Dünya Bankası Türkiye için 4 milyar dolar kaynak sağlıyor
Dünya Bankası, Türkiye'de deprem bölgesi için 1 milyar dolarlık ek kaynak sağlayarak toplam desteğini 4 milyar dolara çıkaracağını açıkladı.
Dünya Bankası Türkiye Ülke Direktörü Humberto Lopez, Türkiye'deki deprem bölgesi için ayrılan toplam finansmanın 4 milyar dolara ulaşacağını duyurdu. Lopez, şu ana kadar depremden etkilenen bölgeye 3 milyar dolar kaynak sağlandığını belirterek, bu yıl 1 milyar dolar daha ayırılacağını ifade etti. Ayrılan bu kaynak, altyapı projeleri, sağlık tesisleri ve su dağıtım sistemlerinin geliştirilmesi gibi kritik alanlarda kullanılacak.
Lopez, deprem bölgesinde özel sektörü desteklemek adına çalışmaların da hızla devam ettiğine dikkat çekti. Uluslararası Finans Kurumu (IFC) ile işbirliği halinde, depremden etkilenen özel sektör şirketlerine nakit akışı sağlanması için yoğun çaba sarf edildiği aktardı.
Türkiye'nin lojistik merkezi olma hedefi
Humberto Lopez, Türkiye'nin lojistik bir merkez haline gelme çabasına vurgu yaparak şu ifadeleri kullandı: “Türkiye’nin stratejik konumu, bu hedefe katkı sağlıyor. Ülke fiziksel olarak bir köprü olmanın yanında, jeopolitik olarak da batıya yönelik ilerleyen bir yapı sergiliyor.” Lopez, enerji projelerine de dikkat çekerek, güneş ve rüzgar enerjisinin artan etkisini vurguladı ve bu enerji kaynaklarına yönelimin kömür ve doğal gaz gibi ithalatı azaltarak ödeme dengelerini iyileştireceğini belirtti.
Enerjide maliyetlerin düşmesiyle Türkiye’nin çok daha rekabetçi bir yapıya kavşağını ifade eden Lopez, altyapı projelerinin de bu kapsamdaki önemini dile getirdi.
Altyapı projeleriyle bölgesel bağlanabilirlik artıyor
Lopez, Türkiye’nin altyapı projelerindeki etkinliğine vurgu yaparak, Orta Koridor, Kalkınma Yolu Projesi ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü üzerinde raylı sistem kurulması gibi büyük çapta projelerin ülkenin büyük bir coğrafyayı birbirine bağlama potansiyelini artırdığını söyledi. Ülkenin elektrikli demir yolu taşımacılığını yaygınlaştırma hedeflerine destek olmak amacıyla Dünya Bankası tarafından 660 milyon dolarlık bir finansman sağlandığını hatırlattı.
“Bu projeler sadece düşük karbon salınımı ile ilgili değil, aynı zamanda bölgesel maliyetleri düşürmeye yönelik kritik adımları da içeriyor” diyen Lopez, lojistik ağın modernize edilmesi için çalışmaların devam ettiğini belirtti.
Türkiye ekonomisine uluslararası ilgi
Uluslararası Finans Kurumu (IFC) Türkiye ve Orta Asya Direktörü Wiebke Schloemer, Türkiye’nin uluslararası kalkınma projelerindeki önemine vurgu yaptı. “Türkiye bir referans noktası. Buradaki başarılı uygulamalar, dünyadaki diğer ülkeler için örnek teşik ediyor” diyen Schloemer, kalkınma projelerinin Türkiye’nin ekonomik istikrarına büyük katkı sağladığını ifade etti.
Deprem bölgesindeki özel sektör desteklerinin de altını çizen Schloemer, “Özel sektörün faaliyetlerinin devam etmesi bölge ekonomisinin canlılığı için kritik. Çalışmaların odak noktasında prodüktivitenin korunması ve istihdamın sürekliliği var” dedi.
Makroekonomik iyileşmeler ve geleceğe dair beklentiler
Schloemer, Türkiye ekonomisindeki makroekonomik ıyileşmelerin uluslararası yatırımcılar tarafından dikkatle takip edildiğini belirtti. Özellikle Kredi Risk Primi (CDS) oranlarındaki düşüşü dikkat çekici olarak nitelendiren Schloemer, “600 seviyelerinden 270’lere gerileyen CDS oranları, alınan önlemlerin başarılı olduğunu gösteriyor” dedi.
Enflasyon beklentilerine dair konuşan Schloemer, belirli bir rakam telaffuz etmese de kayda değer bir düşüş beklentisi içinde olduklarını ifade etti. Orta Vadeli Plan’ın öngörülebilirlik açısından kritik bir rol oynadığını aktaran Schloemer, yatırımcı güveninin sağlanması için ekonomik politikalarda sürekliliğin önemine dikkat çekti.
“Türkiye herhangi bir ülke değil, önemli bir ekonomi”
Schloemer, Türkiye’nin büyük ve gelişmekte olan önemli bir ekonomi olarak uluslararası alanda dikkatle takip edildiğini belirtti. “Türkiye, Londra ve New York gibi finans merkezleriyle yakın işbirliği halinde çalışıyor. Güçlü ekonomik potansiyeli ve jeopolitik konumu, yatırımcıların ilgisini çekmeye devam ediyor” dedi.
Türkiye ekonomisinin uluslararası arenada bir referans noktalarından biri haline geldiğini ifade eden Schloemer, büyüyen iş gücü ve dinamik iç piyasanın ülkenin ekonomik başarısını destekleyen faktörler olduğunu söyledi.