TBMM'de ekonomi ve yeni anayasada hangi adımlar atılacak? / Al Ain Türkçe Özel
Yeni yasama yılı için öne çıkan iki başlık ekonomi ve yeni anayasa. Al Ain Türkçe, bu iki konuda hangi adımların öne çıkacağını uzmanlarına sordu.
Türkiye Büyük Millet Meclisi, 1 Ekim Pazar günü yeni yasama yılına başlayacak. Yeni dönemin öne çıkan iki başlığı ekonomi ve yeni anayasa olacak. Bu iki başlığı Doç. Dr. Filiz Eryılmaz ve Gazeteci Yazar Celal Kazdağlı ile konuştuk.
Yeni dönemin en önemli başlığı ekonomi olacak. Ekonomi yönetiminin yapacağı yasal düzenlemeler ve Meclis’le uyumu önemli. ALB Yatırım Başekonomisti ve Bursa Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Filiz Eryılmaz Al Ain Türkçe’nin bu konudaki sorularını şöyle cevapladı;
TBMM'nin yeni yasama yılına 'ekonomi' gündemiyle başlaması planlanıyor. İktidarın bu dönemde özellikle hangi ekonomik yasalar ve yasal düzenlemeler üzerinde odaklanması bekleniyor?
Meclis açılınca ekonomiyle ilgili yasal düzenlemelerin ve bakanlıklar tarafından hazırlanan yeni teklif ve düzenlemelerin torba teklif şeklinde sunulması bekleniyor. Kuşkusuz en çok merak edilen ve beklenen düzenleme emekli maaşlarıyla ilgili olan çalışma. Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın ortak hazırlayacağı düzenleme bence en önemli düzenleme olacak. Düzenlemenin içeriği ve ne zaman hayata geçirileceği merakla bekleniyor.
Yeni ekonomi yönetiminin OVP’de ortaya koyduğu bir yol haritası var. Dönüşüm ve dengelenme adımları, ihracatı destekleme, ithalatı dengeleme amaçları var. Bu amaçlara yönelik gerekli düzenlemeler yapılacak.
Ekimde 12. Kalkınma Planı’nın da Meclis’e sunulması bekleniyor. Bu da ekonomi açısından oldukça önemli.
Vergi konusunda bu yıl içinde bir düzenleme beklemiyorum. Ek bütçeye baktığınızda yeni düzenleme gelebileceği görülüyor ama Mehmet Şimşek çok açık şekilde dolaylı vergilerde yıl başına kadar bir artış yapmayacaklarını söyledi. Ama doğrudan vergilerin artırılması yönünde düzenlemeler olabilir. Bunları daha çok orta ve uzun vadede bekliyorum.
Yılbaşından sonra, 2024 ortalarına doğru çok daha net düzenlemeleri göreceğimiz kanaatindeyim. Bireysel tüketimi kısan, üretimi artıran düzenlemeler olacak. İhracatı artıran, kobilere destek veren, yatırımı artıran düzenlemeler bekliyorum. Bu alanlardaki kredilerin kolaylaştırılacağını tahmin ediyorum.
Yastık altın düzenlemesi de dile getirildi. Türkiye’de yastık altında 3 bin 500-4 bin ton arası altın olduğu tahmin ediliyor. Değeri geçen yıl 350 milyar dolar olarak tahmin edilmişti. Altın fiyatının artmasıyla bu yıl meblağ daha da yükseldi. Hane başına 105 çeyrek altın düşüyor. Bunun ekonomiye kazandırılması oldukça önemli.
Katsis denen bir sistem var. Çalışmakta olan bu sistemde kuyumcuya gidiyorsunuz. Altınınızı veriyorsunuz. Kuyumcu gram altın cinsinden bankada bulunan altın hesabınıza aktarıyor. Birincisi çalınma riski ortadan kalkıyor. Aynı zamanda bankadan bazı avantajlar elde ediyorsunuz. İsterseniz para olarak çekebiliyorsunuz, isterseniz kur korumalıya da dönüştürebiliyorsunuz. Bence bu sistem üzerinden bazı avantajların sağlanması gündeme gelecek. Yastık altındaki altının yüzde 10’unu çıkarabilseniz 35 milyar apar. Yatırımcıyı ikna etmeniz, güven sağlamanız önemli. Bu güven sağlanırsa oradan ekonomiye büyük bir katkı aktarılabilir.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan'ın ekim ayında milletvekillerine ekonomi ve para politikası hakkında bir sunum yapması planlanıyor. Bu sunumun, iktidarın ekonomi politikalarına ve Meclis'in gündemine nasıl bir etkisi olabileceğini düşünüyorsunuz?
