Depremzedeler enkazın altında ne kadar hayatta kalabilir? Nasuh Mahruki yanıtladı! Al Ain Türkçe Özel
Dünyanın dört bir yanından kurtarma ekipleri, yaşam belirtisi gördükleri yerlerde, beton yığınlarının altından sağ kalanları kurtarabilmek için durmaksızın çalışıyor. Peki, depremzedeler, enkazın altında ne kadar hayatta kalabilir?
Al Ain Türkçe’den Alev Olgay’a konuşan Arama Kurtarma Derneği(AKUT) kurucusu Nasuh Mahkruki, bunun çeşitli faktörlere bağlı olduğunu söylüyor.
“Afetlerde durum devasa bir problem olarak insanların karşısına çıkıyor.” diyerek cümlelerine başlyana Mahruki, “Genellikle ilk gün, ilk saatlerde çevresindekiler tarafından insanlar daha çok kurtarılıyor. Orada bulunanlar en hızlı müdahaleyi yapıyorlar. Günler geçtikçe elbette olasılık azalıyor ama hala umut var. Bugün de pek çok insanın kurtarılacağına adım gibi eminim. Yarın ve sonraki gün kurtarmalar biraz daha azalarak devam edecektir ama her gün binlerce insan hayatı kurtarılacaktır. Dolasıyla hiç yavaşlatmadan, gevşemeden tüm hızlarıyla kurtarma ekiplerinin çalışmaya devam etmesi en doğru şeydir.” ifadelerini kullandı.
Ekip sayısının artmasının kurtarılan kişi sayısında etkisinin olacağına dikkat çeken Mahruki, “Sonuçta matematik konuşuyoruz. Ne kadar çok ekip girerse o kadar çok insan kurtarma şansı artar. O yüzden çok hızlı, etkin ve kalabalık çalışmak en önemli şey. Çok ekiple çalıştığınız zaman daha fazla enkaza müdahale edebilirsiniz” dedi.
Deprem bölgesindeki kimi vatandaşlardan bazı apartmanlarda ilk günden itibaren arama-kurtarma yapılmadığına dair ses yükseliyor. Tamamen yıkılmamış ancak çökme riski olan evlere müdahalenin neden yapılmadığını anlatan Nasuh Mahruki, “ Kesinlikle girmemek gerekir çünkü bölgede bir deprem fırtınası var. Yüzlerce deprem oldu ve bunların bazıları yıkıcı depremler. Oradaki uzmanlar girme ihtiyaç görürlerse, bir canlı ihbarı geldi ise ona göre bir strateji de geliştirebiliyorlar.” değerlendirmesinde bulundu.
“Enkaz altındakilerin hayatta kalma süresinin belirleyen faktörler nelerdir?” sorusu üzerine Nasuh Mahruki, “Kişisel direnç, hayatta kalma azmi, savaşçı ruhu olup olmaması, mücadele azmi, motivasyonu, morali, psikolojisi, varsa sporcu geçmişi, bu konulara olan hem fiziksel hem psikolojik dayanıklılığı gibi kişisel faktörler etki eder. Bir de tamamen durumsal faktörler var. Ortamın ısısı, depremzedenin enkaz altında sıkışıp kaldığı yer, yaralı olup olmaması, bir uzvunun enkaz altında kalıp kalmaması ve ne kadar sürede ulaşıldığı gibi pek çok faktöre bağlıdır.” yanıtını verdi.
NASUH MAHRUKİ: UZVU SIKIŞAN DEPREMZEDE KONTROLSÜZCE ÇIKARILIRSA, SEPTİK ŞOKA GİRE VE ÖLÜR
Depremzedenin bir uzvunun beton altında kalmasının en tehlikeli durumlardan biri olduğunu belirten Mahruki, “ Kan dolaşımı ortadan kalkacağı için beton altında kalan uzuv, bir noktadan sonra ölür. Kangren dediğimiz olay gerçekleşir. Eğer kazazedenin bir uzvu bası altında kaldıysa, kurtarmacılar o uzvun üzerindeki basıyı kontrolsüz bir şekilde damar yolu açmadan, gerekli ihtiyaç tedavilerini uygulamadan, kaldırırlarsa bası kalktığı için o ölü doku canlı dokuya karışır ve septik şok kişiyi öldürür. Dolayısıyla mutlaka kurtarmacılar kazazedeyi bulduktan, sabitledikten sonra doktorlar girerler gerekli müdahaleyi yaparlar ve kontrollü bir şekilde çıkarılır yoksa kurtardığınız insan ölür.
HİPOTERMİ GÖÇÜK ALTINDAKİLER İÇİN BİR AVANTAJ MI?
Mahruki’nin dikkat çektiği bir diğer konu ise Hipotermi. Soğuk koşullarda oksijensizliğe insan vücudunun daha uzun süre dayandığını belirten Mahruki, “ Bütün canlı vücutları birer hayatta kalma makinesidir. Vücut maximum süre hayatta kalmak için kanını beyne ve iç organlarına çeker. El, ayak ve parmakları ise feda eder. Bu, duruma bağlı olmakla birlikte, üç dakika yerine belki altı dakika beynin oksijensiz kalmasına fırsat verir. Vücut solunum yapmasa dahi oksijen beyinde ve iç organlarda toplandığı için daha uzun süre beyne hayatta kalma fırsatı verir. Kurtarma ekipleri de bu dakikaları kaçırsalar bile hala bir umut olabilir. O yüzden aşırı soğukta çok yeni kalbi durmuş birisi varsa onu doğrudan “ex” olarak kabul etmeyip, vücut ısısının kendine gelmesiyle, CPR ile tekrar kalp atışını başlatırlarsa beyin hasarı almadan hayata tekrar dönebilir. Soğuk koşullarda vücut biraz daha oksijensizliğe dayanabilir.
En çok merak edilen sorulardan biri ise operasyonun ne zaman biteceğine nasıl karar verildiği. Mahruki bu soruyu şöyle yanıtlıyor:
“Enkazlardan ses geldiği sürece, aşağıda insanların canlı olduğunu bildiğimiz sürece operasyon devam eder ancak bir yerden sonra aradınız, arama kameralarıyla ve köpeklerle de baktınız çünkü köpekler canlı ile cenazeyi ayırt ederler, ses cihazları kullandınız ve hala onlardan sinyal gelmedi, yaşama dair sinyaller tamamen ortadan kalktı ise artık bitirilir operasyon.”
AKUT kurucusu Nasuh Mahruki, arama kurtarmanın zamana karşı bir yarış olduğunu dolayısıyla zamanın sonuna kadar maratoncu dayanıklılığı ile ama bir sprinter hızıyla çalışmak gerektiğini söylüyor.