Uygun şartlarda dış finansman bulmak şart / Al Ain Türkçe Özel
Seçim sürecinin ardından Türkiye’nin ana gündemi ekonomi olacak. Ekonomist Erdal Özel, Türkiye’nin önümüzdeki dönemde düşük faizli finansmana ihtiyaç duyduğunu belirtti. Bunu sağlamak için belli şartlarda İMF’ye gidilebileceğini söyledi.
Türkiye’de ana gündem seçim ancak seçim sonrası kurulacak hükümeti ekonomideki önemli sorunlar bekliyor. Dış borç geri ödemeleri ve cari açık ciddi bir risk oluşturuyor. Türkiye ekonomisinin risklerini Ekonomist Erdal Özel Al Ain Türkçe’ye değerlendirdi.
Türkiye ekonomisi şu anda hangi risklerle karşı karşıya, önümüzdeki dönemde hangi riskler var?
Erdal Özel: Elimizdeki verilere baktığımızda Türkiye ciddi bir parasal genişleme içinde. TL’nin emisyon oranlarında ciddi bir artış var. Türkiye’de enflasyonun en önemli kaynağı dolar kuru. MB rezervleri ve TL genişlemesine baktığımızda kurun yukarı gideceğine yönelik endişeler var. Bu da enflasyona yansıyacaktır. Türkiye bir süre daha yüksek enflasyon ve yüksek kura devam edecek gibi görünüyor. Bunun tersi yönünde iki taraftan da net bir açıklama yok. Ama bir darboğaz içindeyiz seçimden sonra bu vatandaş tarafından daha net hissedilecek gibi görünüyor.
Türkiye ekonomisi neden bu hale geldi, neden böyle bir dönem yaşanıyor?
Erdal Özel: Talihsiz dönemler silsilesi pandemiyle başladı, üstüne bir de deprem geldi. Ticari bağlantılarına baktığımızda dolaylı verdiği hasar daha büyük ve tüm Türkiye’yi etkiliyor. Rakamsal boyutunu net bilmiyoruz ama tahmini maliyet 100 milyar dolar civarı. Ticari hayat sekteye uğradı. Tarım ve turizm bölgeleri var.
Duyguları bir kenara bırakacak olursak inşaat firmaları ve alt sektörlerde bir büyüme sağlayacak bu durum Türkiye ekonomisine de ne yazık ki pozitif olarak yansıyacaktır. Bunun yıkımdan kaynaklandığı için ne yazık ki diyoruz.
Dış borç stoğu endişe kaynağı. Türkiye finansman ihtiyacını nasıl karşılayacak, bu parayı bulması mümkün olacak mı?
Erdal Özel: Şu anda TCMB’nin net rezervleri ekside olduğu biliniyor. Bilançolarda bu görülüyor. Bunun kapanması ve 12 ay vadeli net borç stokuna baktığımızda 200 milyar dolar civarı bir para gerekiyor. Böyle bir paranın gelme ihtimali nedir dersek ihracat gelirleri ve turizm gelirleri var. İhracat gelirleri ithalat giderlerine gidiyor. Türkiye kredi konusunda riskli bir grupta. Parayı çok ciddi faizle buluyoruz. Önemli olan bu parayı uygun faiz şartlarıyla bulması lazım.
İMF bu konuda bir seçenek olabilir mi? Siyasiler bu konuya nasıl yaklaşır?
Erdal Özel: İMF bu konuda bir seçenek olarak öneriliyor. Türkiye bu kuruluşun bir parçası ancak kaynak sağlarken bazı koşullar sunuyor. Politikalarınıza ve kamu harcamalarınıza müdahale ederek kredi veriyor. Size kefil olup diğer kuruluşların kredi vermesinin de önünü açıyor. Mevcut hükümet bu konuda şartlara sıcak bakmadığı için kabul etmiyor. Kemal Kılıçdaroğlu bu şartlara sıcak bakarsa tercih edecektir. Şahsi görüşüm İMF’nin öne sürdüğü şartlar Türkiye’nin bağımsızlığına, özgürlüğüne müdahale etmeyecek nitelikte olursa kesinlikle İMF ile masaya oturulmalı.
Kim kazanırsa kazansın, yeni hükümet ekonomi konusunda ne yapmalı?
Erdal Özel: İçinde bulunduğumuz ekonomik koşullara baktığımızda uzun vadeli ekonomik programlara ihtiyaç var. Doğru programlar uygulanırsa Türkiye 2018 öncesi güçlü olduğu dönemlere 2-3 yıl içinde dönebilir. Ancak bunun çok ciddi bir acı reçetesi olacaktır. Acı reçetelerin de hükümetlere siyaseten acı yansımaları olacaktır. Çünkü seçmen sonuç odaklı davranır. Yeni gelecek ekonomi yönetiminin acı reçeyi uygulama konusunda istekli davranacağını düşünmüyorum. Zira 1 yıl sonra yerel seçimler var. Ekonomide alınacak radikal tedbirler ve uygulanması gereken acı reçetenin önündeki en büyük riskin yerel seçimler olduğunu düşünüyorum. Ben bu riski siyasilerin göze alacağını sanmıyorum. Türkiye bir süre daha yüksek enflasyonla ve kur tedtidiyle yaşamaya devam edecek gibi görünüyor.