Downing Street’te İhvan Dosyası: Terör Listesine Alınma İhtimali Güçlendi
Londra, Müslüman Kardeşler’in ülke içindeki faaliyetlerini en kapsamlı şekilde mercek altına aldı. Hükümetin başlattığı inceleme, örgütün terör listesine alınması ihtimalini her zamankinden daha güçlü hâle getiriyor.
İngiltere, son yıllarda hem iç güvenlik yapısında hem de dış politikada etkileri hissedilen radikal yapılanmalar konusunda yeni bir sürecin eşiğinde bulunuyor. Başbakan Keir Starmer’ın sözcüsünün The National gazetesine yaptığı açıklama, hükümetin Müslüman Kardeşler’e (İhvan) yönelik politikasında önemli bir kırılmaya işaret ediyor. Sözcü, örgütün terörle mücadele yasaları çerçevesinde ayrıntılı bir incelemeden geçtiğini ve bu değerlendirme sonucunda örgütün “terör listesine alınmasının” artık masada bulunduğunu doğruladı.
Bu ifadeler, İngiltere’nin uzun yıllardır tartıştığı bir dosyanın yeniden açıldığını ve bu kez sürecin daha kararlı ilerlediğini gösteriyor.
Washington’ın baskısı Londra’yı zorluyor
İngiltere’deki incelemenin hız kazanmasında, ABD yönetiminin attığı adımların belirleyici olduğu yorumları yapılıyor. Başkan Donald Trump’ın Müslüman Kardeşler’in farklı ülkelerdeki yapılanmalarını “yabancı terör örgütü” olarak sınıflandırmaya yönelik girişimleri, transatlantik hatta yeni bir baskı dinamiği oluşturmuş durumda.
Londra, bir yandan Washington’ın siyasi yönlendirmelerini, diğer yandan Avrupa güvenliğini tehdit eden radikal ağların yeni yapılanmalarını dikkate almak zorunda kalıyor.
İç güvenlik birimlerinden artan uyarılar
İngiltere’de güvenlik birimleri, Müslüman Kardeşler’in yıllar içinde “hayır kuruluşları, danışmanlık ağları ve siyasi platformlar” üzerinden görünmez bir etki alanı kurduğunu ve bu ağın zamanla kamu kurumlarına sızmaya çalıştığını belirten raporlar hazırlıyor.
Aynı raporlarda, örgütün ideolojik hattının radikalleşmeyi teşvik ettiği, bazı alt yapıların şiddet eğilimli gruplarla organik bağ taşıdığı yönünde bulgulara işaret ediliyor. Bu uyarılar, hükümet üzerindeki baskıyı daha da artırmış durumda.
ABD Kongresi daha ileri adımlar peşinde
Washington’da Kongre üyeleri, Trump’ın açıklamalarının ötesine geçen daha kapsamlı bir düzenleme üzerinde çalışıyor. Bu yasa tasarısı, örgütün özellikle Türkiye ve Katar gibi ülkelerdeki kollarını doğrudan hedef alıyor.
Böyle bir yasalaşma, İngiltere başta olmak üzere Avrupa ülkelerinin de konuyu yeniden değerlendirmesine yol açabilir.
*Starmer ve Cooper’dan benzer tonda mesajlar
Başbakan Starmer, geçtiğimiz günlerde Jewish News gazetesine verdiği röportajda Müslüman Kardeşler’in “son derece ayrıntılı bir incelemeden geçtiğini” söyledi.
Dışişleri Bakanı Yvette Cooper ise İran ve Müslüman Kardeşler’in “özellikle Sudan’da radikalleşmeyi körükleyen faaliyetlerinden” ciddi şekilde kaygı duyduklarını vurguladı. Bu açıklamalar, hükümetin konuya artık yalnızca güvenlik perspektifinden değil, dış politika bağlamından da baktığını gösteriyor.
Arap dünyasındaki yasaklar İngiltere’yi baskı altına aldı
Müslüman Kardeşler hâlihazırda Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır, Suudi Arabistan ve Bahreyn tarafından terör örgütü olarak tanımlanıyor. Bu ülkelerin aldığı kararlar, örgüte mensup birçok kişinin İngiltere’ye yönelmesine yol açmış, Londra’nın iç güvenlik dengeleri üzerinde yeni bir baskı yaratmıştı.
2015 yılında David Cameron hükümetinin yaptığı inceleme ise örgüte mensubiyetin “radikalleşmeye işaret eden bir unsur” olduğu sonucuna varmıştı. Raporda, örgüt bağlantılı bazı isimlerin terör eylemlerine maddi veya ideolojik destek verdiğine dair bulgular yer almıştı. O dönemde İngiltere, bazı İhvan liderlerinin ülkeye girişini yasaklamış, örgütün bağlı dernek ve platformlarına yönelik kontrolleri sıkılaştırmıştı.
Downing Street: Karar kanıtlara bağlı
Bugün ise Downing Street, Müslüman Kardeşler’in hâlâ güvenlik kurumlarının hazırladığı kapsamlı bir dosya kapsamında değerlendirildiğini ve yeterli delillerin ortaya konması hâlinde örgütün terör listesine alınmasının mümkün olduğunu belirtiyor.
Bu süreç devam ederken, Reform UK Partisi lideri Nigel Farage da partisinin iktidara gelmesi hâlinde İhvan’ın resmen terör örgütü ilan edileceğini söyledi. Böylece İngiltere’de siyasi yelpazenin farklı kanatlarından gelen baskılar, hükümetin karar alma sürecini daha da hızlandırabilecek bir çevre oluşturmuş durumda.