DZ Bank: Türk lirasındaki değer kaybının nedeni siyasi, sebebi Erdoğan
TL yüzde 60 değer kaybetti ve nedeni siyasi.
Güney Afrika para birimi Rand ile Türk lirası uzun yıllar paralel değişim gösterdi ve gelişmekte olan ülkeler için baz alındı. 2016 Eylül’ünden bu yana ise yolları ayrıldı. TL yüzde 60 değer kaybetti ve nedeni siyasi. (8 Ekim itibariyle TL’nin Dolar karşısındaki değer kaybı yüzde 73)
Türk Lirası’ndaki değer kaybı sürüyor. DW Türkçe’nin haberine göre son haftalarda Almanya’da Türkiye ekonomisine yönelik analizlerde Berat Albayrak’ın hâlâ “Erdoğan’ın damadı ve Maliye Bakanı” diye anılması, Türkiye Maliye Bakanı’nın izlediği politikayla uluslararası piyasalarda güven sağlayamadığına yoruluyor.
Türk Lirası’ndaki değer kaybı, Alman DZ Bank’ın uluslararası döviz piyasalarına ilişkin bir araştırmasında da detaylı biçimde büyüteç altına alınıyor. Araştırmayı hazırlayan analist Sören Hettler, liradaki değer kaybını, 2006’dan bu yana paralel değişim sergileyen Güney Afrika para birimi rand ile karşılaştırarak inceliyor. Hettler, 2006’dan bu yana lira ile rand arasındaki korelasyonu, her iki para biriminin siyasi ve ekonomik gelişmelerden etkilenişlerini ve kaydettikleri değer kaybını nedenleriyle ortaya koyuyor ve yakın zamana dair beklentiler konusunda öngörülerde bulunuyor.
Hettler’in hazırladığı DZ Bank araştırmasına göre, Güney Afrika Randı son dört senede dolar karşısında yaklaşık yüzde 20 gibi büyük değer kaybına uğradı ancak Türk Lirası daha da olumsuz bir gelişme göstererek aynı zaman diliminde yaklaşık yüzde 60 değer kaybetti. (8 Ekim itibariyle söz konusu oran yüzde 73)
Araştırmaya ilişkin DW Türkçe’ye konuşan Hettler, bu gelişmenin nedeninin siyasi olduğunu söylüyor ve merkezinde de Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yer aldığını belirtiyor. Hettler, liranın değer kaybına iki önemli faktörün yol açtığı görüşünde. Bunlardan ilkinin “Erdoğan’ın Türkiye’yi 2016 sonundan itibaren otoriter bir ülkeye çevirmesi” olduğunu söylüyor. Merkez Bankası’nın bu politikadan payını aldığını, kurumun artan fiyat baskısı ve liranın zayıflamasına rağmen, siyasi iktidarın istemediği faiz artırımına gitmekte devamlı çekimser davrandığına işaret ediyor ve bu durumun uluslararası yatırımcıların güvenini sarstığını kaydediyor.
Erdoğan’ın yok olan güveni tesis etmek yerine devamlı çatışma içine girdiğini, dikkatleri ekonomik sorunlardan başka tarafa çekmek ve yerini sağlamlaştırmak için de dışarda gerilimi tırmandırdığını düşünüyor. Hettler, “Uluslararası yatırımcıların kararlarını bir ülkedeki demokrasinin veya basın özgürlüğünün durumuna bağlı almadığı bilinir ancak Türkiye Merkez Bankası’nın bağımsız hareket etmesini engellemesiyle Erdoğan kırmızı çizgiyi aştı” diye rapor ediyor.