Doç. Dr. Ocaklı yanıtladı: İstanbul’daki Rusya-Ukrayna zirvesinin çıktıları neler olacak? Al Ain Türkçe Özel

İstanbul’daki Rusya-Ukrayna zirvesine ilişkin değerlendirmelerini Al Ain Türkçe ile paylaşan Doç. Dr. Murteza Ocaklı, “Toplantıdan kalıcı bir barış yerine sembolik adımların çıkması olasıdır” dedi.
Rusya ve Ukrayna heyetleri Dolmabahçe’de yapılacak zirve için İstanbul’a geldi. ABD Başkanı Donald Trump, katılacağı söylenen toplantıya katılım sağlamadı. Trump, “Putin ve ben bir araya gelene kadar herhangi bir şey olacağına inanmıyorum” açıklamasını yaptı.
Ukraynalı yetkililer, bugün sadece ABD Başkanı Donald Trump’ın teklif ettiği 30 günlük koşulsuz ateşkesin nasıl uygulanacağını ve izleneceğini ele almak için Rus heyetiyle görüşeceklerini söyledi. Ukrayna, 30 günlük ateşkesi kabul ederken, Rusya henüz buna onay vermiş değil.
“ÖZGÜVENİN YANSIMASI”
Tüm bu gelişmeleri İstanbul Aydın Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Ekonomi ve Finans Bölüm Başkanı Doç. Dr. Murteza Ocaklı ile görüştük. Al Ain Türkçe’ye özel değerlendirmelerde bulunan Ocaklı, “Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in İstanbul’daki müzakerelere katılmaması ve bunun yerine düşük profilli bir heyet göndermesi, Kremlin’in müzakerelere yönelik stratejik bir tutum benimsediğini göstermektedir” dedi.
Ocaklı, “Heyetin başında, 2022 yılındaki başarısız görüşmelere liderlik eden Vladimir Medinskiy’in yer alması, Moskova’nın mevcut pozisyonunu koruma niyetini ortaya koymaktadır. Bu durum, son üç yılda Batı'nın Rusya’ya yönelik yoğun baskı ve yaptırımlarına rağmen Kremlin’in dirençli duruşundan ve söz konusu baskıların beklenen sonuçları doğurmamış olmasından kaynaklanan bir özgüvenin yansıması olarak değerlendirilebilir” ifadelerini kullandı.
TRUMP’IN MÜZAKERELERE KATILMAMASI GÜNDEMİ
ABD Başkanı Donald Trump’ın İstanbul’daki kritik müzakere görüşmelerine katılım sağlamamasıyla ilgili de konuşan Ocaklı, “Trump’ın katılmaması ABD'nin doğrudan müdahil olmaktan kaçındığını göstermektedir. Trump’ın “Putin gelmezse ben de gelmem” yönündeki açıklamaları ise diplomasiyi kişisel ilişkiler düzeyine indirgediğini ve stratejik tutarlılık sergilemekte zorlandığını ortaya koymaktadır” diye konuştu.
ZELENSKİ-ERDOĞAN GÖRÜŞMESİ
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski’nin Ankara’da Cumhurbaşkanı Erdoğan ile gerçekleştirdiği görüşme ile ilgili olarak ise Ocaklı, “Türkiye’nin arabuluculuk rolünü yeniden güçlendirme çabasıyla doğrudan ilişkilidir. Ukrayna, Rus heyetinin yetkisiz olduğunu vurgularken Türkiye'nin ateşkes ve tahıl koridoru gibi somut girişimleri yeniden gündeme taşıması beklenmektedir. Zelenski’nin, “Rusya’nın karar alıcısı Putin’dir” şeklindeki vurgusu, müzakerelerde lider düzeyindeki temasların kritik önemini bir kez daha gözler önüne sermektedir” ifadelerini kaydetti.
Ocaklı, “Ukrayna, koşulsuz olarak 30 günlük bir ateşkes, işgal edilen toprakların geri alınması, NATO üyeliği ve güvenlik garantileri talep etmektedir. Öte yandan Rusya, müzakerelerin başlamasını ateşkese ön şart olarak koymakta, Batı yaptırımlarının kaldırılmasını istemekte ve ateşkesin sonuç odaklı olmasını savunmaktadır. Bu karşılıklı ve uzlaşmaz talepler, kısa vadede bir anlaşmaya varılmasını güçleştirmektedir. Rusya’nın sahada batının tüm desteğine rağmen elde ettiği askeri ilerlemeler ise Ukrayna’nın müzakere masasındaki pazarlık gücünü zayıflatmaktadır.
Donald Trump’ın yarın yapılacak toplantıya katılması beklenmemektedir. Putin’in gelmemesini gerekçe gösteren Trump, “hayat kurtarmak için bile olsa” toplantıya iştirak etmeyeceğini açıklamıştır. Ancak ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio’nun ve bazı özel temsilcilerin İstanbul’a gitmesi, ABD’nin dolaylı bir diplomatik rol üstleneceğini göstermektedir” diye konuştu.
“SINIRLI ALANLARDA ANLAŞMAYA VARMAK MÜMKÜN”
“Toplantıdan kalıcı bir barış yerine sembolik adımların çıkması olasıdır” diyen Ocaklı, şunları kaydetti:
“Tarafların esir takası ya da insani koridorlar gibi sınırlı alanlarda anlaşmaya varması mümkün görünmektedir. Ancak kanımca Kırım, Donbas ve NATO üyeliği gibi temel sorunlar masada çözümsüz kalacaktır. Ukrayna’nın önerdiği 30 günlük ateşkes protokolü gündemde olsa da, Rusya’nın sahadaki askeri avantajı nedeniyle bu teklifin hayata geçirilmesi şüphelidir. Türkiye’nin tahıl anlaşmasını yeniden canlandırma ya da yeni diplomatik kanallar açma yönündeki çabaları dikkat çekecektir, ancak bu girişimler büyük ölçüde Rusya’nın tavrına bağlı kalacaktır.
NATO ve Avrupa Birliği ülkeleri ise, Rusya’nın düşük profilli bir heyet göndermesini eleştirirken, Ukrayna’ya askeri destek verme taahhüdünü yinelemektedir. Toparlıyor olursak, İstanbul’daki görüşmeler, gerçekçi bir barış umudundan ziyade tarafların kendi pozisyonlarını uluslararası kamuoyuna yansıtma platformu olarak şekillenmektedir. Putin ve Trump’ın yokluğu, siyasi irade eksikliğine işaret ederken; Türkiye'nin arabuluculuk girişimleri, bölgesel diplomaside etkisini sınama fırsatı sunmaktadır. Gelinen noktada, Ukrayna’daki savaşın donmuş bir çatışmaya evrilme riski artmakta; bu bağlamda uluslararası toplumun baskısı her zamankinden daha büyük önem taşımaktadır”