Dünya barışı ve iklim sorunları aynı madalyonun iki yüzü
Çad'ın Sahel bölgesinde açlığın eşiğindeki insan sayısı son 10 yılın en yüksek seviyesine çıktı. Yerinden edilenlerin sayısı da neredeyse yüzde 400 arttı.
Bu durum, yoksulluk, eşitsizlik, silahlı çatışma ve göç gibi bir takım başka krizin şiddetlenmesine yol açıyor. Bu gibi sorunların hem Afrika'nın Sahel bölgesindeki insanlar hem de uluslararası güvenlik üzerindeki etkileri vahim olabilir.
İklim değişikliği ve diğer çevresel sorunların, açlık ve yoksulluğun, göç ve güvenliğin iç içe geçmesi Sahel bölgesiyle sınırlı olmaksızın dünyanın farklı bölgelerini de etkiliyor. Dolayısıyla bu krizleri ortadan kaldırabilmek için birbiriyle ilişkili çözümler bulunmalı.
Bugün, iklim değişikliğine yönelik eylemlerin gıda güvensizliğini, eşitsizliği veya çatışma risklerini artırmaması gerek. Aynı anda birkaç hedefe ulaşılmasına katkıda bulunmalı. Barış inşası aynı zamanda iklime duyarlı, kapsayıcı ve adil olmalı. Zira barış inşasının uzun vadede başarılı olabilmesinin tek yolu iklimden geçiyor.
Bağlantılı dünyamızda, küresel tedarik zincirleri ve sistemleri, yerel aksaklıkların binlerce mil uzaklığına bile yıkıcı sonuçlara yol açabileceği anlamına geliyor.
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİYLE MÜCADELEDE ESNEKLİK ÖNE ÇIKIYOR
Esneklik, kasırga gibi ani şoklar ve her türlü strese dayanma ve üstesinden gelme anlamına geliyor. Ya da zamanla ekinleri ve geçim kaynaklarını tehdit eden düşük yağışlarla başa çıkabilmek.
Aslında iklim değişikliği, bazen kırılma noktasını aşmış olan en savunmasız toplulukların bazılarının dayanıklılığını test ediyor. Onlar, Sadece sellerin, fırtınaların, kuraklıkların ve sıcak hava dalgalarının yükünü taşımıyor. Ancak gıda güvenlikleri ve geçim kaynakları etkilendiğinde başvurabilecekleri güvenlik ağları ve kaynakları da yok.
Söz konusu bu toplumlar için esnekliğin oluşturulması kaçınılmazdır. Bu nedenle, en savunmasız toplulukların ve ailelerin bilinmeyene hazırlanmasına yardımcı olmak, etkili, hatta devrimci bir dönüşüm sağlayabilir. Örneğin, iklimle ilgili risklere ilişkin farkındalığı yaratmak gibi. Sürdürülebilir tarım ve üretim konusunda eğitim vermek de söz konusu o toplumlar için etkili olabilir.
Gıda üretimi merkezli toplum eylemi, genel toplum esnekliğini artırmanın en iyi yollarından biridir.
Gıda güvenliği, üretimi ve geliri aşırı koşullara karşı daha dayanıklı hale getirerek geliştirilebilir. Barış için yeni bir getirisi olan sosyal uyumu teşvik etmeye yardımcı olunabilir.
Özellikle ormansızlaşma ile toprak ve suyun kötü yönetimi tarım arazilerini yoksullaştırdığından dolayı yenilenebilir tarıma yönelmek bir başka bir çözüm olarak karşımıza çıkıyor.
Çad'ın Sahel bölgesinde, dünyanın çoğu yerinde olduğu gibi, toprak bozulması ciddi bir sorundur.
Dünyadaki toprakların yarısından fazlası orta ila ciddi derecede bozulmuştur. Bu, karbon içeriklerini azalttığı için, iklim krizinin ana itici gücü olarak öne çıkıyor.
Dolayısıyla Toprak yenilenmesi sadece tarımsal üretimi artırmakla kalmaz, aynı zamanda atmosferdeki karbonu da çeker.
Basit, düşük teknolojili çözümler, Sahel'de yağış az olsa bile başarılı oldu.
Nispeten az sosyal ve teknik destekle, küçük çiftçiler iklim eyleminin ve dayanıklılığın aktörleri haline gelebilir.
YEŞİL VE KAPSAYICI BÜYÜME, ADİL VE BARIŞÇIL BİR GEÇİŞİN ANAHTARIDIR
Daha sürdürülebilir ekonomilere geçiş, iklim değişikliğini yavaşlatmak için çok önemlidir. Ancak sosyal sürdürülebilirlik, çevresel sürdürülebilirlikten ayrılamaz.
Adalet ve barış zorunluluklarını yok sayan veya tehlikeye atan herhangi bir geçiş başarısızlığa mahkumdur.
Dönüşüm sadece iklimle ilgili değil, insanlarla da ilgili, sadece büyümeyle ilgili değil, aynı zamanda evrensel onurlu bir yaşam hakkı ve nesillere daha parlak bir gelecek sunma fırsatı ile ilgili.