Deprem bölgelerinde eğitim süreci nasıl işleyecek? Eğitim Sen Genel Başkanı Kurul, Al Ain Türkçe’ye değerlendirdi
Eğitim Sen Genel Başkanı Nejla Kurul, deprem bölgelerinde yüz yüze eğitimin başlaması yönündeki kararı Al Ain Türkçe’ye değerlendirdi.
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Genel Başkanı Nejla Kurul, Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’in Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen illerdeki yüz yüze eğitim sürecine ilişkin yaptığı açıklamaları Al Ain Türkçe’ye değerlendirdi.
Koronavirüs salgını dönemini hatırlatan Kurul, Bakanlığın 71 ilde yüz yüze eğitime bugün itibarıyla başlamış olmasını olumlu olarak nitelendirdiklerini söyledi. Kurul, “Pandemide 1,5 yıl boyunca uzaktan eğitim yapıldı. İyileşme sürecine girmiştik ki deprem bu iyileşme sürecini iyice öteledi” dedi.
“İLK KONUŞACAĞIMIZ ŞEY DEPREM OLACAK”
Yüz yüze eğitim başladığında konuşulacak ilk konunun deprem ve depreme dayanıklı kentlerin nasıl inşa edileceği olacağını söyleyen Kurul, “Depremin değil binaların öldürdüğünü konuşacağız. Bugüne kadar yetkililer ‘Sizin işiniz değil’ diyorlardı ancak artık veliler de öğrenciler de bu durumu sorguluyor” ifadelerini kullandı.
Kurul, “Bakan Mahmut Özer bölgedeki illeri 3 gruba ayırdı. Depremden ağır etkilenen iller, kısmi etkilenen iller ve daha sınırlı olarak etkilenen iller olmak üzere. Ancak depremde bir yakınını kaybeden öğrenci ya da eğitimci için süreç oldukça zor olacak. Bu kişiler için sınav odaklı bir sistem önceliğini yitirdi. Bizim bu merkezi sınav sistemiyle hesaplaşmamız, mücadele yürütmemiz gerekiyor” diye konuştu.
“ÖNERİMİZ ATAMASI YAPILMAYAN ÖĞRETMENLERİN ATAMASININ YAPILMASI YÖNÜNDE”
“Öğrencilerin eğitim hakkı bizim için çok önemli” diyen Kurul, sürecin olumlu ilerlemesi için bazı önerilerde de bulundu.
“Deprem bölgesinde travma yaşamış eğitimciler var. Bu kentte kalmak istemeyebilirler. Aileler, çocuklar ve öğretmenler göç sürecindeler. Öğretmen açığı nasıl karşılanacak bilmiyoruz. Belki bir kısmı orada yaşama kararı verecek. Ayrılan öğretmenlerin yerine de elbette bir öğretmen ihtiyacı doğacak.
Bizim önerimiz 500 bini aşkın ataması yapılmayan öğretmenlerin atamalarının yapılması yönünde. Bu öğretmenlerden bazıları Türkiye’nin her yerinde görev yapabileceğini belirtiyor. Yeni bir atamayla bu ihtiyacın karşılanması gerekiyor.
Batıdaki öğretmenlerimiz ise zorlu bir bölgeye gideceğinin farkında olarak geçici bir süre tayin isteyebilir. Gideceği ve döneceği süreyi kesinleştirerek bu yapılabilir.
“BİLİMSEL BİR KENTLEŞME POLİTİKASI YÜRÜTÜLMELİ”
Öte yandan okullarımızı sağlamlaştırmak zorundayız. Bir depremin beklendiği İstanbul’da 93 okul hakkında nakil kararı alındı. Depremler için vergiler toplandı ancak Kahramanmaraş depremi olmasa nakil işlemi gündemde yoktu. Öğrenciler gününün çoğunluğunu okulda geçiriyor ancak akşamları evlerine dönüyorlar. Konutlarda da bir an evvel hasar tespit çalışmalarının başlaması gerekiyor. Bu yüzden biz bilimsel bir kentleşme politikası yürütmek gerektiğini vurguluyoruz”