Özel röportaj.. Diyanet İşleri Başkanı, Müslüman Topluluklar Konferansına katıldı
Dünya Müslüman Topluluklar Konseyi’nin, 150'den fazla ülkeden katılımın olduğu İslam birliği konulu uluslararası konferans bugün Abu Dabi'de faaliyetlerine başladı.
Konferansa çeşitli ülkelerden dini, siyasi ve akademik kuruluşların temsilcileri ile cumhurbaşkanları, başbakan, müftü, akademisyen, üniversite başkanı, profesör, uzman, aydın, araştırmacı ve sanatçının da aralarında bulunduğu 105 konuşmacı katılıyor.
Konferansa Türkiye’den katılan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş Al-Ain News’e verdiği özel röportajında, konferansın, Müslümanların birliği, beraberliği, dayanışması, kaynaşması adına çok büyük faydalar sağlayacağına inandığını söyledi.
BAE’nin daha önce olduğu gibi bundan sonra da Müslümanların birliği, beraberliği, kaynaşması ve dayanışması için çok önemli çalışmalara imza attığını vurgulayan Ali Erbaş: “BAE, önemli bir ülke, dolayısıyla bu ülkenin yapmış olduğu çalışmaların dünya kamuoyunda çok önemli ses getireceğini düşünüyorum” ifadelerinde bulundu.
Türkiye ve BAE arasındaki iş birliğinin bundan sonra daha gelişeceği kanaatinde olduğunu söyleyen Erbaş, iki ülke liderinin karşılıklı ziyaretlerine işaret ederek, “bundan sonra ki süreçte her alanda, yani bizim diyanet alanında da, din eğitimi alanında ekonomik, siyasi, iktisadi ve pek çok alanda gelişeceğini düşünüyorum. Bunun da dünya çapında çok büyük faydalara vesile olacağı kanaatindeyim” dedi.
İslam’ın mutedil bir din olduğuna, mutedil bir dini yaşayışı her zaman hedeflediğine dikkat çeken Erbaş, “Müslümanlara zarar veren, İslamî anlayışa zarar veren aşırılıklarla mücadele etmemiz, birlikte mücadele etmemiz Müslümanların gelecekte çok daha birbirleriyle dayanışma ve kaynaşma içerisinde olmasına katkı sağlayacaktır” vurgusunu yaptı.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, röportajında şunları söyledi:
“BAE’nin düzenlemiş olduğu bu toplantının, Müslümanların birliğine, beraberliğine, dayanışmasına, kaynaşmasına, çok büyük fayda sağlayacağını düşünüyorum, çünkü katılımcıların niteliklerine baktığım zaman bu konudaki umudum artıyor. Neredeyse tüm islam ülkelerinden ve hatta Müslüman azınlıkların bulunduğu ülkelerden çok nitelikli katılımcılar var.
Bu toplantı da gösteriyor ki, BAE, bu ana kadar olduğu gibi bundan sonra da Müslümanların birliği beraberliği için, kaynaşması ve dayanışması için, çok önemli çalışmalara imza atacaklar. Önemli bir ülke BAE, dolayısıyla bu ülkenin yapmış olduğu çalışmaların dünya kamuoyunda çok önemli ses getireceğini düşünüyorum.
Türkiye ve BAE arasındaki iş birliğinin bundan sonra daha gelişeceği kanaatindeyim. Zira Şeyh Muhammed bin Zayed, bundan bir sene önce büyük bir heyetle Türkiye’yi ziyaret etti. Sonra Türkiye’den sayın Cumhurbaşkanımızın büyük bir heyetle ziyareti oldu. Bu ziyaretler bundan sonra ki süreçte her alanda, yani bizim diyanet alanında da, din eğitimi alanında ekonomik, siyasi, iktisadi ve pek çok alanda gelişeceğini düşünüyorum. Bunun da dünya çapında çok büyük faydalara vesile olacağı kanaatindeyim.
İslamiyet her zaman aşırılıklara karşıdır. İslam, mutedil bir dini yaşayışı her zaman hedefler, yani “ümmetün vasat” yani orta ümmet olmayı bize sürekli tavsiye eder. Dolayısıyla bu mutedil islamî yaşayış anlayışına zarar verecek her türlü hareket, bizim için reddedilmiş bir harekettir. Dolayısıyla şu an itibarıyle daha çok Müslümanlara zarar veren, islamî anlayışa zarar veren aşırılıklarla mücadele etmemiz, birlikte mücadele etmemiz Müslümanların gelecekte çok daha birbirleriyle dayanışma ve kaynaşma içerisinde olmasına katkı sağlayacaktır. Bu çalışmalara da birlik ve beraberlik içerisinde, nerede bir terör faaliyeti varsa ona karşı mücadele etmemiz Müslümanlar açısından çok faydalı olacaktır”.