Ekonomist Demirel, Morgan Stanley raporunu değerlendirdi | Al Ain Türkçe Özel
Ekonomist Baki Demirel, Morgan Stanley’in Türkiye’ye ilişkin yayınladığı rapor hakkında Al Ain Türkçe’ye değerlendirmelerde bulundu.
ABD Uluslararası Yatırım Bankası Morgan Stanley ekonomistleri dün yayınladığı raporda, Türkiye Merkez Bankası'nın (TCMB) ekim ayında faiz oranlarını 500 baz puan artırarak yüzde 35 seviyesine çıkarmasını beklediklerini açıkladı.
Yeni ekonomi ekibi ve geleneksel politikaya dönüşün Türkiye ekonomisinde makroekonomik istikrarı iyileştireceğini belirten rapor, aynı zamanda yüksek enflasyonun sıkılaştırma adımlarını gerektirdiğine işaret ediyor.
Rapor, yerel seçimlerin sıkılaştırma sürecini yavaşlatabileceği ve enflasyon üzerinde yukarı yönlü riskler oluşturabileceği uyarısında da bulunuyor.
Raporda öne çıkan değerlendirmeler şöyle:
- Yeni ekonomi ekibi ve daha geleneksel bir politika çerçevesine geçiş, makroekonomik istikrar için beklentileri iyileştirdi. Ancak zorluklar devam ediyor.
- Politika normalleşmesi yolunda gidiyor ancak zaman alacak. Edindiğimiz izlenime göre, yeni ekonomi yönetiminin geleneksel politikalara yönelmesine geniş bir destek var.
- Seçim sonrası politika değişikliğinin ilk sonucu olarak resmi rezervlerde kayda değer bir toparlanma, kredi makaslarında önemli bir sıkılaşma, bankaların ve şirketlerin dış finansmana erişiminde bir iyileşme görüldü.
- TL mevduat ve kredi faizlerindeki artış ve kredi büyümesindeki keskin yavaşlama ile birlikte, yerel halkın döviz talebi azaldı ve iç talep güçlü seviyelerden yavaşlama işaretleri gösterdi.
- KKM de dahil olmak üzere karmaşık bir dizi geleneksel olmayan araçla ilgili zorluklar devam ederken yüksek ve kalıcı enflasyon sıkılaştırma adımlarının devam etmesini gerektiriyor.
EKONOMİST DEMİREL RAPORU DEĞERLENDİRDİ
Ekonomist Baki Demirel, Morgan Stanley’in TCMB'nin faiz oranlarını 500 baz puan artırarak yüzde 35 seviyesine çıkarmasına ilişkin değerlendirmelerini Al Ain Türkçe ile paylaştı.
Faiz artışının Türkiye ekonomisinde makroekonomik istikrarın sağlanmasına ve yatırımcı güveninin artmasına nasıl katkı sağlayabileceğine ilişkin konuşan Demirel, “Küresel sermaye aktörleri için yüzde 35 söylemi bir süre sonra yeterli bulunmayacaktır” dedi.
Faiz ve enflasyon arasında güçlü bir ilişki olduğu yönündeki fikri doğru bulmadığını belirten Demirel, “Enflasyon nedeni olarak talebi ve kamu açıklarını görür ve buna göre araçlar kullanır, bölüşüm sorununu büyütürseniz makro istikrarı da fiyat istikrarını da sağlamak güçleşir” ifadelerini kullandı.
Demirel, Türkiye’nin yeni ekonomi yönetiminin geleneksel politikalara yönelmesinin, uluslararası finans kuruluşları ve yerel yatırımcılar nezdinde Türkiye ekonomisine olan güveninin nasıl etkileyeceğine de değindi.
“SERMAYE RİSK GÖRDÜĞÜNDE ÜLKEYİ TERK EDER”
Uluslararası bankaların değerlendirmelerine dikkat çeken Demirel, “JP Morgan’ın Türkiye raporu gayet olumlu” diyerek JP Morgan’ın da raporuna hatırlatma yaptı.
Türkiye’ye yapılan yatırımlara ve ekonomi alanında yapılan görüşmelere ilişin de konuşan Demirel şunları söyledi:
“Küresel finans, ekonomiyi istediği gibi şekillendirmek isteyecektir. Sermaye risk gördüğünde ülkeyi terk edebilir”