış oldu. Bu trendin etkileri neler olabilir ve bu trendin devam etmesi durumunda ekonomiye olası etkileri nedir?
Ocaktan bu yana yükselen bir trend vardı, son 5 haftada düşen bir trend var. Çok güçlü olmasa da düşüşe geçmesi önemli. Ekonomi yönetimi döviz dönüşümlü kısım için bir adım atmıyor. Oraya dokunup yatırımcıyı rahatsız etmek istemiyor. Adımlar TL dönüşümlü kısım üzerinden geliyor. Bu çıkışın daha da artması için yatırımcıya güçlü bir faiz veriyor olmanız lazım. Bu faizler yüzde 60-65'e çıkara KKM’den çıkış daha da artabilir. Rakamlar henüz açıklanmadı ama bence KKM’den en büyük çıkış geçen hafta yaşanmış olabilir. Çünkü asgari faiz sınırı kaldırıldı.
Döviz dönüşümlü KKM hesapları konusunda adım atmak için rezerv birikimi önemli. Çünkü rezerviniz güçlü olursa bu çıkışta kuru kontrol altında tutma gücünüz olur. Ekonomi yönetimi, bu konuda kurun istikrarlı hale gelmesini, rezervlerin artırılmasını ve piyasalara daha fazla güven verilmesini bekliyor. Bu kısımdaki adımlar ancak ondan sonra atılacaktır.
Türk lirası mevduatlarının teşvik edilmesi ve politika faizinin artırılması ile kur korumalı mevduat hesaplarından çıkış eğiliminin artması arasındaki ilişkiyi açıklar mısınız? Türk lirası güçlendiğinde kur korumalı mevduat hesaplarının önemi azalıyor mu?
İnsanlar kur getirisi sağlamak ve parasının kurdaki yükselişlerde erimesini engellemek için KKM’ye para yatırdı. Ama kur eskisi gibi artmıyor. Örneğin yıl sonu hedefi 30 TL, bu çok büyük bir getiri sağlamayacak.
TL Mevduat faizi artarsa, insanlar diğer tarafta kur getirisi olmadığı için TL’ye kayar. Çünkü TL’de daha fazla bir gelir elde edecektir.
TL mevduat faizini artırdığınızda, TL’yi güçlendirmiş dolaylı olarak da kuru baskılamış olursunuz. TL güçlendikçe kurun getirisi azalacaktır. TL’nin getirisi yüksek olduğunda da yatırımcı buraya kayacaktır. Bunlar tamamen birbiriyle bağlantılı dinamikler. KKM’nin cazibesi azaldıkça da buradan çıkışlar artacaktır.