Ekonominin “ocak ücret zammı” sınaması / Al Ain Türkçe Özel
İşçi, memur, asgari ücretli, emekli... Hepsi ocak ayında yapılacak zammı bekliyor. Diğer yanda ise enflasyonla mücadele var. Ekonomist Ramazan Çınar, Al Ain Türkçe’ye ekonominin ocak sınamasını değerlendirdi.
Türkiye ekonomisi, ocak ayında yaşanacak zamlarla sınanacak. Asgari ücretle çalışanlar, memur ve emekliler ciddi bir zam beklentisinde... Yapılacak zamların enflasyonla mücadeleye olumsuz yansıyacağı endişeleri var. Konuyu Ekonomist Ramazan Çınar’la konuştuk.
Şu anki enflasyon rakamlarına göre, memur ve emekli maaşlarına yüzde 35-50 arası değişen bir zam yapılması kesin gibi görünüyor. Bu ücret artışları ekonomiye nasıl yansır?
Her yıl başında zamların ne kadar olacağı merak konusu oluyor. Geçtiğimiz yıl yüksek enflasyon nedeniyle asgari ücrete iki kez zam yapıldı. Yapılan zamlar sonrası ise alım gücünün artmadığı birkaç ay sonra net bir şekilde görüşmüş oldu.
Mesele burada aslında zamların miktarından çok enflasyon ile yapılan mücadeledir. Seçim sonrası değişen politikalar ve uygulamalar ile enflasyon ile mücadele edilmeye başlandı. Daha doğrusu iç talebin önüne geçilerek enflasyonun hızının azalması sağlandı.
Ücret artışları maalesef daha yüksek zam olarak tüketiciye yansıyor. Üretici asgari ücret zammını fiyatlara yansıtıyor. Ürünler zamlanıyor, ücret zamları tüketiciye zam olarak geri dönüyor.
Ne kadar yüksek zam yapılırsa yapılsın alım gücü artmadığı sürece bu kısırdöngü devam edecektir. Asgari ücrete önümüzdeki yıl tek zam yapılacağı için çok fazla bir artış olmasını beklemiyorum.
Yapılacak artışlar enflasyonla mücadeleyi nasıl etkiler ve etkinin boyutu ne olur?
Maalesef kısır bir döngünün içindeyiz. Ücretlere yapılan zamlar ve bunun fiyatlara yansıma ile devam ediyoruz. Günün sonunda alım gücünün azaldığı bir süreç yaşıyoruz.
Artan faizler bir nebze de olsa iç talebin dengelenmesini ve enflasyonun hızının kesilmesini sağladı. Bu yüzden 2023’te olduğu gibi bir süreç olmasını beklemiyorum. Ama yine de yapılan zamlar sonrası fiyatlarda artışlar olması muhtemel, bu da enflasyona neden olmaya devam edecektir.
Zaten ücretlerin Gayri Safi Yurt içi Hasıla’dan aldığı payın da giderek azaldığını görüyoruz. Bu durum da bize alım gücünün azaldığını gösteriyor.
Bir yanda insanların hayat standartlarını iyileştirme diğer yanda enflasyonla mücadele var. Bu dengeyi sağlamak için nasıl bir yol izlenmeli, oran ne olmalı?
Şu an öncelikli olan konu enflasyonun hızının kesilmesi ve iç talebin azalmasıydı. Artan faizler ile bu durum aslında dengelendi. Özellikle Araç ve konut piyasasında oluşan köpük bir nebze olsa giderildi. 2 el fiyatlarının sıfır fiyatlarının üzerinde seyretmesi durumu ortadan kalktı. Hükümetin önceliği enflasyonun azalması.
Seçim sonrasına dikkat etmek gerekiyor. Döviz kurlarında yaşanabilecek artışlar hayat pahalılığının artmasına alım gücünün azalmasına neden olabilir. Enflasyonla mücadele kapsamında seçimlerden sonra ara zam yapılmayacağını düşünüyorum.
Öncelikle herkesin enflasyon ile mücadele edildiğine inanması ve ileri talebin öne çekilmesinin önüne geçilmelidir. İnsanlar fiyatlar daha da yükselecek diye ilerleyen dönemdeki ihtiyaçlarını erkene çekiyor. Enflasyon dengesi sağlandıktan sonra alım gücümüzde de bugünkü kadar düşüşler olmayacaktır.
Şu kadar zam yapılırsa bu dengeye girer demek çok kolay değil burada önemli olan alınan kararların uzun vadeli olması, piyasaya güven ve öngörülebilirlik vermesi.
Yeni ekonomik politikalara baktığımızda Merkez Bankası’nın artık piyasa ile uyumlu, hatta beklentinin üzerinde kararlar alması güven açısından olumlu...