Ege Denizi'nde deniz çayırları alarm veriyor
Ege Denizi'ndeki deniz çayırları tehlike altında. Prof. Dr. Ergün Taşkın, deniz çayırlarının ekosistemdeki önemi, karbon depolama kapasitesi ve biyoçeşitlilik konularında uyarılarda bulundu.
Deniz çayırları, "denizlerin akciğerleri" olarak nitelendiriliyor ve çeşitli deniz canlıları için de barınak oluşturuyor.Ege Denizi, Türkiye'nin deniz çayırları için önemli bir yaşam alanı. Prof. Dr. Ergün Taşkın, deniz çayırlarının karbon depolama kapasitesi ile ön plana çıktığını ve biyoçeşitliliğin korunmasına da katkı sağladığını belirtti.
Yayılım ve tehlikeler
Prof. Dr. Taşkın, deniz çayırlarının en yoğun Ege Denizi kıyılarında olduğunu, ardından Akdeniz, Marmara ve Karadeniz'de yayıldığını söyledi. 1960'lı yıllardan bu yana, Türkiye genelinde ve Ege Denizi özelinde, deniz çayırlarının birçok tehdit altında olduğuna dikkat çeken Taşkın, "TÜBİTAK 1001 projesi kapsamında yaptığımız çalışmalarda, Ege Denizi'nde çayırların birçok noktada alt yayılış limitinin etkilendiğini tespit ettik," diye konuştu.
Derinlik ve çekilmeler
Deniz çayırlarının yaşam alanının 0 ila 45 metre derinlikte olduğunu belirten Prof. Dr. Taşkın, son yıllarda yaptıkları ölçümlerde bu derinliğin 20 metrelerde olduğunu tespit ettiklerini kaydetti. Taşlın, özellikle son 10 yılda deniz çayırı alanlarında ciddi şekilde gerilemeler olduğunu ve İzmir Ildır'da 2-3 metrelik bir çekilme gözlemlediklerini söyledi.
Çevresel faktörler
Prof. Dr. Ergün Taşkın, deniz çayırlarının azalmasının birçok nedeni olduğunu, bu nedenler arasında küresel ısınma, artan kirlilik, balıkçılık ve turizm faaliyetlerinin yer aldığını ifade etti. Ayrıca, "suda artan bulanıklık, ışığı keserek oksijen üretmelerini ve sağlıklı gelişmelerini engelliyor," diye konuştu.
Yabancı istilacı türler
Deniz çayırlarının kıyılara çekilmesinin nedenlerinden birinin yabancı istilacı türler olduğunu belirten Taşkın, bu türlerin büyük oranda Süveyş Kanalı ve gemi balast suları aracılığıyla Ege Denizi'ne geldiğini söylüyor. Taşkın, "Bu istilacı türler, örneğin bir deniz kestanesi ve birçok balık, deniz çayırlarına otlanma yoluyla ciddi zararlar verebiliyor," dedi.
Deniz çayırlarının geleceğini korumak için Prof. Dr. Taşkın, atık suların minimuma indirilmesi, balıkçılık faaliyetlerinin 40 metre altına çekilmesi, koruma alanlarını artırılması ve ekolojik şamandıra sistemine geçilmesi gibi önerilerde bulunarak, "Süveyş Kanalı'ndan giriş yapan türler uluslararası bir sorun ve çözüm için mutlaka uluslararası işbirliği olması gerekiyor," diye konuştu.