Her şeyden önce şu ana kadar merkez Bankası bazı adımlar attı. Adımlar oldukça doğru. Fakat en çok eleştirildiği yer iletişim noktasında yetersizlik oldu. Bu tür sunumlarla iletişim konusundaki açık kapatılmış olacak.
Diğer yönü eşgüdüm ve koordine konusu. Bu bağlamda Erkan’ın Meclis’e gidecek olması önemli. Milletvekillerine bilgi verecek, ayrıntılı bir sunum yapacak, soruları cevaplayacak. Tüm bunlar Meclis’le ekonomi yönetiminin eşgüdümlü çalışması noktasında önemli katkı sağlayacaktır. Güven verir, öngörülebilirliği artar. Merkez Bankası’nın güvenilirliğine katkı sunar. Bu eşgüdümü ve koordinasyon meselesi çok önemseniyor. Birikmiş sorunların çözülmesi için beklentileri yönetmek güven vermek çok önemli. Bu konuda ekonomi yönetimi çok olumlu adımlar atıyor.
İKİNCİ GÜNDEM YENİ ANAYASA
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin yeni dönemdeki önemli başlıklarından biri de yeni anayasa olacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan bu konudaki çağrısını her fırsatta yineliyor. Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’tan da aynı yönde çağrı geldi. Peki bu çağrılara muhalefet nasıl cevap verecek? Bu konuyu da Gazeteci Yazar Celal Kazdağlı’ya sorduk.
İktidarın Anayasa değişikliği teklifi konusunda yürüteceği görüşmeler ışığında, muhalefetin bu teklife nasıl bir tepki vermesi ve hangi stratejileri benimsemesi olasıdır?
Muhalefet iktidardan gelen anayasa teklifini muhtemelen seçim sonrası görüşelim diyecektir. Bunun seçime yönelik bir kampanya olarak kullanılacağına yönelik bir intibaya sahipler.
CHP ve İYİ Parti seçim öncesi müzakereye yanaşmayacak gibi görünüyor. Parlamenter sisteme dönüşü ön şart olarak dile getiriyorlar. CHP kurultaylar bitmeden bu konuda bir cevap oluşturamaz. Ancak aralık ayında anlamlı bir cevap gelebilir. Zaten o dönemde de seçim takviminin başlamasına çok kısa bir süre kalmış olacak.
Yeni anayasa yapma fikrine en yakın duran parti Yeşil Sol olacak gibi görünüyor. Onların bazı görüşmelerinin olacağını düşünüyorum. Bu konuda kendi tekliflerini de dile getirerek müzakereye yöneleceklerini düşünüyorum. Yeşil Sol Parti ile yapılacak bir müzakere nasıl olacak onu göreceğiz. Bir önceki temasta MHP buna tepki göstermemişti.
DEVA, Gelecek, Saadet gibi partiler de prensipte yeni anayasaya ihtiyaç olduğunu kabul ediyor. Ancak bu partilerin de seçim sonrasını işaret edeceğini düşünüyorum.
Türkiye’nin bir anayasaya ihtiyacı var. Ama bunun konuşulması seçim sonrasına kalacak gibi görünüyor. Seçim döneminde partilerin bu konuya bakışı net bir şekilde ortaya çıkacaktır.
Yeni bir Anayasa'nın yapılması durumunda, Türkiye'nin hukuki ve siyasi dinamiklerine ne gibi katkılar sağlayabileceği konusunda ne düşünüyorsunuz?
Eğer gerçekten büyük çoğunlukla bir anayasa yapılabilirse bu Türkiye’nin ufkunu genişletir, dinamizminin artırır. Yeni bir heyecan ortaya koyar. Toplum bir anayasa yapmayı başarabilme, ortak iş yapabilme moraliyle bundan sonraki döneme daha olumlu bakacaktır. Toplumun birlikte hareket etme, farklılıklarına rağmen bir arada kalma potansiyelini artıracaktır. Bir araya gelip yeni anayasa yapmayı başaran bir siyaset kurumu da yeni ortak çalışmaların önünü açabilir.