Devlet, keyfi talimatlarla tehditle şantajla yönetilmez!
Faik Öztrak, “Devlet keyfi talimatlarla, tehditle, şantajla yönetilmez. Devlet kurallarla yönetilir. Devlet kadrolarını parti militanı haline getirmek bu millete, bu güzelim ülkeye yapılabilecek en büyük kötülüktür, ihanettir” dedi.
CHP Sözcüsü Faik Öztrak, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun vali ve kaymakamlara ilişkin sözlerine dair Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın AK Parti grup toplantısında “talimat” verdiğini belirterek, “Devlet keyfi talimatlarla, tehditle, şantajla yönetilmez. Devlet kurallarla yönetilir. Devlet kadrolarını parti militanı haline getirmek bu millete, bu güzelim ülkeye yapılabilecek en büyük kötülüktür, ihanettir” dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, CHP Samsun İl Başkanlığı’nda gündeme dair değerlendirmede bulundu.
Gazeteduvar’ın aktardığına göre Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı yetkisine dayanarak valilere ve kaymakamlara CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında dava açma talimatı verdiğini belirten Öztrak, “Talimatı AK Parti Grubu kürsüsünden, AK Parti Genel Başkanı olarak ama Cumhurbaşkanı yetkilerine dayanarak veriyor. Böyle bir ucubelik olur mu?” diye konuştu.
‘DAVA AÇARSAN BENDENSİN, AÇMAZSAN SORUŞTURMAYI YERSİN’
İçişleri Bakanlığı’nın, “Vali militan, kaymakam militan, yargıçlar militan. Alınan kararları görüyoruz" sözleri nedeniyle CHP eski milletvekili Berhan Şimşek hakkında açtığı davanın dilekçesini matbu hale getirip devletin vali ve kaymakamlarına gönderildiğini söyleyen Öztrak, “Bu talimatın anlamı açık… Kim devletin memuru, kim kendilerinin kapıkulu onu görmek istiyorlar. Dava açarsan bendensin, dava açmazsan soruşturmayı yersin” dedi. Öztrak’ın açıklamasının satır başları şu şekilde:
SARAYA SADAKAT BAŞLADI: Ucube tek adam vesayet rejimi elinde, “devlet krizi” her geçen gün biraz daha derinleşiyor. Moğol filleri gibi bu rejim, devletimizin kurumlarını, kurallarını ve liyakatli kadrolarını ezip, tahrip edip geçiyor. Devlet geleneğimizde bugüne kadar görmediğimiz ucubelikleri, bu rejimde, vaka-i adiyeden olarak görmeye başladık. Devlette “liyakat” bitti. Saraya “sadakat” başladı. Milletin ödediği vergilerle maaşını alan devlet memurları, AK Parti teşkilatı mensupları gibi çalışıyor. Bu ucube vesayet rejiminde devletin sınırları nerede bitiyor, AK Partinin sınırları nerede başlıyor belli değil, birbirine karışmış vaziyette.
BÖYLE UCUBELİK OLUR MU?: En son AK Parti Genel Başkanı, partisinin grup toplantısında kürsüye çıkıyor, devleti parti devleti haline getiren, ülkeyi koyu bir vesayet altına alan, bu ucube rejimin parti militanı haline getirdiği memurlara, militan dediği için Genel Başkanımız hakkında valilere, kaymakamlara dava açma talimatı veriyor. Nereden veriyor bu talimatı? AK Parti grubu kürsüsünden. Kim olarak? AK Parti Genel Başkanı olarak. Ama hangi yetkiye dayanarak? Cumhurbaşkanının yetkilerine dayanarak. Böyle bir ucubelik olur mu?
DAVA AÇARSAN BENDENSİN, AÇMAZSAN SORUŞTURMAYI YERSİN: Bu bizim eski milletvekilimiz Berhan Şimşek hakkında İçişleri Bakanlığı’nın vermiş olduğu dilekçe. Bu atama şimdi atama İçişleri Bakanı’nın talimatıyla bu dilekçe matbu hale getirilmiş, AK Parti Genel Başkanı’nın Meclis grubu kürsüsünden verdiği talimatın yerine getirilmesi için, devletin vali ve kaymakamlarına gönderilmiş. Bu talimatın anlamı açık… Kim devlet memuru, kim kendilerinin kapıkulu onu görmek istiyorlar. “Dava açarsan” bendensin, “dava açmazsan” soruşturmayı yersin…
DEVLET ŞANTAJLA DEĞİL, KURALLARLA YÖNETİLİR: Samsun’dan uyarıyorum. Bu mülki idareyi militanlaştırma operasyonunun dik alasıdır. Devlet keyfi talimatlarla, tehditle, şantajla yönetilmez. Devlet kurallarla yönetilir. Devlet kadrolarını parti militanı haline getirmek bu millete, bu güzelim ülkeye yapılabilecek en büyük kötülüktür, ihanettir. Yılları devlete hizmet etmekle geçmiş, Hazine Müsteşarlığı yapmış bir insan olarak bunları söylüyorum, bu uyarıyı yapıyorum.
