Depremlerde evi yıkılan vatandaşların hakları var mı? Al Ain Türkçe Özel
Türkiye Kahramanmaraş merkezli iki deprem ile sarsıldı. Depremzedelerin binlerce binaları yıkıldı. Hukukçular Al Ain Türkçe'ye depremlerde evi yıkılan vatandaşların hak talebini değerlendirdi.
Kahramanmaraş'ta 6 Şubat'ta 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremler meydana geldi.
Deprem; Kahramanmaraş, Kilis, Diyarbakır, Adana, Osmaniye, Gaziantep, Şanlıurfa, Adıyaman, Malatya ve Hatay'da ağır yıkıma yol açtı.
AFAD'ın son açıklamasına göre can kaybı sayısı 35 bin 418, yaralı sayısı ise 105 bin 505 olduğu öğrenildi. Depremin onuncu gününde arama kurtarma çalışmaları sürüyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 3 milyonu aşkın kişinin evini kaybettiğini açıkladı.
Avukat Dr. Ruşen Gültekin ve Avukat Celal Ülgen Al Ain Türkçe'den Tuğba Yıldırım'a açıklamalarda bulundu.
"VATANDAŞ KUSURLU OLAN KİŞİLERİ ŞİKAYET EDEBİLİR"
'Depremde evi yıkılan vatandaşın hakları var mı?' sorusuna iilşkin Avukat Celal Ülgen, " Vatandaşımızın herhangi bir hakkı yok. Vatandaş eğer evine deprem sigortası yaptırmışsa oradan alabilir. Ancak devletin böyle durumlarda vatandaşına yardım etmesi gerekiyor. Vatandaş evlerinin yıkılmasından kaynaklı zararları, bu işte kusuru olan kişileri şikayet edebilir. Bunlardan birisi de devlettir. Yeterli denetimi yapmadığı, kuralları koymadığı için devlete, belediye'ye ve yapının müteahhidine karşı dava hakkı var" ifadelerini kullandı.
"KREDİ YERİNE KONUT SAĞLANMASI GEREKLİ"
'Depremde evi yıkılan kiracı hak sahibi olur mu?, Devlet konut kredisi mi verecek yoksa konut mu verecek?'sorusuna Avukat Ülgen, "Devletin aslında konut vermesi gerekir ama yapılacak konutlar vatandaşın eski yaşadığı yaşam standartları gibi yapılmayacak.Küçük bir biçimde 2 oda veya 1 oda, 1 salon şeklinde konutlar verilecek. Yurttaşın eski hayat standartında konut verme yükümlülüğü yok. Ama devletin bir sorumluluğu var. Yıllardan beri depreme karşı deprem ülkesi olmamıza rağmen, yeterli önlemlerin alınmamasından kaynaklanan bir sorumsuzluk var. Sorumluluklar çercevesinde kredi yerine bence konut sağlamaları gerekir" dedi.
"DEPREMZEDELERİN ZARARLARININ KARŞILANMASI GEREK"
Ülgen depremzedeler için adaletin zor sağlanacağını ifade ederek, "Önce can kayıpları var. Bu can kayıplarının yerine yenisi gelemez. Depremzedelerin her birinin zararının karşılanması ve onların sosyal hayatlarını, eğitimlerini sürdürebilecek koşulların yeniden sağlanması gerekir. Bunun çok zaman alacağını ve kısa zamanda gerçekleşmeyeceğini söyleyebilirim" diye konuştu.
"TAZMİNAT DAVASI AÇILABİLİR"
Avukat Dr. Ruşen Gültekin ise 'Depremlerde evi yıkılan vatandaşların hakları var mı?' sorusuna ilişkin, "Kahramanmaraş ve diğer yerlerde şu anda Adalet Bakanlığı deprem soruşturma büroları oluşturdu. Dolayısıyla bunlarla ilgili olarak şu anda Cumhuriyet savcıları her bir ilde ve bölgede delil topluyor. Dolayısıyla burada müteahhitden, beton satana, inşaatın yapılış şekline izin verene ve kumu alandan ve kullanandan bunlarda eksiklik görülür ise herkesin ciddi bir sorumluluğu var. Bunların hepsine karşı bir ölüm meydana gelmiş ise buna karşı dava açılabilir. Aynı zamanda hukuki anlamda tazminat davası açılabilir" dedi.
"ÖZEL BİR DÜZENLEME YAPILABİLİR"
'Bu konuda yasalar yeterli mi? Yoksa yasanın yeniden gözden geçirilmesi mi gerekiliyor?' sorusuna Gültekin, "Şu anda Türk Ceza Kanunun 85. maddesinin 2'inci fıkrasında "Taksirle adam öldürme" sebebiyet maddesinden soruşturmalar var. Şimdi bunlarla ilgili suç duyuruları var. Ancak bu soruşturma derinleştiğinde, binaların yapılışındaki betonu satandan, betonu kullanmasına izin verenden, binaların bittiğinde iskanı verenden, hepsinin sorumlu olacağı bir süreç ortaya çıkacak. Türkiye'de yeni bir yasaya ihtiyaç yok. Yeter ki biz var olan yasalara, kanunlara uygun olarak uygulayalım ve delileri zamanında toplayalım. Vatandaştan burada beklenen, yıkıldığı kendi binasındaki delilerin toplanması için elinden geldiği kadar video, fotoğraf ile o alanı çekmeli.
Cumhuriyet savcısına oradaki deprem soruşturma bürosuna başvurarak kendi binasının yerini tespitine ve başvuru yaparak derhal kendi binalarıyla ilgili raporları tutanak altına aldırmak ve bu delileri koruyup bulundukları suç duyurusuyla rapora eklenerek göndermeleri gerekiyor. Gerek Anayasal olarak, gerek yasal düzende Türkiye'de herhangi bir boşluk yok. Ancak belki öneri olarak sizin aracılığınız ile sadece depreme yönelik olarak, depremdeki sorumluların cezalarının daha ağır belirlenmesiyle ilgili Türk Ceza Kanunu'ndaki 85. maddeden ayrı özel bir düzenleme yapılabilir" ifadelerini kullandı.