DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu: Türkiye dünyanın en adaletsiz vergi sistemine sahip! Al-AiN Özel
DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu, AL-AiN Türkçe’ye yaptığı açıklamada Türkiye’nin dünyanın en adaletsiz vergi sistemine sahip olduğunu belirterek az kazanandan çok, çok kazanandan az vergi alındığın söyledi.
DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu çalışanların maaşlarında kesintiye yol açan ve sendikaların yeni bir düzenleme yapılması için sürekli iktidara çağrıda bulunduğu gelir vergisiyle ilgili AL-AiN Türkçe’den Buluş Akpolat’a yaptığı açıklamada Türkiye’nin dünyanın en adaletsiz vergi sistemine sahip olduğunu söyledi. Çerkezoğlu az kazanandan çok, çok kazanandan az vergi alındığının altını çizdi.
CHP’DEN KANUN TEKLİFİ
CHP, ücretli çalışanların yüksek gelir vergisi altında ezildiğini belirterek, gelir vergisi dilimlerinin güncellenmesi için kanun teklifi verdi. Gerekçe olarak da 2022 yılında uygulanmakta olan vergi dilimleri 2002 yılına göre çok düşük kalmışlardır. Bu fark, özellikle düşük gelirliler için önemli olan, birinci vergi dilimi için yüzde 62, ikinci vergi dilimi için yüzde 85 oranındadır. Yani 2022 yılı için 32 bin TL olan birinci vergi diliminin aslında 52 bin TL, 70 bin TL olan ikinci vergi diliminin aslında 130 bin TL olarak belirlenmiş olması gerekirdi.” denildi.
DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu çalışanlara uygulanan vergi sisteminin adaletsiz olduğunu belirterek çalışanların yılbaşında aldığı maaşın yıl sonunda azaldığını söyledi
Çerkezoğlu şu açıklamaları yaptı:
“TÜRKİYE DÜNYANIN EN ADALETSİZ VERGİ SİSTEMLERİNDEN BİRİSİNE SAHİP”
“Adaletli bir vergi sistemi için DİSK olarak biz mücadele veriyoruz çünkü her zaman biz şunu ifade ediyoruz; gelirde adalet olması için vergide adalet olması şart. Yani adaletli bir vergi sistemi olmadan gelir adaletini sağlamak da mümkün değil. Türkiye dünyanın en adaletsiz vergi sistemlerinden birisine sahip. Herkesten eşit alınan ve yüzde 68’leri bulan bir vergi sistemimiz var. Onun dışında gelir vergisi açısından da sürekli olarak vergi yükünü tabana yayan, dar gelirliye, ücretliye yükleyen bir vergi politikası var Türkiye’de.
YIL BAŞINDA ALDIĞI ÜCRET YIL SONUNA DOĞRU AZALAN BAŞKA BİR MİLLET, ÜLKE YOK HERHALDE DÜNYADA”
“Asgari ücretin yıllardır vergi dışı bırakılması için mücadele verdik. En son o konuda bir düzenleme yapıldı, asgari ücretin ve ücretlerin asgari ücret kadarı vergi dışı bırakıldı fakat yine vergi dilimleri düşük belirlenerek, tüm çalışanların hızlıca ikinci, üçüncü vergi dilimine girmesine sebep olundu. Bu nedenle ocak ayında aldığımız ücreti de haziranda, temmuzda, eylülde, ekimde alamıyoruz. Yılın başında aldığı ücret yıl sonuna doğru azalan başka bir millet, ülke yok herhalde dünyada. Bunun nedeni de vergi dilimlerinin düşük belirlenmesi.”
“ÜCRET ARTIŞLARI VERGİYLE UÇUP GİTMİŞ OLUYOR”
“Vergi dilimleri yeniden değerleme oranı kadar artırılsa ya da asgari ücrete yapılan artış oranında artırılsa çalışanlar hemen ikinci, üçüncü vergi dilimine girmemiş olacak. O nedenle biz özellikle asgari ücret sonrası vergi diliminin yüzde 10’a düşürülmesi ve vergi dilimlerinde en azından yeniden değerleme oranını ya da asgari ücrete yapılan artış oranında yapılması gerektiğini söylüyoruz. Yoksa hemen bir üst vergi dilimine yüzde 27’lik vergi dilimine giriyor çalışanlar. Dolayısıyla yapılan toplu sözleşmeyle veya hükümetin belirlediği ücret artışları vergiyle uçup gitmiş oluyor. Bu da Türkiye’de gelir dağılımı adaletsizliğini daha fazla derinleştiren bir etki yaratıyor.”
“AZ KAZANANDAN ÇOK, ÇOK KAZANANDAN AZ VERGİ ALINIYOR”
“DİSK olarak bu konuda zaten uzun zamandır mücadele yürütüyoruz. En son geçtiğimiz ay basın açıklaması yaptık. Yasa tekliflerimizi, önerilerimizi kamuoyu ile ve Çalışma Bakanlığı ile de paylaştık. Türkiye’de acilen bir vergi düzenlemesine ihtiyaç var. Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınan, faizin, rantın, karın vergilendirildiği adaletli bir vergi sistemine ihtiyaç var ama bizde tam tersi az kazanandan çok, çok kazanandan az vergi alınıyor. Bu da vergi adaletsizliği demek. Gelir dağılımını da giderek bozan ve çalışanların eline geçen net ücretin giderek daha fazla gerilemesine ve dolayısıyla alım gücümüzün giderek daha fazla azalmasına yol açıyor.”