TERÖRİST DAMGASI YEMEMEK İÇİN YÜKSEK FAİZE RAZI OLDULAR: Şimdi pahalılığın tek sorumlusu olan Saray, depo basarım, polis yolların deyince de, iş alemini, esnafı temsil eden, TÜSİAD, MÜSİAD, TESK, TOBB bir araya geliyor. Sanayici, tüccar ve esnaf kuruluşları, “Merkez Bankası ne yaparsa razıyız, faizden şikayet etmeyeceğiz” anlamına gelen açıklamalar yapıyorlar. Ne oldu? ¬Sizin ağa babalarınız düne kadar, “Bu faizle, bu iş gitmez” diyordu. Anlaşılan yarın bir gün “terörist” damgası yememek için, yüksek faize de razı oldular. Bir de istişare istediler. Hâlâ anlamıyorlar, görmüyorlar. Sarayın en çok nefret ettiği şey, istişare… Saray hubris hastalığına tutulmuş sadece kendi aklını beğeniyor. Kendi aklı bir yana, milletin aklı başka bir yana…
BU PAHALILIK SİZİN ESERİNİZ SAYIN ERDOĞAN: Bu ülkeyi, koskoca ülkeyi, bir avuç müteahhidin ikbali için çalıştırmak doğru bir şey mi? Ondan sonra da çıkacaksınız, “Bu fiyatları acaba kim artırıyor?” diye sağa sola bakacaksınız. Bu pahalılık sizin esriniz, sizin Sayın Erdoğan.
SARAY’IN 82 GÜNDÜR YAPAMADIĞI REFORMU, BİZ 15 GÜNDE YAPARIZ: Şimdi yine hızlı karar alma demişken. Damat “At izi, it izine karıştı. Allah sonumuzu hayreyleye” deyip, kaçıp gitmesinden bu yana 82 gün geçti. 82 gündür Erdoğan’ın ağzında, bir “reform türküsü”dür gidiyor. 82 gündür reform yapacağız, reform yapacağız. Ama 82 gündür reformun adı var, kendi ortada yok. Kaç yıldır ülkeyi yönetiyorsunuz. Bu ülkede hangi reformlara ihtiyaç var bunu daha hala öğrenemediniz mi? Açık söyleyeyim, biz işbaşına gelsek 15 günde bu reform işlerini bitiririz hem de çok daha kapsamlı reformları yapar ülkeyi biran önce düze çıkarırız. Çünkü biz takip ediyoruz. Nerede ne eksiklik var görüyoruz. Tecrübeli kadrolarımızla da bunlara gerekli çözümleri üretiyoruz. Ama ben şüpheleniyorum, acaba bu reform ataletinin arkasında huylunun huyundan vazgeçmemesi mi yatıyor? Öyle gözüküyor ki, nasıl huylu huyundan vazgeçmiyorsa tek adam da tek adamlığından vazgeçmek istemiyor? Bir takım yetkilerini elinden bırakmak istemiyor.
MİLLET SARAY'IN TASDİKNAMESİNİ HAZIRLADI: Milletimizin çektiği acılar her gün daha da ağırlaşıyor. Bu Saray ittifakının elinde geçen her gün, zam ve zulüm daha da ağırlaşıyor. Milletimiz dört gözle, seçim sandığının önüne gelmesini bekliyor. Ülkeyi yönetenlere bunlara notunu verdi. Karnelerini hazırladı. Önüne gelecek ilk sandıkta, tasdiknamelerini ellerine verecek, yerlerini gösterecek, evlerine gönderecek. Güçlendirilmiş demokratik parlamenter sistemle, yeni kurallar, yeni kurumlar ve yeni kadrolarla dostlarımızla beraber ülkemizi hak ettiği özgürlük, güven ve refaha taşıyacağız. Biz buna inanıyoruz, biz buna hazırız.